İYİ Parti'nin İBB adayı Buğra Kavuncu Cumhuriyet TV'de soruları yanıtladı! Tüm adaylara çağrı yaptı!

Yerel seçimlerde İYİ Parti’nin İBB adayı uzun yıllardır İstanbul İl Başkanlığı görevini sürdüren Buğra Kavuncu oldu. Seçim çalışmalarını sürdüren Kavuncu, Cumhuriyet TV’de soruları yanıtladı.

Yayınlanma: 15.03.2024 - 17:30
Abone Ol google-news

31 Mart yerel seçimlerine çok kısa bir süre kaldı. Seçim yaklaşırken siyasi partilerin belediye başkan adayları saha çalışmalarını sürdürüyor. 

İYİ Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Buğra Kavuncu Cumhuriyet TV yayınına katılarak yerel seçimlere ilişkin açıklamalarda bulundu. 

İTTİFAK ELEŞTİRİLERİNE YANIT VERDİ

Yerel seçimlerde aday belirleme sürecinde “ittifak olacak mı” tartışmaları yapıldı, partinize oy bölme eleştirileri de yöneltildi. Bu eleştiriler hakkında neler söylersiniz? 

“Hür ve müstakil olma kararını bir tepki olarak hızlı biçimde almadık. Çok uzun süre bu konuyu konuştuk ve tartıştık. İttifak yapmamamızın birçok sebebi var ancak ana sebebi AKP’nin ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ülkeyi getirdiği durumun ve götüreceği yerin iyi olmayacağına inanmamızdır. Bir değişim istiyoruz. Bir ittifak denedik ve bu değişimin ittifakla gerçekleşmediğini gördük.

Bizim her iki tarafa da itirazımız var. Başka partileri savunmak zorunda kalmamaya karar verdik. Türkiye her alanda aşağı gitti, bunun ana sorumlusu elbette iktidar. Ancak bu iktidar seçim kaybetmiyorsa ana muhalefet güveni telkin edemiyor demektir. Her iki taraf da kendine konfor alanı yarattı. Seçmen artık yoruldu ve nefes alabileceği bir alternatif istiyor. Kavgalardan uzak kalmayı, diyalog kurabilmeyi istiyor.”

Sahada da oy bölme eleştirileri ile karşılaşıyor musunuz?

“Bu yorum ve eleştirileri genelde sosyal medyada görüyoruz. Orada yapılan yorumları görünce tüm dünya size karşıymış gibi geliyor ama dışarı çıktığınızda durum farklı. Sahada çok nadir bu eleştirilere denk geldim. Şimdiye dek iki yurttaş bu konuda bizimle konuştu. Bu da tepki gibi değil ‘keşke ittifaka devam etseydiniz’ şeklinde temenniler. Anlattığımızda da bir anlama ve saygı duyma durumu var. Çok daha fazla ise bu kararı önceden almamız gerektiğini, geciktiğimizi düşünen yurttaş var. Gidemediğimiz ilçe, giremediğimiz mahalle olmadı. Siyasetçi bu sorularla yüzleşmeli. Bir karar aldıktan sonra neden böyle bir karar aldığımızı anlatmakla mükellefiz. Bu tür soruların gelmesinden memnun oluyorum.”

İYİ PARTİ HANGİ TABANDAN OY ALIYOR?

İYİ Parti diğer partilerin tabanları düşünüldüğünde en çok hangi kesimlerden oy alıyor? Sahada yürüttüğünüz çalışmalardan yola çıkarak yanıtlayabilir misiniz?

“Bütün partiler yarışa genel seçimlerde aldıkları oy oranlarıyla başladı. Geçtiğimiz haftalarda bu oranın üzerine çıktığımızı gördük. Diğer iki adaya göre daha az tanınıyor olmam benim avantajım çünkü kendinizi anlattıkça oy alma kapasiteniz daha fazla. Tanınırlık oranımız da oy oranımız da arttı.

31 Mart’ın bir özelliği var. Seçmenimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine destek olan iki kutuplu yapıyı mı yoksa diğer partilerin de kendini ifade edebildiği bir sonucu mu isteyecek göreceğiz. Ben ikincinin olma ihtimalinin daha fazla olduğunu düşünüyorum. Bu konuda biz öncü olduk. Bugün pek çok siyasi parti aday çıkardıysa bu kapıyı İYİ Parti aralamıştır. Genel başkanımız daha ağustos ayında ‘Hodri meydan’ dedi.

Bu seçim çok partili demokratik hayatımızın nasıl ilerleyeceğinin adını koyacak. Bu ikili yapıya mahkum olmamızdan korkuyorum. Belki bundan 15-20 yıl sonra Irak’ta Libya’da gördüğümüz tek adam partileri gibi bu rejim kalıcılaşacak.”

İSTİFALARI NASIL DEĞERLENDİRİYOR?

Seçimden sonra hem İYİ Parti hem CHP’de ciddi tartışmalar yapıldı. İYİ Parti’de de üst düzey yetkililer de dahil olmak üzere çok fazla istifa yaşandı. İstifa eden bazı isimler partinize yönelik bazen çok sert eleştiriler yaptılar. Bu eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz?

“Biz son 30 yılda kurulup ayakta kalabilen tek partiyiz. Despotlaşmış bir yapının hakim olduğu Türkiye’de ayakta kalmak çok zor, zaten kuruluş aşaması da zordu. O dalgalanmayı ve içerideki hırçınlığı hep yaşadık. Çünkü bir iddia ortaya koyduk ve varlığımız dengeleri bozdu. İstanbul 25 yıl sonra el değiştirdi. Bize bu kadar yüklenilmesinin sebebi etki düzeyimiz. İYİ Parti’nin kurulmasıyla beraber İstanbul’da seçim kazanıldı ancak bu hiç takdir görmedi. Biz bir tarafta tutulduk başka partilere teşekkür edildi. Bunlar bizi yolumuzdan çevirmez ancak görülmedi. İktidar tarafından çok şiddetli reaksiyon alındı. Genel Başkanımıza ‘Sizi tutuklayacağız’ dediler, ben saldırıya uğradım.

Siyasette ideolojiler ve beklentiler önemlidir. İktidar olabilme kapasitesini gösterdiğimiz dönemde bu tepkiler azdı. Ne zaman ki genel seçimlerde başarısız olduk, sonrasında da ittifak yapmama kararı aldık o zaman belediyenin imkanlarından faydalanma opsiyonunu da elimizin tersiyle ittik. Ne iktidarın ne başka bir partinin yanında olmayacağımızı ilan ettiğimizde geriye ideolojiniz ve inancınız kalıyor. Bu ideolojiye inananlar yoluna devam etti. Herkesi bu kapsama almasam da büyük çoğunluğu bu gerekçe sebebiyle ayrıldı. Ayrıldıktan sonra sürekli partimizi hırpalayan, CHP listelerinde belediye meclis üyesi olarak çıkan ya da yarın kazanılacak belediyelerde iyi konumlara gelecek arkadaşlar bu zorlu yolda yürümek istemedi.”

İYİ Parti İstanbul’da oylarını arttırarak sürpriz yapacak mı?

“Seçmen günün sonunda en iddialı 2-3 adaya oy verme eğilimine kapılır. Ancak kırılmalar çok fazla. Bir ziyaretim sırasında  seçmenin bıkkınlığını ve alternatif isteğini gördüm. Oradaki arkadaşlarımızın çoğu geçmişte iktidara oy vermişti. İYİ Parti’nin tabanı kentli, seküler, milliyetçi seçmenden daha fazlası. Şimdiden şu partinin adayları kaybettirir ya da kazandırır tespitleri özellikle İYİ Parti için yapılmamalı. Diğer partilerin duruşları itibarıyla nereden oy çekeceği bellidir ancak biz kendimizi merkeze yakın konumlandırdığımız için oy alabileceğimiz çok farklı alan var.”

DİĞER ADAYLARA ÇAĞRI YAPTI!

İstanbul’u 25 yıl AKP yönetti, bir dönemdir ise CHP yönetiyor. İstanbul’un sorunlarını düşündüğünüzde bu yönetimleri eleştirdiğiniz noktalar var mı?

“İstanbul’la ilgili 28 başlık açtık ve platformlarımızda yayımlayacağız. İstanbul’da duyabileceğiniz birçok konu başlığına yer verdik ancak dört ana başlığımız var: Barınma, ulaşım, sosyal belediyecilik ve düzensiz göç. Dört buçuk yıllık İl başkanlığı sürecimde oturmadık İstanbulluyu sokakta, mahallede dinledik ve en çok bu konuları duyduk. Düzensiz göçe ilişkin bir göç doktrinimiz var. Bu bizim beka sorunumuz.

Bu konularda karnemiz iyi değil. Bu sorunlar 25 yıllık süreçte düzelmediği gibi Ekrem İmamoğlu döneminde de akılcı bir şekilde çözümlenmedi. Bütün adaylara bir çağrı yapıyorum. İstanbul’u popülist politikalara kurban etmemek adına, insanımızı deprem riskinden kurtarmak adına gelin bir ortak İstanbul vizyon belgesi hazırlayalım ve bunu imzalayalım. Belediye başkanları atacakları adımlar birkaç yıl sonra onları sandıkta sıkıntıya sokar diye çekiniyor. İstikrarlı ve ısrarlı politikaya ihtiyacımız var. Hangi aday kazanırsa kazansın bu vizyon belgesinde yazılanlar uygulansın. Her gelen bir öncesini mahvetmesin. ‘İstanbul’a çivi bile çakılmadı’ ya da ‘İstanbul çağ atladı’ ikisi de abartılı ifadeler.

Kutuplaşmış siyaset bu sorunları çözemez. Belediye başkanının bakanlar ile bir araya gelip oturup konuşabilmeli. Bunun sorumlusu iktidardır ancak ana muhalefet de bunu becerebilme kapasitesine sahip olmak zorunda. CHP’nin genel başkanı bir sonraki genel seçimlerde Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı yapmayı dillendiriyor. Bu şehrin belediye başkanının ileride iktidara en büyük rakip olacağını söylüyor. Bu şartlarda oturup konuşmak mümkün değil. Tabi ki ana sıkıntıyı yaratan taraf iktidardır.”


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler