Hitler’i anıyoruz (!)

30 Nisan 2018 Pazartesi

Yarın 1 Mayıs ve elbette çok anlamlı, değerli bir gün. “Bayram”ı OHAL karanlığına rağmen inadına kutlayacağız. Fakat bugün, yani 30 Nisan da göz ardı edilmemesi gereken bir gün.
73 yıl önce bugün, 30 Nisan 1945’te Adolf Hitler, uzatmalı sevgilisi (ve sadece bir gün önce evlendiği) Eva Braun ile birlikte intihar etti.
Hitler’i biz hep dehşetli bir muktedir olarak geriye bıraktıklarıyla hatırlıyoruz: Yahudi soykırımı, toplama kampları, gaz odaları, SS’ler, Gestapo… Ya da kendisine adeta taparcasına bağlı kitleler önünde yaptığı ateşli/dehşetli konuşmalar…
Hâlbuki (birkaç yıl önce Ankara’da “barış, demokrasi, özgürlük” yolunda inanç ve direncimizi tazelemeye dönük bir etkinlikte yan yana olduğumuz Sibel Özbudun’un dikkat çektiği üzere) Hitler’i o korkunç kudret hali ile değil; bir odada acz içinde canına kıyarken hatırlamak gerekir asıl... Yaptıklarının bedelini kendi eliyle kendisine ödettirircesine diktatörlük serüveninin bu en son, çaresiz, zavallı, kaybetmiş noktasında hatırlamak ve herkese hatırlatmak gerekir onu!..
O yüzden 30 Nisan önemlidir, anlamlıdır ve hadi söyleyelim, “değerli”dir. Çünkü baskı altında sık sık unuttuğumuz bir şeyi; karanlığın süreksizliğini, onun kendi içinde boğulup aydınlığın er geç yüzünü göstereceğini hatırlamaya vesiledir.

***

Oysa kendi “30 Nisan”ına gelene kadar neler neler yapmıştı o haşmetli diktatör?! Spotlar aktaralım!..

***

Kendince Almanya’yı yeniden güçlü devlet yapıp Yahudiler başta olmak üzere ‘para kralları’nı dize getirerek herkese iş ve ekmek sağlayacağını söylemiş ve milyonlarca umutsuz insan üzerinde umut yaratmıştı. Ama asıl amacını bir söylevinde netleştirdi: Eski devleti yıkmanın yeterli olmadığını, yeni devletin önceden kurulmuş olması ve elde hazır bir halde bulunması gerektiğini anladık. Bundan sonra yapılacak iş eski devletin son kalıntılarını yok etmekti. Anayasanın sağladığı haklara sahip olunca, doğruluğuna inandığımız yolda devleti yeniden kuracağız!

***

Onun liderliğinde Naziler seçime daha önce görülmemiş biçimde hazırlandı. Aynı gün birden fazla yerde konuşabilmesini sağlamak için uçak kiraladılar. Hitler Almanya’nın Üzerinde’ sloganı etkili bir propaganda sözü olarak yaygınlaştı. Devletin radyosu her gün nutuklarını yayımladı. Duvarlar Nazi bayrakları ile süslendi. Buna rağmen 5 Mart 1933 seçimlerinde ancak genel oy sayısının yüzde 43.09’unu alabildi.

***

İstediği, Parlamento’nun yetkilerini ona devretmesi idi. Fakat bunun için Parlamento’nun üçte iki çoğunluğuyla Anayasa’nın değiştirilmesi gerekiyordu. Parlamento’nun önüne getirilen kanun teklifi, yasama yetkisini, bütçenin denetimini ve anayasada değişiklikler yapma yetkisini Parlamento’dan alarak hükümete bırakıyordu. Böylece parlamenter demokrasi sona eriyordu. Hitler, diktatörlüğünü bu kanunun verdiği meşruiyete dayanarak sürdürdü.

***

Kısa süre sonra Hitler hükümeti tarafından alınmış olan kararlar açıklandı. Cumhurbaşkanlığı makamı kaldırılıyor, başbakanlık ile cumhurbaşkanlığı birleştiriliyor, Hitler Devlet Başkanlığı ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanlığı görev ve yetkilerini üzerine alıyordu.”

***

Nazi iktidarı, basını da kısa zamanda denetim altına aldı. Her gün günlük gazetelere hangi haberlerin yayımlanacağı bildiriliyor, yazılacak başyazılar hakkında direktifler veriliyordu. Radyo ve sinema da kısa sürede Nazilerin denetimine girdi. [Henüz mevcut olmadığı için televizüel imkânlardan yoksundular!] Radyonun sağladığı imkânlarla her gün Alman halkına gerçeklere son derece aykırı bir sürü bilgi yutturuluyordu.

***

İlkokul düzeyinden üniversitelere kadar tüm Alman eğitimi kısa sürede Nazileştirildi. Ders kitapları yeniden yazıldı. Kızlara özellikle ev kadını ve anne olmak üzerine bilgiler veriliyor, ayrıca yoğun bir Nasyonal Sosyalist eğitimden geçiriliyorlardı.

***

Nazi Almanya’sının kanun adamları ‘Hitler kanundur!’ diye övünür oldular. Göering Prusya savcılarına şunu söyledi: Kanun ve Führer’in iradesi aynı şeydir’. Adalet Müşaviri ve Alman Hukuk Lideri Dr. Hans Frank bu noktayı daha da iyi belirtmek için 1936’da hukukçulara şöyle konuştu: ‘Nasyonal Sosyalizm karşısında hukuk bağımsızlığı yoktur. Vereceğiniz her kararda önce kendinize şunu sorunuz: Benim yerimde Führer olsa nasıl karar verirdi?”
(Kaynaklar: 1) William L. Shirer, “Nazi İmparatorluğu: Doğuşu, Yükselişi, Çöküşü”, Cilt 1, İstanbul, 1968, s. 424-428; 2) “Adolf Hitler”, “Çağdaş Liderler Ansiklopedisi”, Cilt 3, İletişim Yayınları, 1986, s. 859-881.)

***

Evet, işte böyle… İnsanlık tarihinin bu “en karanlık yüzü”nü ölüm yıldönümünde “tel’in” ile anıyoruz! 1 Mayıs İşçi Bayramı kadar, 30 Nisan “Diktatörlüğün Helaki” de kutlu olsun!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları