'Gezi Davası'nın AKP'li hakimi'ni yazmıştı: İsmail Saymaz'a beraat kararı

Gazeteci İsmail Saymaz, "Gezi Davası'ndaki AKP'li hakimin eşi FETÖ itirafçısıymış" başlıklı yazısı nedeniyle 7 yıl 7 aya kadar hapis talebiyle yargılandığı davadan beraat etti.

Yayınlanma: 23.01.2024 - 12:09
'Gezi Davası'nın AKP'li hakimi'ni yazmıştı: İsmail Saymaz'a beraat kararı
Abone Ol google-news

Gazeteci İsmail Saymaz hakkında, 26 Nisan 2022'de kaleme aldığı, “Gezi Davası’ndaki AKP’li hakimin eşi FETÖ itirafçısıymış” yazısı nedeniyle, 'terörle mücadelede görev almış kamu görevlisini, kimliğini açıklama ve yayma suretiyle hedef göstermek' ve 'kamu görevlisine hakaret' suçlarından 2 yıl 3 aydan 7 yıl 7 aya kadar hapis istemiyle İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın karar duruşması görüldü.

Duruşmaya İsmail Saymaz ile avukatları geldi. Duruşma savcısı önceki duruşmada açıkladığı mütalaasını tekrar ettiğini söyledi.

"FOTOĞRAFLARINI KULLANMADIK"

Mütalaaya karşı savunma yapan İsmail Saymaz, mütalaada cezalandırılmasının istenildiğini belirterek, hakimin fotoğrafını yayınlamadıklarını, bunun bilirkişi raporlarında da sabit olduğunu söyledi. Saymaz, hakimin 2018 yılında AKP'den Milletvekili aday adayı olduğunu ve seçim kampanyasında fotoğraflarının zaten kullanıldığını kaydederek, fotoğrafını kullanmış olsa bile üzerine atılı suçun işlenemeyeceğini savundu.

"BUNLARI YAZDIĞIM İÇİN YARGILANIYORUM"

Saymaz, müşteki hakimin fotoğraflarının sık sık başka internet sitelerinde zaten kullanıldığını kaydederek, "Ben sayın hakimin eşinin FETÖ itirafçısı olduğunu ve 1 yıl soruşturma geçirdiğini yazdım. Çocuklarını, 17-25 Aralık sonrasında bile FETÖ okullarında okuttuğunu yazdım. Ben bunları yazdığım için yargılanıyorum. Bunları yazmamış olsaydım yargılanıyor olmazdım. Tarihte ilktir bir kişinin eşi adına şikayette bulunması. Hanımefendi şikayetçi olmuyor, ama eşi ağır ceza hakimi olduğu için şikayetçi oluyor ve ben yargılanıyorum" diye konuştu.

"HAK İHLALİ KARARI VEREN AYM ÜYELERİ HEDEF GÖSTERİLDİ

Saymaz, savunmasında, Gezi Davası kapsamında tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında 'hak ihlali' kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyelerinin bir gazete açıkça hedef gösterildiklerini ve herhangi bir soruşturma açılmadığını hatırlatarak, "Bundan ala hedef gösterme mi olur? Yarın öbürgün biri kalksa suç işlese ne yapacaksınız? Olmadık şey değil. AYM üyelerini hedef gösteren yandaş gazetenin kardeşi akit, daha önce Danıştay üyelerini hedef gösterdi, Alparslan diye biri kalktı Danıştayı bastı bir hakimi öldürdü. Bense hakim beyin fotoğrafını kullanmadığım halde burada yargılanıyorum" dedi.

İsmail Saymaz'ın avukatı Turgut Kazan ise savunmasında, hakimlerin atama kararlarının Resmi Gazete'de isimleriyle birlikte yayımlandığını ve bir hakimin adının haberde kullanılmasının bu nedenle hedef gösterme sayılamayacağını ifade etti. Kzan, yargıçların, siyasi parti tabanlı olamayacağını belirten avukat Turgut Kazan, müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini talep etti. Saymaz'ın diğer avukatları da beraat talebinde bulundu.

"BİR GENEL BAŞKANIN ESKİ AVUKATI"

Son sözü sorulan Saymaz, “Hakim bey 2021 öncesinde avukattı ve siyasi eylemler içindeydi. Gezi parkı hakkında fikirleri vardı. Kendisi Gezi Parkı olaylarını hükümete karşı silahlı bir ayaklanma olarak görüyordu. Hakim bey, gezi davasına bakmaya başladığında orada bir hakim değil, bir genel başkanın eski avukatı sıfatı da vardı. 3 yıl öncesine kadar karadenizin bir ilçesinde avukatlık yaparken bir anda istanbul adliyesinde ağır cezaya, bıradaki ağır davalara bakabilmiştir. Sizin 20 yılda gelebildiğiniz konuma 3 yılda gelebilmiltir"

BERAAT ETTİ

Kararını açıklayan mahkeme, İsmail Saymaz'ın üzerine atılı suçlamalardan beraatına hükmetti.

"HİÇ YARGILANMAMAM GEREKİYORDU"

Duruşma sonrasında mahkeme önünde gazetecilerin sorularını cevaplayan İsmail Saymaz, şunları söyledi:

"Beraat ettim, aslında hiç yargılanmamam gerekiyordu. Çünkü ben esasen şunu kaleme almıştım; Gezi Parkı davası görülüyor bu adliyede. Gezi Parkı davasının bir hakimi Sayın Murat Bircan daha önce hem de 3-4 yıl önce AK Parti'den milletvekili adayıydı ve belediye başkan yardımcısıydı. Kendisi bu Gezi Parkı davası görülürken reddi hakim talebiyle 'mahkemeden çekilsin' istenmişti. O günlerde ben sadece Sayın Hakim'in AK Parti milletvekili adayı olmadığını aynı zamanda eşinin de öte şüphelisi olduğunu yazdım. Ben bunu mahkeme kayıtlarına dayanarak yazdım. Sayın Hakim'in eşi Arzu Hanım, 2016 yılında darbe sonrasına kadar FETÖ'yle temas halinde olduğunu ifade etmişti hem de bu yapının içinde bulunduğunu belirtmişti. Soruşturma yürütülmüş takipsizlik kararı verilmişti. Ben bunu yazdım. Fakat sayın hanımefendinin adına eşi beyefendi hakim bey şikayetçi oldu. Tarihte ilk kez görülmüştü. Bir insanın karısı adına suç duyurusunda bulunduğu. Bu suç duyurusu ardından bana hakim bey AK Parti'li demek suretiyle hakaret etmekten ve hakim beyin fotoğrafını basmaktan dava açıldı. Halbuki AK Parti'li demek ne zamandan beri hakaret oluyor? Eğer AK Partili olmasa utanıyorsanız aday olmasaydınız. İkincisi Hakim beyin fotoğrafını ne demek basmak suç olabilir? Ki basmadık Bilirkişi raporuna göre basmadık ama bassak ne olur? Hakim beyin fotoğrafını milletvekili adayıyken bütün samsun sokaklarına astılar. Üstelik dikkat edin, bana açılan davanın günü 29 Mayıs, seçimden bir gün sonra. Seçimin bitmesini beklediler, AK Parti'nin seçimi kazandığını anlayıp bana dava açtılar. Adalet galip geldi, benim suçsuz olduğum gazetecilik görevini yerine getirdiğim bugün bir mahkeme kararıyla daha kabullenmiş oldu, tasdik edilmiş oldu ama mesele şudur; Gezi Parkı gibi davalarda namuslu  yurtsever, tertemiz insanlar yatıyorlar. Siyasi davaların hedefi durumundalar. Kendisi bir siyasi partinin üyesi olup onun baktığı davada insanlara siyaseten ceza verilmesi döneminin artık Türkiye'de kapanması gerekir. Başta Can Atalay olmak üzere Gezi Parkı davasında tutuklu bulunan tertemiz, namuslu yurtsever insanların da tahliye edilmesi gerekiyor."


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler