Doğduğu şehirde kübizm

Fransa’da 1953’ten bu yana kübizm konulu ilk retrospektif sergi, 300 eserle, doğduğu şehir Paris’te sanatseverlerin karşısında.

1907’den 1917’ye kadar uzanan 20. yüzyıl sanat hareketi kübizmin bu on yılllık dönemi “Le Cubisme” (Kübizm) adlı kapsamlı bir sergiyle Centre Pompidou’da anılıyor. Sergide, kübizmin mucitleri Pablo Picasso ve George Braque’ın yapıtları başta olmak üzere toplam 300 eser yer alıyor. Sergide pek çok belgeyle bir kübizm panoraması sunuluyor. Sergi, kübizmi keşfetmek ya da yeniden keşfetmek isteyenler için kapıyı sonuna kadar açıyor.

Paris’in en önemli güncel sanat mekânlarından biri olan Centra Pompidou’da kübizm evrimine dikkat çekmek için ilk olarak masklar ile sanatçılar tarafından toplanan kabile heykelleri karşılıyor izleyiciyi, daha sonra da 14 bölüme kronolojik olarak yerleştirilen başyapıtların da aralarında olduğu resim, heykel ve çizimler görülebiliyor. Sergide ayrıca kübist kitaplar ve Max Jacob, Apollinaire gibi eleştirmenler ve şairlere adanan bir odada bulunuyor. Sergi, Picasso’nun “hepimizin babası” dediği Cezanne’dan ilham alınarak kübizmin başladığına vurgu yaparak onun eserlerine de yer veriyor.
Modernist dürtülere sahip Picasso, Georges Braque, Francis Picabia, Robert Delaunay, Marcel Duchamp, André Laurain, Henri Laurens, Fernand Léger, Juan Gris, Albert Gleizes, Jean Metzinger gibi ünlü Kübistlerin yanı sıra kübizmi yenileyip genişletme arzusunda olan sanatçılar ile saf soyutlama ve canlı renkleri ele alan Sonia ve Robert Delaunay çiftinin eserleri de sergide yer alıyor. Çağın modernliğine dayanan cesur bir sanat akımı olarak nitelenen kübizmin hikâyesi daha doğrusu kübist devriminin tüm kodları var bu kapsamlı sergide.

25 Şubat’a kadar Paris’te izlenecek sergi daha sonra mart ve ağustos ayları arasında etkinliğin partneri İsviçre’nin Basel şehrindeki Basel Kunstmuseum’a gidecek.