Ali Erbaş’ın kullandığı “Laikçi yobaz” ifadesinin tarihsel süreci: 'Dinsel rejimin inşası görmezden gelindi'

Abone Ol google-news

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kullandığı “Laikçi yobazlar” ifadesine ilişkin akademisyen yazar Fatih Yaşlı Cumhuriyet TV’ye konuştu. Türkiye’de laikliğin geldiği son durumu ortaya koyan Yaşlı, “Türkiye’de dinselleşme ile ekonomik sömürü arasında bağlantı var” diyerek çözülmesi gereken esas sorunu anlattı.

15 Ağustos 2023 Salı, 16:19

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, kendisine yapılan hutbe eleştirilerine “Laikçi yobazların Diyanet’e ve şahsıma saldırıları sürüyor” diyerek yanıt verdi. Erbaş’ın laikliği hedef alan sözlerine ilişkin akademisyen yazar Fatih Yaşlı, Cumhuriyet TV’ye konuştu. Yaşlı, Türkiye’de laiklik ilkesi tarihsel olarak değerlendirdi.

Diyanet İşleri’nin siyasal islamın ideolojik aygıtı olarak kullanıldığını dile getiren Yaşlı, “Türkiye’de iktidar yeni bir rejim inşa ediyor o rejime uygun bir vatandaş tipi yaratmaya çalışıyor. AKP rejimi nereye ilerliyorsa Diyanet İşleri de oraya ilerliyor. AKP’nin en büyük özelliği yapacağı dönüşümü, reformu ani olarak yapmaz, zamana yayar” ifadelerini kullandı.

“DİYANET İSLAMCILIĞIN AYGITI OLDU”

Gaziantep’te grev kararı alan 2 bin civarındaki teksitil işçilerini örnek veren Yaşlı, “O grevi durdurmak için belediye başkanları, vekiller, iktidarıyla muhalefetiyle devreye girdi. Gaziantep Belediye Başkanı işçilere grevi bitirmelerini, sakin olmalarını söylerken patronu ‘yarın çıkacağımız belli değil, bu patron korona günlerinde annesi için cami yapacağını söz verdi’ dedi. Türkiye’de dinselleşmenin, din istismarının, insanların samimi dini duygularının sömürülmesiyle, ekonomiyle bir bağlantısı var. Türkiye’e işsizlik, yoksulluk, açlık, enflasyon arttıkça insanlar ses çıkarmasın tevekkül etsin, ses çıkarmasın diye din bir ideoloji olarak kullanılıyor. Muhalefet laiklik kavramını unuttu, laiklik üzerinden siyaset yapılmıyor. Mutlaka laikliğin yeniden siyasetin gündemine getirilmesi gerekir. Laiklikle kastedilen sadece giyim kuşam içki değildir. Laiklik yoksulluğa karşı çıkmalı, dini sömürünün yoksulluğun üstünü örten bir örtü olduğunu göstermeli. Sınıfsal ve laiklik penceresinden bakan bir muhalefet olmazsa iktidar istediği gibi bu politikaları yürütmeye devam edecek diyerek laikliğin ekonomi ile bağlantılı olduğunu açıkladı.

“DİNSELLEŞME İLE EKONOMİK SÖMÜRÜ ARASINDA BAĞLANTI VAR”

Yaşlı, Erbaş’ın ifadelerini kavramsal olarak değerlendirerek, “İnsanlar laik olur ya da olmazlar. Laikçi uydurulmuş, aşağılayıcı bir kavram olarak kullanılıyor. Buna bir de ‘laikçi yobaz’ sözcüğü eklenmiş. Kavramlar üzerine de bir mücadele var, İslamcılar ‘asıl yobaz, faşist sizsiniz’ demeye getiriyorlar. Ali Erbaş’ın ‘laikçi yobaz’ dediği kesimler, anayasasında öyle ya da böyle hala laiklik yazan bir devletin laiklik ilkesi doğrultusunda hareket etmesi gereken kurumunun başındaki şahsın kamusal alanın dini kurallar doğrultusunda hareket etmesidir. Buna karşı çıkılması gerekir” açıklamasında bulundu.

“TÜRKİYE TOPLUMU TEPKİSİZLEŞTİRİLDİ”

20 yıllık AKP sürecini ve öncesini değerlendiren Yaşlı, “Tüm bu süreç AKP döneminde başlamadı ama 20 yıl öncesinde yapılsa devlet içerisindeki ve toplumdaki tepkiler daha farklı olurdu. 20. yılın sonunda laiklik unutturuldu. AKP sanki dinsel bir rejim inşa etmiyormuş gibi 1923 paradigmasını değiştirmeye çalışmıyormuş gibi görmezden gelindi. Bugün gelinen nokta, yokmuş gibi yapıldığı için AKP’nin elinin rahatlamasıdır. Türkiye toplumu her başlıkta sessizleştirilmiş, her başlıkta tepkisizleştirilmiş hale getirilmiş durumda. AKP’nin en büyük başarısı toplumun tepkisini susturarak sandığa hapsetmesidir. Türkiye herhangi bir konuda örgütlü bir şekilde tepki veremeyen bir toplumla karşı karşıya esas çözülmesi gereken konu da bu” diyerek çözüm yoluna işaret etti.