Gıdada tufan bekleniyor

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, gıda enflasyonundan tüketici kadar üreticinin de zarar gördüğünü vurgulayarak “Bu işte zarar görmeyen tek kesim aracılık yapanlar. Onlar her zaman tarlada 5’e aldıklarını piyasada 25’e satma olanağına sahip” dedi.

Yayınlanma: 28.02.2024 - 04:00
Gıdada tufan bekleniyor
Abone Ol google-news

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, gıda enflasyonundan tüketici kadar üreticinin de zarar gördüğünü vurgulayarak “Bu işte zarar görmeyen tek kesim aracılık yapanlar. Onlar her zaman tarlada 5’e aldıklarını piyasada 25’e satma olanağına sahip” dedi.

Türkiye’de tüketilen yaklaşık 30 milyar litre mazotun 3 milyar litreden fazlasının tarımda kullanıldığını, üreticinin bugünkü satış fiyatıyla mazota ödediği toplam miktarın 100 milyar lirayı geçtiğini dile getiren Hüseyin Demirtaş ile tarımdaki son gelişmeleri konuştuk.

Başta akaryakıt olmak üzere, gübre ve tarım ilacında ciddi fiyat artışları var. Çiftçi bu fiyat artışlarını nasıl yönetiyor?

Girdi fiyatlarının yüksekliği tarımın kanayan yarasıdır. TÜİK Tarım Girdi Fiyat Endeksi 2023 Aralık ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 41.43 arttı.

Tarımsal girdilerde en önemli sorun mazot. Türkiye’de 1.9 milyon adet traktör bulunuyor. Bunların yüzde 99’u dizel motorlu. Mazot fiyatları yükselince çiftçinin tüm girdilerine yansıyor. 28 Mayıs cumhurbaşkanı seçiminden bu yana benzin ve motorin ücretleri yaklaşık yüzde 75 zamlandı, dolar kuru da yüzde 35 arttı. Türkiye’de tüketilen yaklaşık 30 milyar litre mazotun 3 milyar litreden fazlası tarımda kullanılıyor. Bu da toplam mazot kullanımının yüzde 10’dan fazlasını oluşturuyor. Üreticinin bugünkü satış fiyatıyla mazota ödediği toplam miktar 100 milyar lirayı geçiyor. Mazota ödenen paranın yüzde 38.5’i vergiye gidiyor.

Devletin 2023 yılında çiftçiye bütçeden verdiği destek 63.4 milyar liraydı, 2024 yılı bu rakam 91.55 milyar liraya çıkarıldı. Çiftçi geçen yıl aldığı desteğin yaklaşık iki katını mazota harcadı. Hayvan yemi fiyatlarındaki artış nedeniyle birçok besici hayvanlarını kesime vererek sektörden çekildi. Çiftçiye kaşıkla verilen destek kepçe ile geri alınıyor. Aradığı desteği devletten bulamayan çiftçi çareyi bankalara borçlanmakta arıyor. 2023 yılı sonu itibarıyla 2.2 milyon çiftçinin bankalara borcu 391 milyar lirayı aşarak 400 milyara doğru gidiyor.

BEDELİ ÜRETİCİ VE HALK ÖDÜYOR

Gelecek dönemde yurttaş tarımsal gıda fiyatlarında yeni artışlar görecek mi?

Döviz piyasasındaki istikrarsızlık sonunda dönüp dolaşıp girdi fiyatlarına yansıyor. Girdi fiyatlarındaki artış üretim fiyatlarını yukarı çekiyor. “Gıda enflasyonu” dendiğinde insanlar tarımsal üretimi yapan insanların bu işten kârlı çıktığını, daha fazla kazanç sağladığını düşünüyor. Bu olaydan tüketici kadar üretici de zarar görüyor. Bu işte zarar görmeyen tek kesim aracılık yapan kesimdir. Onlar her zaman tarlada 5’e aldıklarını piyasada 25’e satma olanağına sahipler. Gıda enflasyonunun bir diğer nedeni tarımda giderek dışa bağımlı hale geliyor olmamız. Sonuçta yanlış politikaların bedelini üretici ve halk ödüyor. Ürün alımlarında belirlenen fiyatlar yıllık enflasyon düzeyinin çok altında kalıyor. Örneğin 2023’te mısır alım fiyatlarında yapılan artış yüzde 5, buğdayda yüzde 21 oldu.

Son yıllarda daha fazla çiftçi tarımdan kopuyor. Üretimi bırakanların sayısı belli mi?

Bakan, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı üretici sayısının azalarak 2 milyon 177 bin olduğunu açıkladı. 2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı, 2021’in eylül ayında 530 bine kadar düştü. SGK’ye kayıtlı çiftçi sayısı, son 5 yılda 188 bin çiftçinin üretimi terk ettiğine işaret ediyor. TÜİK’e göre tarımda istihdam edilenlerin sayısı 2002’de 7 milyon 458 bin kişiyken bu sayı Eylül 2021’de ise 4 milyon 974 bine düştü. Tarımda istihdam edilenlerin sayısı son 19 yılda yüzde 33 azaldı. ÇKS’de toplam tarımsal işletme sayısı 2016’da 97 bin 061 iken 2021 sonunda bu sayı 72 bin 105’e düştü. 2023’te büyükbaş sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2.6 azalarak 16 milyon 421 bin olurken küçükbaş sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 6.9 azalarak 52 milyon 363 bin baş oldu.

Son dönemlerde ne kadar tarım alanı kaybedildi ya da imara açıldı?

Tarım alanları son 10 yılda yüzde 5, son 19 yılda ise yüzde 12 geriledi. 2021 verilerine göre nadas ve tarıma elverişli olduğu halde kullanılmayan arazi toplamı 97 bin hektar civarına çıktı. 1990’da 0.76 hektar olan kişi başına toplam tarım alanı, 2021 itibarıyla kişi başına 0.28 hektar alana düşüyor. Hayvancılık açısından önem taşıyan 29 ilimizin yüzölçümü olarak yüzde 67’si madenlere ruhsatlandırılmış.

ADIM ATILMAZSA GERİ DÖNÜLMEZ YOLA GİRERİZ

Tarım için bir kurtuluş reçeteniz var mı, hangi adımlar atılmalı?

Son üç yıl üreticiler açısından zor bir yıl oldu. Alınması gereken acil önlemleri ise şöyle sıralayabiliriz:

En önemli çözüm yolu, özelleştirilen tarımsal KİT’lerin günün koşullarına göre tekrar kamulaştırılması, eğer bu mümkün olamıyorsa bunların yerine yenilerinin yaratılması ve kamusal tarım politikalarının öne çıkarılmasıdır.

Bu önlemin yanı sıra tarımda üretici kesimin örgütlenmesi ve pazarlama sektöründeki payının yükseltilmesi öncelikler arasına alınmalı, 2001 yılında Tarım Reformu Uygulaması adı altında devlet desteğinden mahrum bırakılan ve borç batağına sürüklenen tarım satış kooperatifleri (Fiskobirlik, Çukobirlik, Tariş) yeniden desteklenerek canlandırılmalı, 90’lı yıllarda özelleştirilen YEMSAN benzeri bir kamu kuruluşu yeniden kurulmalı, özelleştirilen şeker fabrikaları yeniden kamulaştırılmalıdır. Tarım ve Hayvancılığı desteklemek amacıyla kurulan kurumlar tekrar işlevli hale getirilmeli. Bu çalışmalara hemen başlanmalı çünkü zaman geçtikçe tarım açısından geri dönülemez bir nokta yaklaşmakta.

TARIM ÜRÜNLERİ İTHALATI 20.4 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ

Türkiye özellikle hangi tarım ürünlerinde kendi kendine yetemez hale geldi, hangi ürünlerde alarm veriyoruz?

Geçmişten bu yana üretimimizin temel unsuru olan tahıl ürünleri toplamı için 2021-2022 piyasa döneminde yurtiçi üretimin yurtiçi talebi karşılama derecesi yüzde 80.3 olarak gerçekleşti. Buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, pirinç, ayçiçeği, nohut, mercimek gibi tüm ürünlerde yetersiz üretimden dolayı ithalat zorunlu hale geliyor.

İMARA SON VERİLMELİ

Yaş sebze ve meyvelerin bir kısmı hariç baklagiller, tahıl ürünleri özellikle yağlı tohumlar kırmızı et, canlı hayvan ve süt ürünlerinde bağımlı ve yarı bağımlı hale geldik. Mesela hayvancılık sektöründe kırmızı et ve hayvan ithalatına 2023 yılında 1.2 milyar dolar ödedik. Yem maliyetlerinin düşürülmesi için meraların rehabilite edilmesi ve rant uğruna tarım arazilerinin ve meraların imara açılmasına son verilmeli.

Tarım ve hayvancılıkta başı sıkışan Türkiye hemen ithalata sarılıyor, bu bir çözüm mü, tarımda her yıl ithalat için ne kadar para ithalata gidiyor?

2020 yılının ilk 10 ayında 12.1 milyar dolar tarım ve gıda ürünü ithalatı yapılırken 2023’ün aynı döneminde ithalat 20.4 milyar dolara yükseldi. Son üç yıllık dönemde tarım ürünleri ihracatı yüzde 50 artarken ithalat yüzde 68.2 arttı. Geçen yıl en fazla ithal edilen ürün 3 milyar 402.4 milyon dolar ile buğday oldu. Buğdayı 1 milyar 679.3 milyon dolar ile soya fasulyesi ve 1 milyar 303.9 milyon dolar ile ham ayçiçeği yağı takip etti. Geçen yıl sığır ithalatının tutarı 1 milyar 163 milyon doları buldu. Söz konusu dönemde en fazla ithalat 5 milyar 119 milyon dolarla hayvan yemi sektöründe yapıldı.

 

 

 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler