'İkinci bir dil ve eğitim reformunun yapılması artık zorunlu'

İngiltere’de yüksek lisans ve doktora çalışmaları ötesinde, Cambridge Üniversitesi’nde öğretim üyesi olduğu yıllarda edindiği deneyimleri, devamında 2007’den başlayarak Türkiye’de yükseköğretimdeki İngilizce ve Türkçe eğitimde yaşanan sorunlarla ilgili yürüttüğü araştırmaları, çözüm önerilerini içeren makaleleri ve kitapları ışığında Uygulamalı Dilbilim ve Dil Eğitimi’nde akademik ve uygulamalı çalışmalar yürütmüş yetkin bir isim Prof. Dr. Sinan Bayraktaroğlu. Prof. Bayraktaroğlu’nun bu söyleşimizin konusu Dünden Bugüne Türk Toplumunda Kültür Çatışması: Dil ve Eğitim (Akılçelen Kitaplar) adlı incelemesinin amacı da “dil-kültür” tarihimizi irdeleyerek, ülkemizdeki bugünkü Türkçe ve yabancı dil eğitimini çağdaş eğitim düşüncesi çerçevesinde ve tarihsel etkenler ekseninde değerlendirmek. Dil eğitiminin karşı karşıya bulunduğu, Türk tarihinin akışı içerisinde, iç ve dış etkenlerin sonucunda toplumun bünyesinde oluşan “dil-kültür çekişmeleri” ve bu çekişmelerden kaynaklanan “sorunları” dile getirmek ve bunların altından kalkılması için çözüm önerilerinde bulunmak. Çalışmanın önemli bir hedefi de ülkemizdeki dil öğretmenlerinin mesleki bilgi ve becerilerine tarihsel bir boyut kazandırılması ve öğretmenlerimizin fedakârlıkla yürüttükleri eğitim faaliyetlerini daha da bilinçli ve anlamlı kılması.

Yayınlanma: 30.03.2023 - 00:02
'İkinci bir dil ve eğitim reformunun yapılması artık zorunlu'
Abone Ol google-news

PROF. DR. SİNAN BAYRAKTAROĞLU’NDAN ‘DÜNDEN BUGÜNE TÜRK TOPLUMUNDA KÜLTÜR ÇATIŞMASI: DİL VE EĞİTİM’ ‘Cumhuriyet’in 100. Yılına girerken, ikinci bir dil ve egˆitim reformunun yapılması artık zorunludur.’ İngiltere’de yüksek lisans ve doktora çalışmaları ötesinde, Cambridge Üniversitesi’nde öğretim üyesi olduğu yıllarda edindiği deneyimleri, devamında 2007’den başlayarak Türkiye’de yu¨kseko¨gˆretimdeki I·ngilizce ve Tu¨rkc¸e egˆitimde yas¸anan sorunlarla ilgili yürüttüğü aras¸tırmaları, c¸o¨zu¨m o¨nerilerini içeren makaleleri ve kitapları ışığında Uygulamalı Dilbilim ve Dil Eğitimi’nde akademik ve uygulamalı çalışmalar yürütmüş yetkin bir isim Prof. Dr. Sinan Bayraktaroğlu. Prof. Bayraktaroğlu’nun bu söyleşimizin konusu Dünden Bugüne Türk Toplumunda Kültür Çatışması: Dil ve Eğitim (Akılçelen Kitaplar) adlı incelemesinin amacı da “dil-kültür” tarihimizi irdeleyerek, ülkemizdeki bugünkü Türkçe ve yabancı dil eğitimini çağdaş eğitim düşüncesi çerçevesinde ve tarihsel etkenler ekseninde değerlendirmek. Dil eğitiminin karşı karşıya bulunduğu, Türk tarihinin akışı içerisinde, iç ve dış etkenlerin sonucunda toplumun bünyesinde oluşan “dil-kültür çekişmeleri” ve bu çekişmelerden kaynaklanan “sorunları” dile getirmek ve bunların altından kalkılması için çözüm önerilerinde bulunmak. Çalışmanın önemli bir hedefi de ülkemizdeki dil öğretmenlerinin mesleki bilgi ve becerilerine tarihsel bir boyut kazandırılması ve öğretmenlerimizin fedakârlıkla yürüttükleri eğitim faaliyetlerini daha da bilinçli ve anlamlı kılması. GAMZE AKDEMİR [email protected] - Uygulamalı Dilbilim ve Dil Eğitimi’nde akademik ve uygulamalı çalışmalar yürütmüş bir isim olarak öncelikle bu çalışmalarınızdan bahsetmenizi rica ederek başlayalım söyleşimize? Uygulamalı Dilbilim alanındaki kazanımlarım, İngiltere’de Leeds Üniversitesi’nde Yüksek Lisans ve Londra Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde Doktora çalışmaları ötesinde, Cambridge Üniversitesi’nde öğretim üyesi olduğum yıllarda edinmiş olduğum bilgi ve deneyimlerdir. Özellikle, bu üniversitede tanıma şansına sahip olduğum, Dilbilim Bölüm Başkanı ve daha sonraları yakın dostum olan meslektaşım Prof. John Trim (1924-2013) ile çalışmak akademik hayatımın en önemli kazanımı olmuştur diyebilirim. John Trim, üniversitedeki öğretim üyeliği yanı sıra, Avrupa Konseyi’nin Çağdaş Diller Projesi Direktörlüğünü yürüterek bugün birçok ülkenin milli eğitim sisteminde dil eğitimi politikası (hem anadili ve hem de yabancı dil) olarak uygulanan CEFR adlı bir modelin baş mimarıdır. (Common European Framework of Refrence for Languages: Learning, Teaching, Assessment) (Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Çerçevesi: Öğrenim, Öğretim, Değerlendirme). Bu çalışma bugün Avrupa kıtasının ötesinde, Uzak Doğu’dan Latin Amerika ülkelerine kadar pek çok ülkenin uluslararası ortak bir çerçevesi haline gelmiştir. CEFR’ın getirmis¸ oldugˆu işlevsel, kavramsal ve iletis¸imsel öğretim-öğrenim yo¨ntemleri, mu¨fredat ve ders ic¸eriklerinin hazırlanmasıyla ilgili o¨neriler, dil du¨zeylerinin tanımlamaları ve go¨stergeleri (en alt du¨zeyden bas¸layarak A1, A2, B1, B2, C1, C2), nesnel uluslararası geçerliliği olan sınav o¨lc¸ekleri, o¨gˆretmen odaklı egˆitim yerine o¨gˆrenici odaklı uygulama, ortak kalite standartları, kalite gu¨vencesi ve denetim sistemleri ve dil o¨gˆretmeni yetis¸tirme uygulamaları o¨nemli yeniliklere yol ac¸mıs¸ ve böylece dil eğitimi alanında büyük bir devrim gerçekleştirilmiştir. Ben de bu çalışmaları yakından takip ederek bunların oluşumuna tanıklık etmiş oldum. Üniversitede her hafta düzenlenen Uygulamalı Dilbilim seminerlerindeki tartışmalara katılarak buradan edindiğim bilgi ve vizyon akademik hayatıma ileriki senelerde öncülük etmiş oldu. Bugünkü çalışmalarım da bu doğrultuda devam etmektedir. Bu bağlamda, mesleğime ve ülkeme karşı olan bir sorumluluk duygusuyla Cambridge’de edindiğim bilgi ve becerilerimi Türk eğitimcilerle paylaşmak amacıyla 2007 yılından bu yana Tu¨rkiye’de 12 degˆis¸ik vakıf ve devlet u¨niversitelerinde kısa su¨reli go¨revler u¨stlenerek yu¨kseko¨gˆretimdeki I·ngilizce ve Tu¨rkc¸e egˆitimde yas¸anan sorunlar ve c¸o¨zu¨m o¨nerileri u¨zerinde aras¸tırma yu¨ru¨ttu¨m. Bunların sonucu olarak, bugu¨ne kadar c¸ok sayıda makale ile as¸agˆıdaki kitapları yayınlamış bulunuyorum: Yabancı Dil Egˆitimi Gerc¸egˆi: Yabancı Dilde Egˆitim Yanılgısı (2011). Tu¨rkiye’de Yabancı Dil Egˆitimi: Beklentiler, Gerc¸ekler, O¨neriler (2015 ve 2. Baskı 2019). Cumhuriyet’in 100.Yılına Dogˆru Yu¨kseko¨gˆretimde Dil C¸ıkmazı: Tu¨rkc¸e ve I·ngilizce Egˆitimde Sorunlar ve C¸o¨zu¨m O¨nerileri (2017 ve 2. Baskı 2019). Yabancı Dil O¨gˆrenmeyi O¨gˆretme ve O¨gˆrenmeyi O¨gˆrenme (2022). Yabancı Dil O¨gˆretmeni Yetis¸tirmek: Bilgi, Beceri ve Yeterliliklerin Kazanımı (2022). Dünden Bugüne Türk Toplumunda Kültür Çatışması: Dil ve Eğitim (2023). ‘CUMHURİYET’İN 100. YILINA GİRERKEN HEM TÜRKÇE HEM YABANCI DİL EĞİTİMİ ALANINDA CİDDİ BOYUTLARDA SORUNLAR YAŞAMAKTAYIZ!’ - Dünden Bugüne Türk Toplumunda Kültür Çatışması: Dil ve Eğitim (Akılçelen Kitaplar) adlı incelemenizin amacını, hedefini anlatır mısınız? Cumhuriyet’in ilk yıllarında dil ve eğitim alanında go¨sterilen c¸abalara ragˆmen, bugu¨n itibariyle, u¨lkemizde Cumhuriyet’in 100. yılına girerken, “dil egˆitimi” (hem Tu¨rkc¸e hem de yabancı dil egˆitimi) alanında ciddi boyutlarda sorunlar yas¸amaktayız. Uzun yıllar boyunca yaptıgˆımız aras¸tırmalar sonucunda, bu sorunların neler olduklarını, nerelerden kaynaklandıklarını araştırdık. Bunların u¨stesinden gelebilmek amacıyla c¸es¸itli c¸o¨zu¨m o¨nerilerinde bulunduk. Ancak, bu c¸alıs¸malarımız sonucunda, so¨zu¨nu¨ etmis¸ oldugˆumuz “dil ve egˆitim sorunlarının” Tu¨rk toplumunda asırlardır su¨regelen ku¨ltu¨r c¸atıs¸malarından kaynaklandıgˆını go¨rdu¨k. Dolayısıyla, bu c¸alıs¸mamızın amacı, Tu¨rk toplumunda du¨nden bugu¨ne olus¸mus¸ ku¨ltu¨r c¸atıs¸masını tarihsel boyutu ic¸inde incelemek ve bu c¸atıs¸manın toplumun sosyal bu¨nyesinde yol ac¸tıgˆı c¸ekis¸meleri ve bunların dil ve egˆitim ikiles¸melerine nasıl yansıdıgˆını dile getirmektir. Buna bagˆlı olarak, bugu¨n u¨lkemizde uygulanmakta olan Tu¨rkc¸e ve yabancı dil (I·ngilizce) egˆitimini bu sefer tarihsel bagˆlamda go¨zden gec¸irip degˆerlendirmektir. Bilindigˆi u¨zere, tarihin akıs¸ı ic¸inde Tu¨rkler Mu¨slu¨manlıgˆı kabul etmeleriyle birlikte XI. yu¨zyıldan itibaren Arap ve Fars ku¨ltu¨rlerinin etkisi altına girmis¸ler, bunun ardından Tanzimat Devri (1860-1896) ile Batı ku¨ltu¨ru¨ne yo¨nelmis¸lerdir. Dogˆal olarak o¨nceleri Arapc¸a ve Farsc¸a dillerine go¨sterilen ilginin, Cumhuriyet dönemindeki Dil Reformu’na rağmen, bu kez Batı dillerine (Fransızca, Almanca) ve son yıllarda ağırlıklı olarak, adeta tek başına, I·ngilizce’ye yo¨nelmesinin Tu¨rk toplumunun bu¨nyesinde gu¨nu¨mu¨ze kadar su¨regelen dil-ku¨ltu¨r c¸atıs¸malarına yeni bir boyut verdiğini görüyoruz. Bu c¸ekis¸melerden kaynaklanan “dil egˆitimi sorunları” bugu¨n de su¨regelmektedir. I·s¸te bizi bu c¸alıs¸mayı yapmaya iten etken, u¨lkemizdeki bugu¨nku¨ Tu¨rkc¸e ve yabancı dil egˆitimini c¸agˆdas¸ egˆitim du¨s¸u¨ncesi c¸erc¸evesinde ve tarihsel etkenler ekseninde ‘toplumsal dilbilim’ (sociolinguistics) açısından degˆerlendirmek, sorunları dile getirmek ve bunların altından kalkılması için c¸o¨zu¨m o¨nerilerinde bulunmak olmus¸tur. Bunların yanı sıra, u¨lkemizdeki dil o¨gˆretmenlerinin mesleki bilgi ve becerilerine tarihsel bir boyut kazandırılması ve öğretmenlerimizin fedaka^rlıkla yu¨ru¨ttu¨kleri bugu¨nku¨ egˆitim faaliyetlerini daha da bilinc¸li ve anlamlı kılması hedeflenmiştir. - Bölüm adlarıyla burada da anmanızı rica ederek sorarsam; 8 bölümden oluşan incelemenizi ne kadar bir sürede ve ne yönde çalışmalar, araştırmalar sonucunda kaleme aldınız? Kitaptaki bölümler sırasıyla şu ana başlıklar altında ele alınmaktadır: (1) Türk Dili ve İslamiyet’in Kabulü; (2) Osmanlı Dönemi; (3) Cumhuriyet Dönemi; (4) Dil Reformu; (5) Dünden Bugüne Türkçe Eğitimi; (6) Bugünkü Türkçe Eğitimi; (7) Yabancı Dil Eğitimi; (8) Çağdaş Dil Eğitimi. Bu c¸alıs¸mayı Tarih ve Tu¨rkoloji alanında uzmanlas¸mamıs¸ olmamıza karşın “Uygulamalı Dilbilim ve Dil Egˆitimi”nde akademik ve uygulamalı c¸alıs¸malar yu¨ru¨tmu¨s¸ biri olarak yapmamız s¸as¸ırtıcı gelebilir. Ancak asırlar boyunca Türk toplumunda süre gelen dil-kültür çekişmelerinden kaynaklanan dil eğitim sorunlarını tarihsel boyutu ile ‘toplumsal dilbilim’ açısından irdelenmesi gerektiğini düşündük. Ancak, son derece karmas¸ık bir karakter go¨steren dil sorunu ile ilgili yapılan c¸ok sayıda yayında, bu sorun genellikle edebiyat ve tarih yo¨nu¨nden ele alınmıs¸tır. Bu kitabın amacı dogˆrultusunda, birc¸ok degˆerli Osmanlı tarihi, Tu¨rk dili ve edebiyatı tarihi, dilbilim, sosyoloji, antropoloji ve egˆitim alanlarındaki uzmanların aras¸tırma ve yayınlarından faydalandık. Konumuza yakın olan bu uzmanların yorumlarından, onları degˆerlendirmek yerine, (tamamen kendi so¨zcu¨klerine dayalı) genis¸ kapsamlı alıntıları sık sık yaptıgˆımız ic¸in, c¸alıs¸mamızın adeta bir “tarama ve derleme c¸alıs¸ması” haline geldigˆini ifade etmemiz gerekir. O¨zellikle, Enver Ziya Karal , Zeynep Korkmaz , Taner Timur, S¸erafettin Turan, Bila^l S¸ims¸ir, I·lhan Bas¸go¨z , Aga^h Sırrı Levend, Dogˆan Aksan, Bernard Lewis, Niyazi Berkes , Geoffrey Lewis gibi c¸ok degˆerli aras¸tırmacıların c¸alıs¸malarından en genis¸ bic¸imde yararlandık. CUMHURİYET DÖNEMİNE KADAR SÜREGELEN SOSYAL, EĞİTİM VE EDEBİYAT ALANLARINDAKİ İKİLEŞMELER! - Dünden Bugüne Türk Toplumunda Kültür Çatışması: Dil ve Eğitim’de, dil ile kültür yoldaşlığında önce bireyde takibinde toplumda ivme bulan içsel ve sosyal gelişimde ilk neyin / nelerin evrildiği gözlemlendiğini ortaya koyuyorsunuz? Osmanlı tarihine bakıldığında, kuruluşundan Cumhuriyet dönemine kadar sürgelen dil-kültür çatışmalarından kaynaklanan sosyal, eğitim ve edebiyat alanlarındaki “ikileşmeleri” nasıl sıralıyorsunuz? Osmanlı tarihine baktıgˆımızda, imparatorlugˆun 1299’daki kurulus¸undan itibaren Cumhuriyet do¨nemine kadar su¨regelen dil-ku¨ltu¨r c¸atıs¸malarından kayanaklanan sosyal, egˆitim ve ede- biyat alanlarındaki ikiles¸meleri o¨zetle s¸o¨yle sıralayabiliz: - U¨st Dil (Saray Dili) / Alt Dil (Halk Dili) (Diglossia) - Osmanlı Türkçesi / Halk Türkçesi - Yazılan Dil (Osmanlıca) / Konus¸ulan Dil (Halk Dili) - Divan Edebiyatı / Halk Edebiyatı - I·letis¸im: Anlas¸ılabilmek / Anlas¸ılamamak - Aydın/Halk - Yo¨neten (Ulema) / Yo¨netilen (Reaya) - Osmanlı Kimligˆi / Tu¨rk Kimligˆi - Muhafazakâr (Tutucu)/Yenilikc¸i (Tu¨rkc¸eci) - U¨mmet / Ulus-Devlet - I·slami Egˆitim/Laik Egˆitim - Arap Alfabesi/Latin Alfabesi - Bilim Dili Olarak Arapc¸a/Tu¨rkc¸e - Egˆitim Dili Olarak Arapça/Tu¨rkc¸e - Egˆitim Dili Olarak Fransızca / Türkçe - Egˆitim Dili Olarak İngilizce / Türkçe (günümüzde) - Bilim Dili Olarak Türkçe / İngilizce - Radikal Muhafazakâr (sağcı) / Radikal Tasfiyeci (solcu) - Türkçeciler / Medreseliler - Dilde Evrim mi? / Devrim mi? - Özleştirme / Tasfiyecilik / Uydurmacılık - Türkçe / Türkilizce - Türkçe /Anglomanlıca - İrdelediğiniz tarihin akışı içinde “dil ‘kültürün aynası’dır” vargısına ilişkin burada da neler söylersiniz? Dil-Kültür bağlantısı bilim dünyasında sosyal antropologlar, dilbilimciler, edebiyatçılar, tarihçiler, vb. sosyal bilimciler tarafından uzun asırlar ele alınmış bir konu. Örneğin, Wilhelm von Humbolt (1767-1835), Doğan Aksan’ın alıntısıyla, “bir ulusun dilinden o ulusun kültürüne, dünya görüşüne inilebileceğini” öne sürerek “ulusun dili ruhudur; ruhu da dili” demektedir. Bunun yanı sıra, Şerafettin Turan’ın da belirttiği üzere, dil, bir ulusu olus¸turan ve ulusallıgˆı sagˆlayan ana etkenlerden biri olarak yer tutmaktadır. C¸agˆımızda ulus denen toplumu olus¸turan ana etkenin ırk ya da din birligˆi degˆil, dili de ic¸eren ku¨ltu¨r birligˆi oldugˆu kabul edilmektedir. I·s¸te bu nedenledir ki, dil “ku¨ltu¨ru¨n aynası”dır. Bu bağlamda, Bozkurt Güvenç, “Dil ile ku¨ltu¨r” yerine “dil ku¨ltu¨r bagˆıntısı” demeyi yegˆliyor. Buna gerekçe olarak, dil ile ku¨ltu¨rün birbirine es¸degˆer olduğunu, iki bagˆımsız bu¨tu¨n degˆil; tek bir varlıgˆın, birbirinden ayrılmaz, biri o¨tekisiz olmaz iki parc¸ası gibi olduğunu öne sürerek, ku¨ltu¨rde ne varsa dilde vardır; dildeki her s¸ey ku¨ltu¨rden gelir; ku¨ltu¨r, dilde yas¸ar, gelis¸ir, birikir; dil, ku¨ltu¨ru¨n, hazinesi, bilinci, ruhudur, görüşünü vurgulamaktadır. Dolayısıyla, bu tanımlamalar çerçevesinde, Türk toplumunun önceleri Arap ve Fars kültürlerinin etkisi altına girmesi ve bunun ardından Tanzimat Devri ile Batı ku¨ltu¨ru¨ne yönelmesi sonucunda tarihin akışı içinde doğal olarak bu kültürlerin özellikleri Türk dilinde de yansımıştır. Bu durum toplumsal dilbilim açısından son derece önemli bir konu olup bu alanda daha pek çok araştırma yapılması gerektiği düşüncesindeyiz. Toplumsal Dilbilim (Sociolinguistics), bu¨tu¨n ku¨ltu¨rel alıs¸kanlıkların, beklentilerin, sosyal ortamların ve sosyal ilis¸kilerin dil kullanımına yaptıgˆı etkileri esas alarak, toplumun dile yansıttıgˆı o¨zellikleri her ac¸ıdan inceleyip tanımlayan bir aras¸tırma alanıdır. Antropolojik Dilbilim (Antropological Linguistics) ve Dil Kullanımı Bilgisi (Pragmatics) alanları ile bu¨yu¨k o¨lc¸u¨de o¨rtu¨s¸mektedir. TÜRK TOPLUMUNDA OSMANLI ÖNCESİ DİL-KÜLTÜR ÇATIŞMALARI! - Dil-kültür çatışmaları nerelerde nasıl başlamıştır ve/veya hep nasıl başlamaktadır? Kaşgarlı Mahmut’un, Türk toplumunda Arapça’nın giderek üstünlük ve yaygınlık kazanması ve Türkçenin göz ardı edilmesi karşısında 1072’de yazmış olduğu Divanü Lûgat-it- Türk sözünü etmiş olduğumuz dil-kültür çatışmasının ilk somut örneğidir. Daha sonraları Anadolu Selçuklularının medreselerde Arapça öğretimini yeğlemesi ve Farsçayı Divan dili/resmi dil olarak kabul etmeleri ve Türkçeyi devlet yönetimi dışına çıkartmaları karşısında Anadolu Türkmen halkının bu gidişe duyduğu tepkiyi Karamanoğlu Mehmet Bey Konya’da yönetimde söz sahibi olduğu 1277 yılında “Bugu¨nden sonra divanda, derga^hta, ba^rga^hta, mecliste ve meydanda Tu¨rkc¸eden bas¸ka dil kullanılmaya!” şeklinde karar alması, dil-kültür çatışmasına başka bir örnektir. Bunlar gibi Tu¨rkc¸eyi Farsc¸aya kars¸ı savunan Ali S¸ir Nevai^’nin (1441-1501) Muhakemetu¨’l-Lu^gateyn’i , Yusuf Has Ha^cib’in Tu¨rklerin I·slamiyet’i kabul etmesinden sonra yazmıs¸ oldugˆu Kutadgu Bilig adlı eseri (1070), Türk toplumunda Arapça ve Farsçanın üstün olduğuna dair kanının giderilmesi için yazılmış eserlerdir. Bu eserlerin mevcudiyeti dil-kültür çatışmalarının var olduğunu gösteriyor. DİLİ SADELEŞTİRME HAREKETLERİ XI. yu¨zyıldan itibaren Tu¨rkc¸enin degˆis¸mesi ve toplumun ortak ku¨ltu¨r degˆerlerinden kopmasına neden olan Arapc¸a ve Farsc¸anın etkisini frenleme, hafifletme veya ortadan kaldırma amacıyla bir tepki ve direnis¸ niteligˆinde dili sadeles¸tirme hareketlerinin bas¸laması dil-kültür çatışmalarının diğer somut örnekleridir. Toplumdaki bu c¸atıs¸maların yol ac¸tıgˆı dil sorununun varlıgˆına dair en gu¨c¸lu¨ kanıt, XVI. yu¨zyılda Tu¨rki^-i Basit Cereyanı, Tanzimat (1860-1896), Servet-i Fu¨nu^n (1896-1901), Fecr-i A^ti^ (1901-1908) devirlerinde Tasfiyecilik, II. Mes¸rutiyet’e (1908-1923) kadar su¨regelen Yeni Lisan ve Cumhuriyet devrinde Dil I·nkıla^bı gibi sadeles¸me hareketlerinin birer zorunluk haline gelmesidir. ‘DİL-KÜLTÜR ÇATIŞMASI, REFORM HAREKETİMİZDE BUGÜN İTİBARİYLE ÇOK ÖNEMLİ OLUMSUZLUKLARA YOL AÇMIŞTIR!’ - Temel ilkesinin dilin bir ulusun toplumsal yapısını birleştirici, bütünleştirici ve geliştirici olması olduğunu açımladığınız incelemenizde Mustafa Kemal Atatürk’ün dile verdiği önemin başat göstergesi Türk Dil Reformu'nun bu bağlamdaki işlevi ve başarısına yorumunuz? Cumhuriyet’le birlikte Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde yu¨ru¨tu¨len Dil Reformu’nun tartıs¸masız c¸ok degˆerli bas¸arıları olmus¸tur. Bugu¨n gelinen noktada, “anlas¸ılabilirlik” ve “iletis¸im kurabilme” ac¸ısından, aydınların dili ile halkın dili, yazı dili ile konus¸ma dili arasındaki (Osmanlı do¨neminde ortaya c¸ıkmıs¸ olan) ac¸ıklıgˆın ve iletis¸im gu¨c¸lu¨klerinin yalınlas¸tırılması, okuryazarlıgˆın halka yayılması, Tu¨rkc¸enin her alanda o¨gˆretim ve o¨gˆrenim yapılabilen bir konuma getirilebilmesi ve dile millet varlıgˆı ic¸inde birles¸tirici, bu¨tu¨nles¸tirici ve gelis¸tirici bir nitelik kazandırılması, Tu¨rk Dil Reformu’nun tartıs¸masız o¨nemli ve c¸ok degˆerli bas¸arılarıdır. Ayrıca, Tu¨rk Dil Kurumu’nun c¸alıs¸malarıyla ve aynı zamanda c¸ok sayıdaki bilim, sanat ve edebiyat adamının destegˆinin sagˆlanmasıyla, “65” degˆis¸ik bilim alanında Tu¨rkc¸e bilim terimlerinin belirlenmesi, bunların Osmanlıca unsurlardan arındırılması, Tu¨rkc¸enin bu¨yu¨k oranda o¨zles¸tirilmis¸ bir bilim ve ku¨ltu¨r dili ha^line gelmesi sagˆlanmıs¸tır. Ancak, bu bas¸arılar bir yana, Dil Reformu’nu bugu¨n itibariyle degˆerlendirdigˆimiz zaman, bu c¸alıs¸mamızda ele alındıgˆı u¨zere, toplumumuzda tarih boyunca su¨regelen dil-ku¨ltu¨r c¸atıs¸masının kac¸ınılmaz bir s¸ekilde dilimize ve dil egˆitimimize, özellikle 1945’de çok partili sisteme geçmemizle birlikte, siyasi c¸ekis¸melere yansımasının reform hareketimizde azımsanamayacak kadar o¨nemli olumsuzluklara yol ac¸tıgˆını kabullenmemiz gerekir. Bu olumsuzlukları kitabımızda s¸o¨ylece sıraladık: - Dilimizin so¨z varlıgˆında o¨zles¸tirme ugˆruna yol ac¸ılan fakirles¸me. - Etkin bir Tu¨rkc¸e egˆitimi ic¸in pedagojik o¨gˆretim ve o¨gˆrenim yo¨ntemlerinin belirlenememesi. - Yabancı dil egˆitimi bilincinin gelis¸ememesi, bunun da yabancı dille egˆitim uygulamasına ve yu¨kseko¨gˆretimde girilen dil c¸ıkmazına neden olması. - Tu¨rkc¸enin gu¨nlu¨k konus¸ma ve kullanımlarında I·ngilizcenin boyundurugˆu altına girme tehlikesinin bas¸ go¨stermesi. - Dil ve egˆitim alanında bir devlet politikasının olus¸turulamaması. “ÖNCELİKLE ‘EĞİTİM-ÖĞRETİM’ YERİNE ‘ÖĞRETİM-ÖĞRENİM’ VEYA SADECE ‘EĞİTİM’ SÖZCÜKLERİNİ BENİMSEMELİYİZ!’ - Dünden Bugüne Türk Toplumunda Kültür Çatışması: Dil ve Eğitim’de, bugün de süregelen “dil eğitimi sorunları”nın kökeninde yatan gerçekleri nasıl ortaya koyuyorsunuz ve hangi çözüm önerilerinde bulunuyorsunuz? Dil eğitimi sorunlarının kökeninde yatan temel gerçeğin öncelikle eğitim düşüncesi anlayışımızın çarpıklığından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Şöyle ki: dil eğitimi, öğretmen merkezli bir sistem yerine öğrenci odaklı, yani öğrenim işlemine dayalı, yaşam boyu süre gelen bir eğitim sürecidir. Oysa her yerde ve her ortamda yaygın biçimde söylenen egˆitim-o¨gˆretim sözü, “o¨gˆrenme” is¸levini hic¸e sayan, o¨gˆrenim su¨recinin ne oldugˆunu hic¸ dikkate almadan, sanki “egˆitim” denilince sadece “o¨gˆretim” is¸levinin gec¸erli olması gerektigˆini o¨ngo¨ren sakıncalı bir eğitim du¨s¸u¨ncesidir. Alıs¸ılagelmis¸ bir s¸ekilde her yerde her vesile ile kullanılan bu anlamsız so¨ylemin, “c¸agˆdas¸ egˆitim” anlayıs¸ı ile bilimsel olarak bagˆdas¸tırılması mu¨mku¨n degˆildir. Dolayısıyla, bu kullanım, bugu¨n maalesef Tu¨rkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlıdan miras aldıgˆı c¸agˆdıs¸ı Tâlim-Terbiye du¨s¸u¨ncesini yansıtmaktadır. Bo¨ylesi bir du¨s¸u¨nu¨s¸, Cumhuriyet’in temel egˆitim ilkelerine kars¸ı olmasının yanı sıra Tanzimat ve Mes¸rutiyet do¨nemlerinin ta^lim ve terbiye anlayıs¸ının gu¨nu¨mu¨ze kadar uzanan ezberci bir egˆitim du¨zenini yansıtmaktadır. Tas¸ıdıgˆı anlamlılıgˆa go¨re, o¨gˆrencinin sınıfta o¨gˆretmen kars¸ısında dinamik ve katılımcı bir gu¨c¸ olarak yetis¸mesi yerine pasif bir dinleyici olması ve o¨gˆretmenin sınıf ic¸indeki katı otoritesine dayalı bir anlayıs¸ı ima etmektedir. Bas¸ka bir deyis¸le, bu du¨s¸u¨nce ile egˆitim faaliyetinin “o¨gˆrenici merkezli” bir yo¨ntemle yu¨ru¨tu¨lmesi degˆil, “o¨gˆretici merkezli” bir yo¨ntemle yu¨ru¨tu¨lmesi gerektigˆi kastedilmektedir. Uygulamada olagelen de budur. Bu go¨ru¨s¸ler dogˆrultusunda, c¸agˆdas¸ egˆitimin “o¨gˆrenim” odaklı oldugˆunu ve dil egˆitimi su¨recinin de “o¨gˆrenici odaklı” oldugˆunu go¨z o¨nu¨nde tutarsak, bugu¨n Tu¨rkiye’de “egˆitim-o¨gˆretim” s¸eklindeki kullanımın nasıl bir egˆitim yanılgısını yansıttıgˆını go¨ru¨ru¨z. Bu duruma “Dervis¸’in fikri ne ise zikri de odur!” demek gerek. Tu¨m bu gerc¸ekler kars¸ısında, u¨stelik bir de “c¸agˆdas¸ egˆitim-o¨gˆretim” gibi c¸elis¸kili bir so¨ylemin kullanılması hic¸bir anlamı olmayan gu¨lu¨nc¸ bir durum yaratmıyor mu? Dervis¸’in zikrindeki tutarsızlık yu¨zu¨nden fikrinin ne oldugˆu anlas¸ılmaz bir hale gelmis¸! Bu bagˆlamda, deney, go¨zlem, sentez ve yorum yapabilen, akılcı, aras¸tırıcı, u¨retici ve yaratıcı bireyleri yetis¸tirebilen bir egˆitim du¨zenini yerles¸tirebilmek ic¸in, o¨ncellikle “egˆitim-o¨gˆretim” yerine ‘öğretim-öğrenim’ veya sadece ‘eğitim’ sözcüklerini benimsemek gerekiyor. - Sonraki incelemeniz hakkında bilgi vermenizi rica ederek bitirelim söyleşimizi. Bugu¨n Cumhuriyet’in 100. Yılına girerken, Tu¨rkiye Cumhuriyeti’nin dil ve egˆitim birligˆini korumak ve gelis¸tirmek amacıyla, Atatu¨rkc¸u¨ du¨s¸u¨nce dogˆrultusunda, siyasi ve ku¨ltu¨rel c¸ekis¸melerden arınarak, c¸agˆdas¸ ve bilimsel temel u¨zerinde yapılandırılmıs¸, öğrenmeyi öğretebilen öğretmenler ve öğrenmeyi öğrenebilen fikri hür, vicdanı hür öğrenciler yetiştirebilen ikinci bir dil ve egˆitim reformunun XXI. yu¨zyılda gerc¸ekles¸tirilmesi artık kac¸ınılmazdır. Kısaca, Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerini, geçmişin bir bekçisi olarak algılamak yerine geleceğin öncüsü olarak algılayarak bu doğrultuda çalışmalarımı yürütmeyi planlıyorum. Dünden Bugüne Türk Toplumunda Kültür Çatışması: Dil ve Eğitim / Prof. Dr. Sinan Bayraktaroğlu / Akılçelen Kitaplar / 424 s. / 2023.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler