İçki Yasağı - Uyuşturucu Kullanımı (4)

29 Mayıs 2018 Salı

AKP yönetimi “içki de içki” diye tutturmuş, vergi üzerine vergi ile fiyat artışı yapıyor, çeşitli yasaklar getiriyor...
2 Nisan’da Milliyet’te Güngör Uras şöyle yazdı: “2011’de 48.8 milyon litre olan rakı 2016’da 46.3 milyona, 2012’de bira 998 milyon litre iken, 2016’da 900 milyona, şarap ise 2010’da 59 milyon litreden, 2016’da 51 milyona geriledi. Nüfus artıyor, alkollü içki tüketimi geriliyor...”
Gelelim sigaraya. 20 Nisan’da Milliyet gazetesine Prof. Dr. Dost Öngür “Sigara azaldı, esrar arttı!” dedi.
Bu açıklamayla bağlantılı, son 20 ayın gazete haberlerine göz atalım:
16 Haziran 2017 Milliyet: Uyuşturucu bağımlısı olarak tedavi gören en küçük hasta yaşı 13... Tedavi görenlerin yüzde 64.81’i ilköğretim mezunu, yüzde 49.31’i işsiz, yüzde 31.93’ünün düzenli işi yok, yüzde 2.26’sı öğrenci...
24 Haziran CHP milletvekili Didem Engin: “Uyuşturucu kullanımı ve madde bağımlılığına bağlı ölümler, son 13 yılda yüzde 1.833 arttı. Uyuşturucu kullanım yaşı 14’e düştü. Sorunun, ivedilikle ve ciddiyetle ele alınması gerekiyor...” Bir yıl geçti, AKP yönetimi seyirci...
10 Ağustos Milliyet: 2007’den bu yana, 10 yılda 2.148 kişi uyuşturucudan öldü.
19 Ocak 2018 Milliyet: 50 bin kişi uyuşturucudan cezaevlerinde... Fetö ’den yatanlar da 50 bin kişi...
23 Nisan Cumhuriyet: Uyuşturucu kullanım yaşı 10’a kadar indi. Madde kullanım merkezlerine başvurularda yüzde 674, yatan hasta sayısında yüzde 381, bağımlılarda ölüm yüzde 220 arttı. Tedavi gören hastaların yüzde 53.9’u işsiz, yüzde 10.4’ünün düzenli işi yok, yüzde 28.9’unun düzenli işi var, yüzde 2.7’si ise öğrenci...
25 Nisan Van: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necla Keskin, uyuşturucu kullanım yaşının 12’ye düştüğünü, hastanede günde 20 hastaya baktığını söyledi ve ekledi:
“Bazen bir hasta, haftada 4 kez gelebiliyor. Toplam uyuşturucu kullanan hasta sayımız ise 300’ü buluyor. 4 - 5 yıldır tedavi gören hastalarımız var. 5 yıllık tedavi sürecinde yine de tamamen bir iyileşme olmuyor!”
19 Mayıs Sözcü: Sağlık Bakanlığı, “7 yaşındaki çocuk uyuşturucudan hastanelik oldu” haberi üzerine şu açıklamayı yaptı: “2010 doğumlu, doğuştan zekâ geriliği bulunan bir çocuğu; ailesi kusma ve titreme şikâyetleri ile zehirlendiğinden şüphelenerek Keşan Devlet Hastanesi’ne getirdi. Ailenin, çocuğa isteği dışında ‘bonzai’ içirilmiş olabileceğini söylemesi üzerine, yoğun bakıma alındı!”
21 Mayıs Sözcü: Uyuşturucu tedavisi gören bağımlı sayısı 10 yılda 25 kat arttı...
Peki, AKP yönetimi içkiye düşman, neden uyuşturucuya karşı ilgisiz?

Abalı...
Kasım 1960’ta, Ankara Cumhuriyet bürosunda tanışmıştık! O, Ankara’nın gözde spor muhabiriydi. Dürüst, saygın bir dosttu... Gazetemizin kurucusu Fethiyeli Yunus Nadi ailesinden geliyordu, bir kere bile olsun bu “aile bağlantısını” istismar etmedi...
Birkaç yıl sonra, ben merakım için fotoğraf çekmeye başlamıştım. Bir gün, bir ricada bulundu. 19 Mayıs Stadyumu’nda önemli bir futbol maçı vardı. Foto muhabiri arkadaşımız Mustafa İstemi bir kalenin arkasında fotoğraf çekecekti. Acaba ben de öteki kalenin arkasında fotoğraf çekebilir miydim?
Yalnız o gün değil, daha sonraki önemli karşılaşmalarda da “ekonomi - diplomasi muhabiri” olan beni, kale arkasında “foto muhabiri” olarak görevlendirmeye başlamıştı...
Türk basını ve sporu için önemli bir kişi olan, değerli, dost meslektaşım Ali Abalı’yı yitirdik. Yücesin...

Daldan Dala!
Doları 1 liradan aldı, önceki ay “4 parmaklı Rabia” yaptı... Şimdi dolar, “5 parmaklı nah!” işaretine koşuyor. Suçu yabancılara yüklemeyi sürdüren AKP Reis-i Umumisi, seçim meydanlarında “Yastık altı doları olanlar TL’ye yatırsın!” sözlerinden medet umuyor.
Yalnız bu öneri eksik! Unutmayalım ki kimileri doları “yastık altında”, kimileri de “kutularda” saklar! Keşke “Yastık altında ve kutu içinde doları olanlar da TL’ye yatırsın!” diyebilseydi...

***

AKP Reis-i Umumisi, damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ı, “milletvekili adayı” olarak gösterdi. Damat, milletvekili adaylığı konusunda “Listede yer almak şereftir!” dedi...
Osmanlıcada “mefhumu muhalifinden hareketle”, günümüz Türkçesi ile “karşıt kavramla yorumlarsak” diye bir mantık değerlendirmesi var... Bolca aday adayı vardı, ama kayınpeder, onları “aday listesine” koymadı. Bu durumda aday olamayanlar “Şerefsiz” mi oluyor?
Damat devam etti: “Görev alınmaz, tebliğ edilir!” Bu anlayış “demokrasiyi” mi “diktayı” mı anlatıyor, anlayamadık!

***

(Düzeltme: Geçen yazımızdaki İzmir’in işgalinin tarihi 15 Mayıs 1919 olacaktı...)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları