Seçime 49 gün kaldı: '180 bin depremzede seçmen nerede?'
Seçime 49 gün kaldı. “Depremzedeler oy kullanacak mı” sorusu hâlâ yanıt bulmadı. İzmir Barosu Başkanı Yılmaz, deprem bölgesinde ulaşılamayan 180 bin seçmen olduğuna dikkat çekti. Yılmaz, “Bu insanların yerine birileri mi oy kullanacak?” dedi.
Depremzedeler, kaybolan insanlar, öğrenciler, göçmenler, vatandaşlık satın alanlar, mühürsüz zarflar ve pusulalar... Seçimlere günler kala kafalarda birçok soru işareti olmasına rağmen YSK’den net bilgi gelmiyor.
Cumhuriyet’e konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, deprem bölgesinde ulaşılamayan 180 bin seçmen olduğuna dikkat çekti. Yılmaz şöyle konuştu:
“Deprem bölgesinde GSM operatörlerinde hâlâ ulaşılamayan, haber alamadığımız 180 bin insan var. Bu insanlar nerede? Bunların yerine birileri oy kullanabilecek mi? Parmak boyasını da kaldırdılar. O kişinin o kişi olduğunu nereden bileceğiz ya da aynı anda farklı listelerde yer alıp seçim listelerde kayıtlı olup olmadıklarını nasıl takip edeceğiz? Aynı anda 10 farklı yerde oy kullanmadıklarını nereden bileceğiz? Bu insanlar kayıp mı değil mi bilmiyoruz. ”
(Sefa Yılmaz)
Öğrencilerin nisan ayında yeniden yüz yüze eğitime başlayacağı yönündeki açıklamaları hatıratan Yılmaz, “Seçimi kargaşaya getirmek için her şeyi yapıyorlar. Kargaşa başlasın, öğrenciler, gençlik kime oy verecek? Z kuşağı akıllı ve bilinçliler. Gençler artık demokratik değerlere nasıl sahip olacaklarını biliyorlar. O gençlerin birçoğu dünyaya geldiklerinden beri başka bir iktidar başka bir partinin iktidar olduğunu, başka bir yönetim şekli görmedi. O yüzden değerlerin ne kadar aşındırıldığını görüyorlar. Okumuş kesim, bilinçli insanlardan bahsediyoruz. Oyların gideceği yerler beli. KYK yurtlarını depremzedelere veriyorsunuz bu çocukları uzaktan eğitime mahkûm ediyorsunuz. Seçim yaklaşırken de “Hadi örgün eğitime geçiyoruz, yüz yüze eğitime başlayacağız” diyeceksiniz. Bu kadar devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan bir şey olamaz…” dedi.
"SATILACAK BİR ŞEY KALMAYINCA VATANDAŞLIĞI SATMAYA BAŞLADILAR"
İçişleri Bakanlığı’nın vatandaşlık verilen göçmen sayısının 350 bin olduğu ifade eden Av. Yılmaz, “70 bin dolara oturma izni 250 bin dolara vatandaşlık satıyoruz. Satılacak bir şey kalmayınca vatandaşlığı parayla satmaya başladılar. Bu insanların Türkiye’de edindiği mülkler karşısında aldıkları vatandaşlara karşı değilim ama yurttaşlık bilincinin ne olduğunu bilmek gerekir. Dünyanın birçok ülkesinde bu tür uygulamalar var ama oralarda dil bileceksin, o ülkenin tarihini bileceksin, değerlerini bileceksin ve buna bağlı bir takım yasal düzenlemelerle ilgili işlemleri yerine getireceksin. Bu vatandaşlığı mülkiyetle satın alan vatandaşların Atatürk’ü, kurtuluş savaşını, milli mücadeleyi bildiğini biliyor muyuz? Bizim değerlerimize ne kadar bağlılar? Bizim tarihsel yapımızı biliyorlar mı?” ifadelerini kullandı.
“YSK SADECE GÖREVİNİ YAPSIN”
YSK’nin mühürsüz oy ve pusulaların geçerli saymaması gerektiğinin altını çizen Av. Yılmaz, “Bunu yapmayın demenin bir anlamı var mı? YSK sadece kendisine verilen görevi yapsın. Seçim kurulları seçim güvenliği için var. Ama öyle olmuyor, biz barolar diğer stk’ler ya da yurttaşlar bu eğitimleri alıp seçimde ve sandıkta güvenlik sağlamaya çalışıyor. Herkes görevini hukuka göre yapsa bunu ihtiyaç kalmayacak. Tabii ki mühürsüz zarflar kullanılmamalı. Ama geçerli saydılar. Bizim geçerli sayma dememiz gerekmiyor, zaten geçersiz sayması gerekiyor. Görevini yapması gerekene görevini yap denmez. Yapmaması gereken söylenir. Hukuk devleti ilkesinden uzaklaşırsanız bu sonuçları yaşarsınız. Demokratik değerlerden uzaklaşırsanız bu sonuçları yaşarsınız. Ama bu defa hukukun üstünlüğü yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı yönündeki irade güçlendi. Yurttaş aslında nasıl bir yaşam tercihine karar verecek bu seçimde…” dedi.
“KARANLIK TÜNELİN UCUNDAKİ IŞIĞIN YANACAĞI BİR SEÇİM”
Siyasal iktidarın ortaya koyduğu her davranış biçimine şüphe ile bakıldığını aktaran İzmir Barosu Başkanı, “Daha yakın zamanda deprem yaşandı. Bizler koştuk gittik üç gün devlet yoktu orada. Devletin yerine sivil toplum kuruluşları vardı orada. Asker yoktu, polis yoktu… Ne yazık ki devlet son dönemlerde asla görevi olan yaşam hakkını, mülkiyet hakkını insanların barınma hakkını yerine getiremez hale geldi. Bunun neden yapıldığını neden bu şekle geldiğini de sorgulamak ve bunun sonuçlarına göre de tedbirleri almak gerekir. O yüzden bu seçimler Türkiye tarihinin belki en önemli seçimi, bu seçimler o karanlık tünelin ucundaki ışığın artık yanacağı bir seçim. O yüzden herkes üzerine düşeni yapmalı. Bizler de yapacağız” diye konuştu.“
"BUNUN ADI DEMOKRASİ OLMUYOR”
“Her alanda olduğu gibi burada da kargaşa var” diye devam eden İzmir Barosu Başkanı sözlerini şöyle noktaladı: “Herkes bir yerden duyduğuyla, sosyal medyadan edindiği bilgiyle bunu anlamaya çalışıyor. Hukuk devleti olmamanın sonuçları bunlar. Hiçbir şekilde şeffaflık yok, hiçbir şekilde aleniyet, devletin hiçbir yerinde aleniyet yok… ve siz el yordamıyla bazı doğrulara ulaşmaya çalışıyorsunuz. Demek ki hukuk devleti değil. Bir insanın iki dudağı arasında verilecek bilgiler… Bunun adı demokrasi olmuyor. Adını siz koyun…”
ÖLEN 1297 KİŞİ KİMLİKSİZ
Bu arada Emniyet Genel Müdürlüğü, depremde hayatını kaybeden 1297 vatandaşın kimliklendirilemediğini, bakım ve tedavileri süren 72’si çocuk 74 refakatsiz kişinin de kimliklerini belirleme çalışmalarının sürdüğünü açıkladı.
En Çok Okunan Haberler
- Kayyumdan ilk fotoğraf
- AKP'li Şamil Tayyar'dan yandaş medyaya tepki
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Esenyurt Belediyesi'ne kayyum!
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Mansur Yavaş'tan ilk 'Ahmet Özer' tepkisi
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Tepkili veliler şikâyet etti
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?