Son dakika... Millet İttifakı liderleri Trabzon'da!

Son dakika haberi... İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Mansur Yavaş Trabzon'da Millet Buluşması'nda yurttaşlarla bir araya geldi.

Yayınlanma: 10.05.2023 - 18:25
Son dakika... Millet İttifakı liderleri Trabzon'da!
Abone Ol google-news

İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Mansur Yavaş Trabzon'da Millet Buluşması'nda yurttaşlarla bir araya geldi.

Kürsüye ilk olarak ABB Başkanı Mansur Yavaş çıktı.

Yavaş, konuşmasında şunları söyledi:

“Vatandaşa soruyorum, sizi korkuttular; ‘şu olacak, bu olacak’ diye. Peki Ankara’dan memnun musunuz diyorum. Sizler de duyuyorsunuzdur, Millet İttifakı’nın bütün belediyelerinde vatandaşlar gerçekten çok mutlu. Sebebi şu, televizyona çıkan eski bir belediye başkanı vardı. Önüne gelene fitne saçardı, sadece Ankara’ya değil, bütün Türkiye’ye fitne saçardı. Niye böyle yapıyordu? İnsanları kutuplaştırıp oğlunun birine televizyon, birine futbol takımı alıyordu. O yetmiyordu? Bir tek imar değişimi ile bir milyar rantı birilerine aktarıyorlardı. ANKAPARK gibi ucube bir projeye 16 milyar lira parayı gömdü. Çin’den malları getiren aynı, işleten aynı. Bunun ortaya çıkmasını istemiyorlardı. Bütün mesele bu. Açıklarının ortaya çıkmasını istemiyorlardı. Şimdi de aynısı.

Seçime giriyoruz. Seçim konuşulmuyor ki: Siz teröristler ile iş birliği yapıyorsunuz. Zilletsiniz falan… Bakın sevgili Trabzonlular: Cenabı Allah, 7 buçuk milyar insan yaratmış. Hiçbiri birbirine benzemez öyle mi? Ne parmak izi benzer ne kendileri benzer. Dolayısıyla insanların farklı fikirde olmaları gayet normal. Seçime girersiniz, herkes bir şekilde tercihini yapar. Ben seçildiğim akşam, söz vermiştim. Rozetimi çıkarttım, ertesi günü şükür namazımı kıldım, Ankara’yı bu ranttan kurtarıldığı için ve Ankara halkına hizmet verip eski yönetim ile şimdiki arasında farkı gösterme fırsatı verdiği için şükrettim. Haydi bismillah dedim, işe başladım. Hiçbir yeri verdiği oya göre ayırmadım. Ama şunu söylemiştim: ‘Bana oy vermeyeni pişman edeceğim.’ Herkes şaşırıyordu öyle deyince, keşke ben de oy verseydim de bu güzelliklere ortak olsaydım dedirteceğim, dedim.   

“YOKSULLUK, KİRA PROBLEMİ, MÜLTECİLER, UYUŞTURUCUNUN KONUŞULMASINI ASLA İSTEMEZLER”

İnsanlar oy verir vermez, insanları kınayamazsınız. Oy alamıyorsanız hata sizdedir, ikna edememişsinizdir ya da farklı bir gerekçesi vardır. Hiç kimse onlar gibi düşünmek zorunda değil, hiç kimse bizim gibi de düşünmek zorunda değil. Ama sadece onlar gibi düşünülmediği için, toplumun yüzde 50’sinden fazlası kocaman Türkiye Cumhuriyeti’ni terörle işbirliği itham ediliyor iş mi? O yetmiyor; illet, zillet, Allahsız, kitapsız… Tövbe estağfurullah tövbe… Siz Allah’ın yerine mi koydunuz, eliniz de metre mi var? Yok. Ankara’daki gibi seçim geldiği zaman mevsimlik milliyetçilikleri tutar. Seçim gelince, biraz da muhafazakarlıkları tutar. Seçimde bunlar kullanışlı malzemedir. Çünkü; açlık, yoksulluk, kira problemi, mülteciler, uyuşturucunun konuşulmasını asla istemezler. Onun için bu şekilde insanları kutuplaştırıyorlar. Ama Ankara halkı, buna dur dedi ve inşallah Türkiye de buna dur diyecek.

“40 YILLIK TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM. TERÖRÜN BENİM YANIMDA NE İŞİ VAR?”

Bizi terörle iş birliği ile suçluyorlar, biz birleşe birleşe geldik. 40 yıllık Türk milliyetçisiyim. Terörün benim yanımda ne işi var? Ama söylediğim gibi milliler ve gayrı milliler… Bunu diyen önce oğlunun yurt dışındaki paralarını getirsin. Hep insanları kutuplaştırıcı laflar, ayıp. Şimdiye kadar altı siyasi partinin genel başkanının hiçbir tanesi, Cumhur İttifakı’na oy verenlere bir şey demedi. Ben de diyorum ki nereye oy verirse versin. İster oy versin, ister vermesin; başımın üstünde yeri var. İnşallah daha iyi çalışırız. Bir dahaki seçime onları da ikna ederiz. Ama asla düşmanlaştırmayız. Buna kimsenin hakkı yok, 14’ünden sonra herkes evine gidecek. Komşuluk yapacak, iş arkadaşlığı yapacak. Niye kutuplaştırıyorsunuz insanları?

“ÜLKENİN MİLLİ POLİTİKALARI DEĞİŞMEZ”

Bize birbirine benzemez diyordun, şimdi öyle bir hale geldi ki… Siz birbirinize benziyor musunuz dediğimiz zaman; o bizden değil, o ayrı, o şöyle…. Nasıl olacak bu? Dinimizin emrinde istişare var, uzlaştık. Dolayısıyla artık bu karalama propagandaları ile oy alma dönemi bitti. O İHA’lar, SİHA’lar 1990’lı yıllarda başladı, bu hale geldi.  Durun bakalım, öyle siyasete alet ediyorlar ki zannedersiniz, seçim bitecek evlerine götürecekler, partinin müzesine götürecekler. Durun bakalım. Şimdiye kadar hiçbir iktidar, bunlar gibi bu kadar siyasete alet etmedi. Okullara siyaset girdi, camilere siyaset girdi, her tuşa basıyorlar ve insanları kutuplaştırıyorlar. Buna hiç kimsenin hakkı yok. Sınırlarımızda Rusya ve Amerika sınırlarımızı tehdit ettiği sürece orada PKK’ya, YPG’ye silah verdiği müddetçe o İHA’ların, SİHA’ların çok daha güzeli yapılacak. İcap ettiği takdirde de başta silah bırakmadığı takdirde önce Kandil’e, sonra gerekli her yere yağacak. Ülkenin milli politikaları değişmez. Tür Cumhuriyetleri ile de İslam coğrafyası ile de bütün ilişkilerimiz devam edecek. Dolayısıyla değişecek bir şey var, o da iktidar ve iktidarın kutuplaştırıcı zihniyeti.

“FRENİ PATLAMIŞ OTOBÜS GİBİ BU DEVAM EDECEK VE GERÇEKTEN DEVLETİN BEKASI TEHLİKEDE”

Şu anda işsizlik var, fakirlik var, açlık var, her şey pahalı. Şikâyet edene; ‘Hemşerim şükret, onu da bulamayanlar var’, şu şükretmeyi beraber yapsak olmaz mı? Dolayısıyla insanlar itiraz etmekte haklı, pahalı demekte haklı. Soğan pahalı dediğiniz zaman soğan kafalı, pazarcılar terörist. Şimdi et pahalı, kasaplar terörist. Bir günden bir güne bu iktidar, ‘Kusura bakmayın sevgili milletim. Ben şurada hata ettim. Biz bundan sonra bunu yapmayacağız’ dediğini duydunuz mu? Yok hep kabahat başkasında, dış güçler falan filan. Sıkışırlarsa 21 yıldır iktidarda olmalarına rağmen ‘CHP zihniyeti’, o yaptırmıyor derler. Dolayısıyla artık yanlış politikalar nedeni ile bu ayrıştırıcı politikalar nedeni ile bu ülke yönetilemez hale gelmiştir. Sınırlarımız delik deşik, halen gelen giden var; seyrediyorlar. Büyükşehirlerimizde yabancı mafyalar birbiri ile çatışıyor, hiçbir şey yapamıyorlar. Uyuşturucu 10 yaşa düşmüş hiçbir şey yapamıyorlar. Enflasyon artmış; iki ayda bir Bakan değiştiriyorlar, iki ayda bir Merkez Bankası Başkanını değiştiriyorlar, hiçbir şey yapamıyorlar. Hazine tam takır, artık altınları satmaya başladılar. O da biterse ne olacak bilmiyorum. Millet İttifakı’nın içerisinde şampiyonlar ligi diye adlandırılacak ekonomistlerimiz var. Dolayısıyla en azından bir şeyin değişme ihtimali var. Ama bu şekilde giderse, freni patlamış otobüs gibi bu devam edecek ve gerçekten devletin bekası tehlikede. Hiç bunları görmüyorlar.

“HÜDA PAR SAVCILIĞA BENİ ŞİKAYET EDİYOR, OMZUMDA ŞEREF MADALYAMDIR”

PKK’ya laf ediyorlar ama bugün duymuşsunuzdur, bir hafta önce Meral Akşener söylemişti, ‘İmralı’ya birilerini gönderdiler’ diye. Evet yine göndermişler, niye gönderiyorlar? Ekrem Bey’in gasp ettikleri seçiminden sonra ikinci seçim yapılıyor. Artık devletin bekası diyemiyorlar. Şimdi de söylüyorlar, ‘İstanbul giderse, Mekke düşer’, ‘İstanbul düşerse, Kudüs düşer.’ Bunları söylediler. Hatta o kadar ileri gittiler ki ‘Binali mi Sisi mi’ bunu da söylediler. Fakat millet dinlemedi, kafayı koymuştu. Gasp edilen bir seçim vardı, onu alacaktı. Ondan sonra şimdi yaptıkları gibi yedek kuvvetleri getirdiler, kimi getirdiler Bingöl’den 33 askerimizin şehit edilmesi emrini veren Osman Öcalan’ı televizyona çıkardılar, bunları unutmayacağız. Niye çıkardılar? Ekrem Bey’e oy vermesin de Binali Bey’e oy versin diye. AKP’ye oy vermesi için çıkardılar. Yetmedi, İmralı’dan bebek katilinden mektup getirdiler, neden? Ekrem Bey’e oy vermeyin de Binali’ye, AKP’ye oy verilsin diye. Yani, ben bunları görünce aklıma şu geliyor, şimdi de aynısını yapıyorlar.  İktidara gelmek için iktidarda olmak için o kadar popülist politika güdüyorlardı ki…. Yıllar önce şunu söylemişlerdi, iktidarda kalabilmek için gerekirse papaz cübbesini de giyeriz dediler. Dolayısıyla her kılığa giriyorlar, toplumu kutuplaştırıyorlar. Aynı görüşü savunan HÜDA PAR’a bir şey yapmıyorlar. Ağızlarını açmıyorlar… Biz de iki laf edince HÜDA PAR savcılığa beni şikâyet ediyor, omzumda şeref madalyamdır, omzumda. Ömür boyu, Türkiye’yi bölmek isteyenlerle ölünceye kadar mücadele edeceğiz. Bizi hiç kimse bundan alıkoyamaz.

“İNŞALLAH DEĞİŞECEK VE HEP BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ”

Gençler; ayrımcılıktan, okulda gördükleri ayrıcalıklardan şikâyet ediyorlar. İş yok diyorlar. Hemen bizim dayılarımız geliyor, ‘Çıkart şu telefonuna bakayım’ diyor. Niye pahalı telefon var elinde, sen birde şikayet ediyorsun. Şunu görmüyorlar, kendi çocuklarında her şey var. Yurt dışında okur, tatile giderler, arabalar, pudra şekerleri, lüks hayat olduğu gibi gidiyor… Ama bir tane genç bir şey talep ettiği zaman ya asalak deniliyor ya nankör deniliyor. Oysa, ülkemizdeki bütün gençler en iyi cep telefonuna sahip olmalı, en iyi arabaya binmeli, en iyi evde oturmalı. Devlet olmanın gereği budur. Devlet bunun için var. Ben diyorum ki, çok güzel silahlar yaptınız bunları sergiliyorsunuz, Allah razı olsun. Türkiye’de bundan kimse şikâyet etmez ama ben şununla övünmenizi isterdim, biz bunları da yapıyoruz. 2018 yılında söz vermiştim milli gelir 25 bin dolar olacaktı, halkımda aç yok, açık yok, işsiz yok diye övmenizi isterdim. Maalesef sınıfta kaldılar. İnşallah değişecek ve hep birlikte değiştireceğiz.”

"BEN KOLLARI SIVAYINCA BUNLAR DAĞILIYOR"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise şöyle konuştu:

Geçen buraya gelişimizi hatırlıyorsunuz, değil mi? AFAD mesaj atıyor, hatırlıyorsunuz değil mi? Fırtına kopacakmış, damlar uçacakmış, millet kömürden zehirlenecekmiş. Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Biz adalete susamış Türk gençliğiyiz. İki tarafı anlatacağım size. Bir tarafta biz varız. Hani çift kale maç gibi anlatalım. Ülkenin girdiği ekonomik krizi aşmak için dünya çapında kadroları olan Millet İttifakı. Gücü, ortak aklı, enerjisi ve dünyada prestiji olan güçlü bir ekibiz biz. Diğer tarafta, 2002’de bu ekip Türkiye’yi dünya ekonomisinde 16. sırada aldı. Şu anda 21. sırada. Fakirliğe, yüksek enflasyona ve geçim sıkıntısına sebep olanlar onlar. Bakın, iki taraf. Bu tarafta, milletine umut veren, kötü dil kullanmayan, yalan konuşmayan, iftira atmayanlar var. Diğer tarafta bir oy uğruna her türlü ağır hakareti yapanlar var. Hatta oy için kumpas kurup, milleti azmettirip taş atanlar, attıranlar, kumpas kuranlar, iftiracılar var.

"OSMAN ÖCALAN’I DEVLET TELEVİZYONUNDA KONUŞTURDULAR"

Erzurum’da tatsız olaylar yaşadık. Saldırılan, taş yağmuruna tutulan bize ‘Taşları kendileri getirdi, kendilerine taş attılar’ dediler. Bunlar şaşırmış. Akla ziyan sözler. Bir gün geçti, oradan vazgeçtiler. ‘Provokasyonu FETÖ yaptı’ demeye başladılar. Karşımızda öyle bir yalan ve iftira makinesi var ki bir oy uğruna devlet televizyonunda, Ekrem İmamoğlu’nu sandıkta yenemediler, İmralı’dan gelen mektubu okuttular. Kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ı devlet televizyonunda konuşturdular. ‘Farkında değiliz’ dediler. Milattan önceyi değil, 4 sene önceyi anlatıyorum. Bu kardeşinizin kanına dokunuyor. Trabzonlu buna haddini bildirecek. İstanbul seçimlerinde bunları yaşadık. Ne dedi bunların bir belediye başkanı? ‘Ekrem İmamoğlu Trabzonlu. Siz anladınız onu’ dedi. Kaşı gözü oynadı. Bunlarda akıl bu kadar.

SALİH CORA'YA ATEŞ PÜSKÜRDÜ

Bugün bir tweet gördüm. Zavallı bir milletvekili var Trabzon’da. Genç olduğu için biraz ahlâklı olduğunu düşünürüm, yeni nesil derim ama beni o kadar yanılttı ki Meclis’te Ekrem İmamoğlu’na hakaret etme vekili. Soyadına yakışmıyor. Ailesini çok iyi tanırım. Bence ailesi yuhalıyor onu. Zibidilik yapıyor. İsmini bile ağzıma almam, ağzım yorulur. Bugün bir tarafta Anayasa’nın ilk 4 maddesine kayıtsız şartsız sahip çıkan biz varız. Cumhuriyet'e, Türk bayrağına, demokrasiye, başkent Ankara’ya ve İstiklal Marşı’na, Atatürk’e alerjisi olanlar onlar. Gaffar Okkan’ı ve 5 polis şehit eden terör örgütüne ilintili bir parti onların yanında. Aynı örgüt, Müslüman bir kadın Konca Kuriş’i katlediyor, vahşice öldürüyor, polislerimizi, aydın kadınları şehit eden terör örgütü ve bunun genel başkanını İstanbul’dan milletvekili adayı gösteriyorlar. Sinan Ateş’in katillerini bulamıyorlar. Ondan sonra neymiş efendim; CHP, işte İYİ Parti, Gelecek Partisi, bütün bu kadrolar kötü ya da işte Saadet, DEVA, Demokrat Parti. Bizim ittifak belli. Millet İttifakı hükümeti de bu partilerle, bu kadrolarla kurulacak. Bizim kadromuza laf bile edemezler, toz bile konmaz. Bu kadar net.

"BENİM VATAN SEVGİMİ SORGULAYACAK İNSAN DOĞMADI"

İşte az önce Mansur Başkanım burada konuştu. Mansur Yavaş mı vatan haini, Ekrem İmamoğlu mu vatan haini? Sayın Meral Akşener mi vatan haini? Hadi oradan. Ahlâk yoksunu sizler. Trabzonluyu kimse vatan sevgisiyle sınamaya kalkmasın. Aldatılmış gençler olabilir, aldatılmış evlatlar olabilir. Onlara üzülüyorum. Onları gün gelecek ikna edeceğim. Kayıtsız şartsız hiçbirine kızmıyorum. Onları aldatanlara kızıyorum. Benim vatan sevgimi sorgulayacak insan anasının karnından doğmadı. Utanmadan haşa, milleti neredeyse cennete, cehenneme diye ikiye ayıracaksınız ya. Millete yapıp yapamadıklarınızı anlatın. Bunlar seçimde her türlü iftirayı atar. Bunlar insanları hedef gösterir. Seçim bitince de ne derler biliyor musunuz, ‘Yahu çok takılmayın, seçimde bunlar olur’. Yapmayın ya. Biz unutmayacağız. Bunların fıtratında bu var. Her tarafları kirli olduğu için yüzlerine yapışan pislikleri bile hissetmiyorlar. Kalpleri de kapkara. Bu karanlıktan bu ülkeye, bu milletin evlatlarına hayır gelmez Bunları evine yollayacağız. Bunlardan gelse gelse şer gelir. Bunlardan uzak durun.

"YALAN, İFTİRA BÜYÜK GÜNAHLARDAN BİRİDİR"

31 Mart seçimlerinde ne dediler? Utanmadan, İstanbul düşerse Mekke düşermiş. ‘Efendim Sisi’yi mi seçeceğiz? Binali Yıldırım var’. Sonra gittiler, Sisi’yle kucaklaştılar. Bir seçimde millete ‘Hırsızlar’ dediler. Bir camiden cuma namazının çıkışında, Diyanet İşleri Başkanı onun yanında, o da tasdikliyor. ‘Hırsızlar’ dedi ya millete. ‘Çaldılar’ dedi seçimi iptal etmek için. Allah aşkına, bir seçimi iptal etmek için bir ülkenin Cumhurbaşkanı, milletine ‘çaldılar, teröristler, hırsızlar’ der mi? Dediler. Niye unutuyorsunuz? Açın, bakın. Peki, bir tane hırsız, terörist buldular mı, bir tane insanı tutukladılar mı? Yok. Unutacağız mı bunları? Yalan, iftira büyük günahlardan biridir. Kul hakkıdır. O seçim Ekrem İmamoğlu’na anasının ak sütü kadar helal bir seçimdir. Mansur Başkanımın güzel bir sözü var, diyor ki, ‘Gerçek Müslüman’ın ağzından bal damlar’. Allah aşkına, bunların ağzından yalan, iftira, küfür, başka bir şey duydunuz mu? Ne diyorlar? ‘Ben gidersem her şey kötü olacak’. Yapma ya. Her şeyi biliyor. O gidecek, her şey kötü olacak. Milleti korkutmaya çalışma. Bu milletin aklı kendine yeter.

"YÖNETİMİMİZİ ALDIK. TIKIR TIKIR İŞLEYEN BELEDİYELER OLDU"

Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bin yıllık devlet geleneği var. Muz devleti değil. Git sen, onu külahıma anlat. Bu büyük devlet hiç zaafa uğramadı. Kimler geldi, kimler geçti? Dünyaya hükmeden Sultan Süleyman burada doğdu. Osmanlı İmparatorluğu’nu şaha kaldırdı ama bir gün, fani dünya, toprak oldu gitti. Hepimiz gelip geçeceğiz. Bir tek vatanımız, devletimiz, milletimiz, bayrağımız baki kalacak bayrağımız. Bu millete saygı duy. 20 değil, 25 yıl sonra Ankara’da, İstanbul’da yönetim aldık. Millet mutlu. Ben iddia ediyorum. Hani maçları yapardık ya, 2- 3 avanta verirdik. Bunlara 5 veririm ben. Bunlar 5 kol avanta veririz biz. Yönetimimizi aldık. Tıkır tıkır işleyen belediyeler oldu. Hem de bizi engellediler, köstek oldular. Engelleme hikâyelerini anlatsam burada, inanın bir Cem Yılmaz’ın parodisi gibi gülersiniz ağlanacak hâlimize.

"KILIÇDAROĞLU LİDERLİĞİNDE GELİYORUZ"

Herkes artık daha mutlu. Ülke tıkır tıkır işleyecek, merak etmeyin. Millet güzel güzel kazanacak 15 Mayıs sabahından itibaren. Milletçe birlik, bütünlük içinde yolumuza devam edeceğiz. Devlette devamlılık ilkesine uygun olarak hareket edeceğiz. Biz devlet ahlâkına güveniriz. Devlet insanı olmayı önemseriz. Allah’ım mahcup etme dedim; anneme, babama, aileme, eşime, çocuklarıma. Beni millet anacak. Onlar duyacak, onlar kırılmasın, üzülmesin. Devlet insanı olmak önemli bir şey. Hak, hukuk, adalet mücadelesinin simgesi, Türkiye’nin birleştirici gücü Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde geliyoruz. Bir insanın devlet, millet sevgisini alalım, teraziye koyalım. Ayıptır, Allah aşkına. Türkiye’nin temel siyasi akıllarının her birisini temsil ediyoruz. Devlet aklının, kadın duyarlılığının temsilcisi işte Sayın Meral Akşener burada. Bu çok önemli. Az sayıdayız ama bunu eşitleyeceğiz. Bu memlekette kadın erkek, yönetimde, siyasette, her yerde eşitlenmediği takdirde memleket kalkınamaz.

"SEÇİMDE KÖYÜMÜZE A HABER GELDİ, MEZARLIKLARI ÇEKTİ"

Değerli dostum Mansur Yavaş’la geliyoruz. 4 kıymetli genel başkanımızla geliyoruz. Biz burada yetiştik. Bu ülkede particiliği bitireceğiz ama öncesinde birbirimizi seveceğiz. Ben siyasete başladığımda babam dedi ki ‘Partili olabilirsin. Partin için çok çalış. Millet için çok çalış ama sakın partizanlık yapma. Partizanlık yaparsan benim evladım değilsin’ dedi. Benim rahmetli dedem burada keresteci. Ya millet bize bir şeyler katıyor, bir şeyler konuşuyor. Seçimde köyümüze A Haber geldi, bizim mezarlıkları çekti. Sanki bir şey bulacak. Dedim, 'Bari Fatiha okusaydı orada'. Onu da okumazlar. Bunlar garip insanlar. Ben 6 yaşında dükkân açmayı öğrendim. O okulları okudum. Türkiye’nin en güzel üniversitelerinden birini bitirdim ve memleketim en büyük kentinin belediye başkanı oldum. Bana emek veren bu güzel şehrin insanları var. Bana emek veren benim canım ailem var. Bana emek veren öğretmenlerim var.

"ÇAYI, FINDIĞI BU ŞEHİRDE KURUMSALLAŞTIRACAĞIZ"

Sen benim kalkacaksın; gelmişimi, geçmişimi ya da milli duygularımı ya da inancımı teraziye koymaya kalkacaksın. Hadi oradan, işine. Vekili de bakanı da, Cumhurbaşkanı da işine. Zaten 14 Mayıs’ta onu evine yollayacağız. Bu ülkede particiliği bitireceğiz. Ben diyorum ki bu memleketin 86 milyon insanına aynı gözle bakmıyorsam, hepsini eşit sevmiyorsam namerdim. Hepsini seviyorum. Bir yönetici, milletine öyle bakacak. Onun için bu memleketin evlatları, mülakatı çöpe atacağız. Liyakatle sizi hak ettiğiniz makamlara getirecek bu sistem. Bu devletin kapılarını milletin evlatlarına açacağız. Ülkenin sorunlarını çözeceğiz. Çözerken Trabzon’un sorunlarını da çözeceğiz. Çaydır, fındıktır, emeklerinin karşılığını alacak. Geliştireceğiz bu sistemi. Çayı, fındığı bu şehirde, bu bölgede kurumsallaştıracağız. Daha çok para kazanacak insanlar. Hiç şüpheniz olmasın. Birçok konuyu biz açtırdık. Kılıçdaroğlu bastırmasaydı EYT çıkmazdı. Öyle değil mi?

"BİZE GÜVENİN"

Onun için olmayacak bir şey yok. Çok rahat olun. Bize güvenin. Trabzon bir cazibe merkezi olmalı. Bu kent, hak ettiği yerde değil. Bu kent ekonomik olarak 40-50. sırada olur mu, Türkiye’de 81 il arasında? Bu memlekette 120 sene önce 20’ye yakın konsolosluk olduğunu biliyor musunuz? Dünyanın ticaret merkezlerinden olduğunu biliyor musunuz? Şu Boztepe’nin önüne dikilen o yol, başka türlü geçmez miydi? Boztepe’nin önüne dikilen o viyadükleri beğeniyor musunuz? Rezillik, hakaret, saygısızlık değil mi? Bu şehirde iyi yönetim olsaydı son 20 yılda 350 bin nitelikli insan bu şehirden göç eder miydi? Hanginizin evladı kalıyor burada? Cennet vatan, efendim bunlar gelirse Arap turistler gelmezmiş. Olur mu öyle şey? Bizim olduğumuz zaman hem kaliteli Arap turisti gelir hem kaliteli Avrupa turisti gelir, Amerikalısı, Çinlisi, Japon’u gelir. Ben İstanbul’dayım, İstanbul turizm rekoru kırıyor. Çünkü biz sosyal demokratız. Biz insan haklarına saygılıyız. Biz insanları severiz. İnsanları seven, sanatı seven, kültürü seven, insan ayrıştırmayan akıl, turizmi kaldırır.

"TÜRKİYE İLK TURDA BU İŞ BİTSİN İSTİYOR"

Güney Çevre Yolu'nu biz yapacağız. Uydurma bir temel attılar, gördünüz mü? Bunların farkında mısınız? Efendim Trabzon’a 4 bakanlık vermiş. 4’ünü de emekli etti. Hepsini milletvekili adayı yaptı. Hem de korktu, seçilmezler, millet oy vermez diye birinci sıraya koydular hem İstanbul’da hem burada. Neyse Allah’tan, yeni hükümette Ekrem İmamoğlu var. Trabzon bu kardeşinize emanet. İhmal edilmiş her projeyi bu şehirde biz harekete geçireceğiz. İşsizlik, göçmen sorunu, konut sorunu, kira sorunu, bu şehirde öğrencilerin yurt sorunu, hepsini bu kardeşimiz çözecek. Hem ülke hem de Türkiye ölçeğinde çözeceğiz. Trabzon’un hak ettiği yere gelmesi için harekete geçeceğiz. Bütün bu işleri yerel yönetimlerle, Trabzon’un insanlarıyla, üniversiteleriyle yapacağız, ortak akılla kamu yararını gözeteceğiz. Biz iş yapmaya, çalışmaya geliyoruz. Çok güçlü, enerjik bir kadromuz var. Hazır mısın Trabzon? Türkiye değişim istiyor. Türkiye ilk turda bu iş bitsin istiyor.”

İmamoğlu, konuşmasının ardından horon ekibine eşlik etti.

İYİ Parti lideri Meral Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle:

“14 Mayıs akşamı bütün bu ayılar, dayılar attaya gidecek. Ben hayatımda böyle rezil bir dille seçime gitmedim. Siyasi bir ailenin kızıyım böylesine pis bir dille seçime gidildiğini hiç görmedim. Patron, velinimet sizsiniz. Kadınlar sürtük, düşük, çukur oldu; gençler süfli, şükürsüz oldu; emekliler şükürsüz oldu. Bu abilerin diline göre siz işgalcisiniz, aynı zamanda darbeciniz, gayri millîsiniz. Bize diyorlar ki Allahsız, kitapsız, dinsiz imansız. O kişiye dinsiz imansız, kitapsız, Allahsız derseniz eğer Allah’a şirk koşmuş olmaz mısınız? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Allah’a şirk koşuyor böyle bir durum olabilir mi? Böyle bir seçim, böyle bir durum olabilir mi? Benim namazımın size faydası veya zararı söz konusu mudur? Dindar bir insanın harama el uzatmaması kul hakkı yememesi gerekir. Sürekli olarak dinden imandan bahset sonra 5-10-15 maaş alsın yan gelip yatsın, sen işsiz gez. Haramın dibine battınız be. Gencecik evlatlarımızın umudunu çaldınız. Lüks arabalarla gezen pudra şekeri çekenlerin yanında cebinde kaç lira var dediğimde ‘Cebimde para yok diyen’ var bu ülkede. Siz dinden imandan bahsediyorsunuz, hadi oradan be. Biz kadınlar süpüreceğiz, 14 Mayıs akşamı.

“HESAP VERMEKTEN KORKUYORLAR, HIRSIZLARDAN ELBETTE HESAP SORULACAKTIR”

Baktığınız zaman çalmak çırpmak ve harama el uzatmak ve bu seçimde kaybediyor olmanın getirdiği bir sonuç. Hesap vermekten korkuyorlar. Hırsızlardan elbette hesap sorulacaktır, hırsız olanların aklı çıkmış durumda. 14 Mayıs akşamı helal oylarınızla bir oyunuz Kemal’e bir oyunuz Meral’e. Kılıçdaroğlu, 13’üncü cumhurbaşkanı seçilecek. Benim burada İYİ Partililerden istediğim şu; bir oy Kemal’e bir oy Meral’e buna çalışacaksınız. CHP’li kardeşlerimden de her aileden bir tanecik oy istiyorum. Biz tamamını Kemal’e veriyoruz ama siz her aileden bir tanecik Meral’e vereceksiniz artık. Bu birlikteki bu ülkeyi feraha çıkaracak.

“TÜRKİYE SMA’LI BEBEKLERLE İLGİLİ ACI ÇEKİYOR, O MESELEYİ SÖZ VERİYORUM BEN ÇÖZECEĞİM”

Türkiye SMA’lı bebeklerle ilgili acı çekiyor, o meseleyi bir anne, babaanne olarak söz veriyorum ben çözeceğim. Köylerdeki yaş ortalaması 50-55 arası. Gençler eğer köye gidip tarımla uğraşacaksa onların SSK ya da BAĞKUR primlerini biz ödeyeceğiz. Çobanların maaşını biz ödeyeceğiz, SSK’sıyla beraber ki hayvancılık yürüsün diye. Durumu kötü olan ailelerin kadınlarına, 18-26 yaş grubu gençlere 2 bin 500 lira aylık maaş bağlayacağız, iyi yaşam geliri diye.

“BUNLARIN DÜŞMANLIĞINA DA DOSTLUĞUNA DA GÜVEN YOK”

Bu kadın bu ülkenin sınır dışı en derin harekatının altında imzası olan kişidir muhteremler. Siz daha gözünüzün önünde inek uçuşurken bu kişi o evrakın altına şerefle imza attı. Bu sistemi değiştirmek durumundayız, aksi takdirde bu ülkenin çevresi ile olan kavgasından bugün geldiği nokta kimine göre 5 kimine göre 10 milyon sığınmacı. 2 yıl içinde seçimi kazanır kazanmaz gönderiyoruz hepsini. Mısırla kavga ettik, niye ettik? Bunların düşmanlığına da dostluğuna da güven yok.

“14 MAYIS’TA BİR OY KEMAL’E BİR OY MERAL’E VERİYORSUNUZ”

15’inden itibaren bu ülkenin refaha, zenginliğe, güce, bu gençlerin işe, bu kadınların mutluluğa, emeklilerin evlatlarıyla, torunlarıyla mutlu bir hayat sürmesini istiyorsak, dış ilişkilerde akılcı, gerçekçi sistemin kurulmasını istiyorsak 14 Mayıs günü aileniz, dostlarınız, arkadaşlarınızla birlikte gidiyorsunuz bir oy Kemal’e bir oy Meral’e veriyorsunuz. Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle bu ülkeye baharları getiriyorsunuz. Bizim deyimimizle de bu seçim tarihi bir seçim bu tarihi siz yazacaksınız, inşallah Trabzon tarihi yazacak.”


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler