Müzik Vitrini: Gaye gayet iyi, siz hasetsiniz!

Gaye Su Akyol, bana kalırsa Türkiye’de alternatif popüler müziğin en eğlenceli ve bir o kadar da anarşist isimlerinden biri. Yeni albümü “Anadolu Ejderi” de orijinalliği, sözleri, farklı türlerden beslenen güçlü müzikleriyle bugüne kadar yayımladığı albümlerin üstüne çıkıyor. Ancak yurdum insanları ve özellikle kültür sanat camiasına yakın bazıları dahil olmak üzere birçok kişi ne hikmetse on yeni şarkıyı konuşmak yerine Gaye Su Akyol’un uluslararası basında çıkan haberlerine takılıyor. 

Gaye Su Akyol’la, ilk karşılaşmamız Antik Gelecekler sergisinde, Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde olmuştu. Gaye Su Akyol’un eserine bayılmış, küçük bir sohbet şansı yakalamıştık. Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle hazırlanan “Antik Gelecekler” sergisinde Akyol’un, “Başka Bir Gezegenin Arkeolojik Kazısında Bulundum” adlı eseri vardı ve heykeli, tam da serginin konseptine paralel olarak, spekülatif bir gelecekten hayali bir bulguydu. 

EĞLENCELİ İSYANKÂR

Akyol’un heykeli, bana kadim bir tanrı heykelciğinde bir tür cinsiyet akışkanlığı sunarken aynı zamanda anaerkil bir figür hissi veren çoğul meme benzeri kısımlarıyla cinsiyet rollerine karşı bir isyan gibi gelmişti. Akyol’un şarkı sözleriyle de isyanı anlaşılıyor üstelik bunu çok eğlenceli yapıyor. İngiliz Financial Times gazetesinin Akyol’u, “Tayyip Erdoğan’ın en korkulu rüyası” diye tanıtması, koca bir içerikten böyle bir başlık seçmesi gazetenin sorunu. Elbette Akyol, azılı muhalif sanatçılar içinde akla gelen ilk kişi değil ama anarşist ve eğlenceli bir isyankâr. Üstelik otantik tavrı ve çok yönlü sanatçı kimliğiyle tipik olarak niteliksizlerin çoğunluğunun sözünün geçtiği bir ülkede kimilerini rahatsız ediyor. Anadolu motifleriyle epik bir müzik şöleni

Akyol’un enerji dolu albümünde, “Martılar Öpüşür, Kediler Sevişir”, favorilerimden biri olarak farklı enstrümanların ustaca buluştuğu, eski Türk müziği parçalarını hatırlatan tadıyla, dert ve dost sofralarına çok yakışacak bir şarkı. Kedilerden ziyade, nostaljik bir Türk müziği parçasıyla Anadolu rock sevişmiş gibi. Sözlere de zevkle eşlik edilir hani: “Ah beni yordun sen, ah yıkıldı hayaller. Ah, buralardan ben gidiyorum”. Güçlü şarkılarla dolu albümde, “Vurgunum acelesi yok” diğer favorim, parça hem sözleriyle hem de güçlü altyapısıyla ilk dinleyişte eşlik ettiriyor. Sözlerde de büyük aşk var: “İstanbul’u verseler, seni alırım.” 

Akyol, “Yaram Derin Kanar” parçasında ise Anadolu’dan epik bir aşk anlatıyor gibi. Vokaller ve altyapı adeta bir Anadolu rock müzikali ve sözler de kadim âşıklardan çıkmış gibi. “Anadolu Ejderi” albümünün 10 yeni şarkıya ilave olarak, müthiş keyiflendiren bir Neşet Ertaş türküsü yorumu da var: “Gel yanıma gel”. Bence unutulmaz üstadın parçası yeni haliyle partilerde çok iyi gider ve enerjisiyle ilerleyen saatlerde de epey coşturur, aklınızda olsun.