Katliama müebbet

“Bunu ben yaptım, ben bir şeytanım” diyen İngiliz hemşire Lucy Letby’in yaptıklarını duymayan kalmamıştır sanıyorum. Pazar günü tadınızı biraz kaçırabilir ama yaşananlar acı, kaçamıyoruz, bir şekilde duyuyor, okuyoruz üzücü haberleri... Ülkemizdeki kadın cinayeti haberlerinin gölgesinde kalma ihtimalinden gözden kaçmış olabilir! Kısaca hatırlayalım: Gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkma huyu olduğu üzere hemşire Lucy de fazla saklayamadı yaptıklarını. En sonunda polise ulaşan şikâyet üzerine, hastanede ölen bebeklerin dosyalarına yansıtıldığı gibi bir hastalıktan değil de cinayete kurban gittikleri ortaya çıkarıldı.

Yayınlanma: 27.08.2023 - 03:00
Katliama müebbet
Abone Ol google-news

Manchester’da Countess of Chester Hastanesi’nde 2015 ile 2016 Haziran arasında yenidoğan ölümlerinde dikkat çeken bir artış yaşanmıştı. Bunun üzerine Mayıs 2017’de hastane yönetimi polise bir dilekçe gönderdi ve artan bebek ölümlerinden kaygı duyulduğu belirtildi. Normalde bir hastanede yenidoğan ölüm sayısı yılda normalde üçü geçmezken bu sayı ikiye katlanmıştı. Dilekçede ölümlerin artmasının hemşire Lucy Letby’in yenidoğan ünitesinde çalışmaya başlamasının ardından olduğuna dikkat çekilmişti.

Yıllar önce İngiliz sağlık sistemi içinde hizmet veren “Ulusal Hasta Güvenliği Birimi”nde bir süre staj yapmıştım. Bu birim yeni açılmıştı, amacı hastanelerde yapılan hataların bildirimiyle o hataların neden yapıldığı, sorunun kaynağına inip dersler çıkarıp çözümler bulmak ve bulguları uygulamaya sokarak aynı hataların yapılmasına engel olmaktı. Çok güzel bir sistem kurulmaya çalışılıyordu. Yapılan, gammaza teşvik değildi, çalışanlar gördükleri yanlışları isimsiz olarak bildirebilirdi. Hatayı yapan yakın bir arkadaşıysa bile ve o bir hastanın sağlığını ya da güvenliğini etkilemişse, o durumu isimsiz sisteme girme imkânı sunuyordu. Havuza düşen bilgiler, uzmanlar tarafından inceleniyordu. Kim bilir, hemşire Lucy de bu sistemin ağına düşerek hastane yönetiminin dikkati çekilmiştir!

‘SİNEKKUŞU OPERASYONU’

Suçlamaların ardından polis soruşturma başlattı. Neden operasyona Hummingbird (Sinekkuşu) adı verildi bilemem ancak ben bu kuş türünü bu vesileyle öğrendim. Bu küçük kuş türü havada asılı kalıp kanatlarını çok hızlı çırparak durmalarıyla tanınıp, türüne bağlı olarak saniyede 15-80 kez kanat çırpabilirlermiş. Uçarken evrensel olarak bilinen ve eski bir gelenek olan sekiz rakamını çizdikleri için de süreklilik ve sonsuzluğun sembolü olarak görülürlermiş. Sinekkuşlarının Evi adında 2018 yapımı bir Güney Kore filmi olduğunu da bu sırada öğrenip listeye aldım.

Sinekkuşu Operasyonu kapsamında, uzmanlarca 17 bebeğin ölümü ve 16 bebeğin de ölümcül olmayan rahatsızlıkları incelenmiş. Bebek ölümlerinin doğal nedenlerle gerçekleşmediği belirlenmiş. Tesadüf o ki ölümlerinin olduğu günlerde hep Lucy görevde ve bebeklerle dakikalarca yalnız zaman geçirmiş. Bazı bebeklerin kanına oksijen verdiği, bazılarına insülin yaptığı, bazısına aşırı süt verdiği, bazılarının da solunum cihazını çıkararak ölümlerine neden olduğu tespit edilmiş. 

Cinayeti işlediği günleri özellikle seçtiği, bu günlerde prematüre bir bebeğin doğduğu ya da bir bebeğin yenidoğan ünitesinden ailesine teslim edildiği saptamalar arasında. Bunlar yetmezmiş gibi bir de hastalanan bebeklere ilk yardım yapan müdahale ekibinin içinde yer alıyormuş, tam bir kâbus!

‘TANRICILIK OYNAMAK’

Haziran 2018’de hemşire Lucy, evinde gözaltına alındı. Kısa sürede tutuklanan Letby’nin evinde incelemeler yapıldı, bulunan bir notta, “Yaşamayı hak etmiyorum. Onları bilerek öldürdüm; çünkü onlara bakacak kadar iyi ve yeterli değilim” yazıyordu. Odasında kıydığı bebeklere ait bazı eşyalar ve dosyaların yanında öldürdüğü bebek adları ve tarihlerini şifreli bir şekilde işlediği günlüğü de bulunmuş. Ayrıca hemşirenin kurban ailelerinin Facebook hesaplarına baktığı da tespit edilmiş. Mesai çizelgesi mahkemeye sunulan önemli bir kanıt olmuş! Cinayet günleri çalışan hep Letby.

Hemşireyle çalışan doktorlar, kaygılarının üst düzey yöneticiler tarafından bir süre göz ardı edildiğini ve kendilerine onu dışladıkları için özür dilemeleri söylendiğini de iddia etmişler.

Giden bebekleri geri getirmeyecek ancak adalet geç de olsa yerini buldu. 33 yaşındaki hemşire Letby, yedi bebeği öldürmek altı bebeği de öldürmeye teşebbüsten suçlu bulunarak ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. İngiltere’de bu cezayı alan hayattaki 4. kadın oldu. İki bebeğin ölümünden suçsuz bulunan Letby’nın dört bebeği öldürüp öldürmediğine ilişkin ise karara varılmadı.

Savcı, Letby’ın bu eylemlerini “Tanrıcılık oynamak” şeklinde nitelendirirken yaptıklarının farkında olduğunu ve keyif aldığını söyledi. Duruşmada bebeklerin ailelerinin yanı sıra en üzgün olanlardan birisi de şüphesiz “Tüm bunlar doğru olamaz” diye kızına bağıran hemşire Lucy’nin annesiydi! 

[email protected]


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler