Efsane yönetmen Atıf Yılmaz'ın ölümünün 17. yıl dönümü

Zulüm, Bu Vatanın Çocukları, Selvi Boylum El Yazmalım gibi filmleri ile birçok ödüle sahip Türk sinemasının başarılı yönetmeni Atıf Yılmaz, vefatının 17. yılında anılıyor.

Yayınlanma: 04.05.2023 - 16:08
Efsane yönetmen Atıf Yılmaz'ın ölümünün 17. yıl dönümü
Abone Ol google-news

9 Aralık 1925'te Mersin'de dünyaya gelen yönetmen; "Selvi Boylum Al Yazmalım", "Battal Gazi Destanı", "Kibar Feyzo", "Berdel", "Zulüm" ve "Zübük" gibi filmler dışında pek çok filmin yönetmenliğini üstlendi. 

Tam adı Atıf Yılmaz Batıbeki olan yönetmen, yapımcı ve senarist; Tavanarası Ressamlar Topluluğu'na 1947'de katılarak "Beş Sanat" isimli dergide tiyatro ve sinema üzerine yazılar yazdı.

KARİYERİ "ALLAH KERİM" İLE BAŞLADI

Yılmaz, 1950'de yönetmen Semih Evin'in "Allah Kerim" filminde asistanlık yaparak sinemaya adım attı. 1 yıl sonra Hüseyin Peyda'nın "Mezarımı Taştan Oyun" filminin senaryosunu oluşturdu. Aynı yıl ilk filmi "Kanlı Feryad" ile yönetmenliğe başladı. 

Yönetmen Yılmaz, Kerime Nadir'in eserinden 1953'te sinemaya uyarlanan "Hıçkırık" isimli filmi çekti. Filmin başarısı Yeşilçam'da "piyasa romanları" olarak tabir edilen eserlerin sinemaya uyarlanmasına sebep oldu. Oğuz Özdeş'ten "Aşk Izdıraptır", Esat Mahmut Karakurt'tan "Kadın Severse", "Dağları Bekleyen Kız", "İlk ve Son" ve Ethem İzzet Benice'den "Beş Hasta Var" isimli romanları filme uyarlayan Yılmaz, 1959'da çektiği "Bu Vatanın Çocukları" filmiyle Gazeteciler Cemiyeti Türk Film Festivali'nde "En Başarılı Rejisör" seçildi.

"SİNEMANI GÜCÜ FARK EDİLMEDİ"

Katıldığı bir programda Türk sinemasının bir arayış içinde olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları söylemişti:

"Benim zamanımda sinemacı olmak çok kolaydı. Çünkü sinemaya büyük bir talep vardı. Yılda 150-200 film çekiliyordu. Sinemaya aşırı bir talep olduğu için bu talep, filmlerin tarzını da belirliyordu. Şimdi talep de izleyicimiz de her şey değişti. Bugün sinemacı olmak ve bu mesleği yürütmek çok daha zor. Bugün bir arayış var, bu arayışın sonu ne olacak bilemiyorum. Görsel sanatlar hiçbir zaman bitmeyeceği için belki gösterim alanları değişecek ama her zaman yaşayacak diye düşünüyorum."

Aynı röportajda, sinemanın bir ülkeyi tanıtabilecek en önemli sanat dalı olduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Türkiye'nin dış dünyada tanıtılması için en elverişli sanat dalı sinemadır. Cumhuriyet kurulduğu zaman bir Batılılaşma hareketi başladı. Batı'nın burjuva sanatları baş tacı edilmek istendi. Operaya, baleye, tiyatroya, orkestralara devlet destek verdi. Ama sinema halk sanatı olduğu için pek ciddiye alınmadı. Onun gücü de fark edilmedi." değerlendirmesinde bulunmuştu.

BAŞARILARI

Atıf Yılmaz'ın 1972'de çektiği "Zulüm" filmi, 9. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Film", "En İyi Yönetmen" ve "En İyi Görüntü Yönetmeni" ödüllerine layık görüldü.

Yerli Film kapandıktan sonra 1980'de Ömer Kavur ve Yavuz Özkan ile birlikte ADAF'ı kuran Yılmaz, bu şirket dağıldıktan sonra, kendi adına Yeşilçam Filmcilik yapımevini açtı.

Yılmaz, 1977'de Türk sineması klasiklerinden "Selvi Boylum El Yazmalım"ı yönetti, 1980'li yıllarda başrolünde kadın kahramanların öne çıktığı filmlere imza attı. Yönetmen, yaptığı bu filmlerle 1984, 1985 ve 1986'da Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Film" ödülünü kazandı. Sinemanın efsanelerinden biri olarak gösterilen Yılmaz, bir dönem Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV Bölümü'nde de öğretim görevlisi olarak oldu. Aktif olduğu dönem boyunca 110'dan fazla film yöneten Yılmaz, son filmi "Eğreti Gelin"i 2004'te çekti.

Hacettepe Üniversitesi tarafından 1991'de "Sanatta Onursal Doktora" unvanı verilen Atıf Yılmaz, 1996'da 33. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Onur Ödülü"ne değer görüldü.

Mide kanseri nedeniyle 5 Mayıs 2006'da İstanbul'da vefat etti.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler