Kışlada parti marşı: Saray'ın Atatürksüz 100. yıl bestesi askerlerin yemin töreninde çalındı

Cumhurbaşkanlığı’nın Cumhuriyetin 100. yılı için hazırladığı ve sözlerinde Atatürk geçmemesi nedeniyle tartışma yaratan “Türkiye Yüzyılı” marşı, Isparta’da bedelli er ve sözleşmeli erler için yapılan yemin törenlerinde çalındı.

Adını iktidarın seçim sloganı “Türkiye Yüzyılı”ndan alan marş, ilk olarak 30 Ağustos 2023’te Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlenen resepsiyonda seslendirilmişti. Daha önce de Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Polis Akademisi Mezuniyet Töreni’nde Polis Akademisi Bandosu tarafından çalınıp söylenen marş, bu kez 3 Ocak’ta Isparta Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkez Komutanlığı General Alper İhsan Kışlası’ndaki, er ve komandolar için yapılan yemin töreninde çalındı. 

Gelinen noktayı “üzücü ve endişe verici” olarak değerlendiren emekli Kurmay Albay Murat Tulga, “Milli savunma bakanı Tuzla’da yaşananlara ilişkin açıklama yaparken Atatürk dememek için ‘yakaya takılması gereken fotoğraf’ dediği yerde Atatürk’ün olmadığı 100. yıl marşının çalınmasına şaşırmamalı” dedi. 

‘NEDEN PARLA ÇALMIYOR’

“Başkanlık sisteminden sonra parti ve devlet kavramlarının iç içe geçtiğinden aslında bir siyasi parti sloganı olan marşın TSK’de çalınmasını yadırgamadım” diyen Tulga, şöyle devam etti:

“Her fırsatta Harbiye, Tıbbiye ve Mülkiye’ye siyaset bulaştırılmamalı ve bu kurumlar siyasetten uzak tutulmalı diyoruz. Bu konuda en çok da TSK hassas olmalı. Ancak aksi yönde gelişmeler yaşanıyor. Yemin törenlerinde normalde sınıflara ilişkin marşlar çalınır ve askerlerce söylenirdi. Piyade okulunda Piyade Marşı gibi. İlave olarak da 10. Yıl Marşı, 50. Yıl Marşı, Sakarya Marşı gibi Kurtuluş Savaşı’nı yücelten marşlar çalınırdı. Şimdi siyasi görüş doğrultusunda çoğunluğun bilmediği ve yadırgadığı bir marş çalınıyor. Teamüllere aykırı olarak görmedik diyelim. O zaman madem konu 100. yıl için bir marş çalmak, yurttaşların en çok benimsediği 100. yıl marşı olan ‘Parla’ neden çalınmıyor” Çünkü iktidarın önceliği başka...”