‘Kanun Hükmünde Yalnızlıklar’

Kanun Hükmünde Yalnızlıklar (Kırmızı Kedi Yayınevi), Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 2016 Ekim’inde işten çıkarılan on binler arasında yer alan öğretmen ve yazar Mazlum Çetinkaya’nın edebiyatımızın çınarlarından Vedat Günyol adına düzenlenen, 6.Vedat Günyol Deneme Ödülü’nü (2021) kazanan ve kitaplaşan dosyası. Çetinkaya’nın kitabında yer alan denemeleri, hiçbir hak iddia edemeden işlerine son verilen KHK’lıların yaşadıklarına kendi içinden şiirsel dille seslendiği yetkin bir yapıt.

Yayınlanma: 02.09.2022 - 00:03
Abone Ol google-news

“‘GÜNEŞ’İ HEPİMİZDEN ALMIŞLAR SANKİ (...) BU YALNIZLIK KANUN HÜKMÜNDE”

Mazlum Çetinkaya’nın edebiyatımızın çınarlarından Vedat Günyol adına düzenlenen, 6. Vedat Günyol Deneme Ödülü’nü (2021) kazanan dosyası Kanun Hükmünde Yalnızlıklar kitaplaşarak Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlandı.

Kitapta yer alan denemeler, bir gece yarısı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kanunsuzluk ortamına sürüklenenlerin nasıl yaşayamazlık cenderesine sıkıştırıldığının, anlaşılmak isterlerken neden dinlenmediklerinin, başka kapıları çalmalarının önünün nasıl kesildiğinin, gitmek isterken niçin engellendiklerinin egemen olduğu bunaltıcı iklimini serimliyor.

Okuyucuya metni anlamak ya da anlamlandırmak için KHK’lılar ile empati kurma olanağı sağlıyor.

Kitapta daha çok şair yanıyla ön planda gördüğümüz Mazlum Çetinkaya’nın şiirlerindeki kurgu biçimi ve dilinin, denemelerine de yansıdığı fark ediliyor:

“Güneş’i hepimizden almışlar sanki Sivas’ta bir göğü soyuyoruz yukarıdan aşağı utanmaz, ahlaksız bu dünyaya… Bu yalnızlık, kanun hükmünde. Bu yalnızlık, devlet hükmünde! Bu yalnızlık kentle kış arasında kalmış bir yolun kapanması hükmünde!” (s. 10)

AÇLIK, İŞSİZLİK, İLGİSİZLİK, SEVGİSİZLİK

Bir öğretmen olarak Mazlum Çetinkaya da 2016 Ekim ayında Kanun Hükmünde Kararname ile işten çıkarılan on binler arasındadır: “Kapı vardır kimse girmez, bir Allah’ın kulu çalmaz, dünyayı çalarlar, dünyanın emeğini, insanın neyi varsa çalarlar, kapın çalınmaz. Ölümüne bir yalnızlık.” (s. 12)

Evet, hızı bugün bile kesilmemiş baskılar ölümünedir. Kamu çalışanları, KHK ile işinden olup aileleri ve çocuklarıyla hiçbir hak iddia edemeden kapı önündedir. Nasıl geçineceklerini, ne iş yapacaklarını şaşırmış haldedirler.

Seyyar pilavcılık yapan KHK’lı akademisyen de görürüz, birleşip lokanta veya kafeterya işleten öğretmenler, sağlıkçılar da... Hele ki kanser olup öldükten sonra görevine iade edilen KHK’lı memurlar da biliriz.

KHK’lıyı sadece açlık, işsizlik değil ilgisizlik, sevgisizlik, bencillik de bunaltır: “Ellerim kan revan… Keşke yüzüme düşen şu toprağa ağlayan biri olsaydın. Keşke içimdeki bu boşluğu gören bir ağaç ya da sessiz bir kaya olabilseydin, çığlığımı duyan şu suyun akışındaki sessizlik olabilseydin.” (s. 73)

KHK’lılara ithaf ettiği Kanun Hükmünde YalnızlıklarMazlum Çetinkaya’nın etkili şiirsel diliyle KHK’lıların bütün hallerine kendi içinden seslendiği yetkin bir yapıt.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler