Ahmet Saltık

İç ve dış bütünsel saldırı ivme kazandı!

21 Aralık 2023 Perşembe

Hangisinden başla(n)malı?

Bugün 21 Aralık. En uzun gece, gündönümüne gebe. “Güne ezanla başlanacak” fetvasının kadir-i mutlak “tek adam”ca dayatıldığı, artık sözde demokratik-laik Türkiye’de giderek daha çok günışığına uyanacağız birkaç ay. Ne var ki AKP karanlığı giderek koyulaşıyor. Hedef tam karartma: Cumhuriyetten intikam ile diz çöktürme! 

Ve yüreğimiz gene harman yangını: Kıbrıs’ta Kanlı Noel kırımı (faciası) 60 yıl önce bugündü. Değil salt bizim, insanlığın büyük utancı emperyal Maraş kıyımı 45 yıl önce bugünlerde sahneleniyordu: 500+masum kurban!

“Dert bir değil ki hangisine yanayım!?” durumu betimlemeye uygun görünüyor. Ancak bu dertlerin çoğu kurmaca! En azından 22 yıldır (neredeyse çeyrek yüzyıl!) bu ülke ve halkı yaman bir emperyal kuşatma altında. Atlantik üretimi kapsamlı stratejik tasarım BOP ve seçilip atanmış taşeron siyasal kadro sadakatle işbaşında.

Özellikle algı yönetimine dönük, kitlelerle iletişimin büyük bir ustalıkla kotarılmakta olduğunu kabul gerek. Politik psikolojinin, siyaset bilimlerinin hemen tüm araçlarının ustaca (kahpece!) kullanıldığı bir laboratuvar. 

En başta kara propaganda ve türevleri olmak üzere gündem oyunları kökü dışarıda, asla yerli ve milli olmayan “büyük akıl” eliyle sergilenmekte. Ardışık ve orta-yüksek şiddette şok uyaranlarla toplum felç edilmekte:

Üç basamaklı enflasyon=devlet soygunu ile bilinçli yoksullaşTIRma, anormal işsizlik, çevre-doğa talanı, kolluğun ve yargının toplumsal vicdanı isyana kışkırtan kullanımı, medya ve aydınlara baskı, mülkiyet hakkına el koyulması (gaspı), TBMM’nin notere indirgenmesi, dış politikada yıkıcı ödünler, ilkesiz ve ulusal onuru yaralayıcı sığ siyasalar... Liste kolaylıkla uzatılabilir. Ulusu, sosyal psikolojik bakımdan şok edici travmalarla teslim almaca...

Bir kas, deneysel ortamda elektriksel olarak çok sık ve/veya yüksek dozlu uyarılırsa yanıt “fibrilasyon”, felçtir.

AKP=RTE iktidarına bu yol izlenmektedir. Eşzamanlı pek çok ciddi “bela” yaratılmakta ve gündem oyunu dayatılmakta, deyiş yerindeyse ulusun öncü demokratik muhalefet odakları sersemletilmekte, yorulmaktadır. Asgari ücret tiyatrosu birkaç perdelidir, açlık sınırının da altına çekilen tutar, genel geçer ücret olmuştur. Büyük şef, yılda bir kez belirleneceği buyruğunu vermiştir. Altı milyon yaşlı-emekli, 7 bin 500 YTL/ay ile işkencededir. Bu kitlenin aylığında “makul” bir iyileştirmenin, TC’nin akçalı (mali) gücünü aştığı masalına inanacak yoktur.

Emek örgütsüz; iç-dış sermaye olağanüstü organizedir. Öyle ki 3Y ile savaşmak(!) üzere yola çıkan AKP= RTE kabineleri kısa sürede kafeslenmiş ve patron iktidarına dönüştürülmüştür. Küresel kumarhane kapitalizmine (yoz emperyalizme) eklemlenmiş komprador burjuvazi “sermaye birikimini” olanca hızıyla sürdürmektedir.

2024 bütçesi, 1876 Osmanlı bütçesinden beterdir. Anımsansın, 1881 Düyunu Umumiye=Devlet iflasıdır!

Bu yağma-talan-soygun-karapara-mafya kepazeliğinin “darülharp”te sürdürülmesine siyasal İslam alettir. 

Bir militan milli(!) eğitim bakanı sahneye sürülmüş ve TBMM’de ne var ne yok, her şeye meydan okumuştur. Uygun bir tepeye konumlanmış mitralyöz gibi laik-bilimsel-karma-akılcı-ulusal-çağcıl eğitim dizgesini tarıyor. Oysa ulusal eğitim dizgesinin günlük siyasa dışı/üstü olması gerek. Adı üstünde “ulusal eğitim”! Siyasal partiler ise toplumu “partilere” ayırmakla meşguller. Dolayısıyla iki bakanlığın adında “milli” nitemi (sıfatı) var: Eğitim ve savunma. Okula, orduya, tapınç (ibadet) yerine siyaset sokulmaması ülke-ulus için sağkalım (beka) gereği.

NE YAPMALI/YAPILABİLİR ?

Öncelikle doğru tanı! Toplumda öncü direnç odaklarının yorulması, giderek susturulması ve kitlelerin çürütülerek siyasal katılım dışına süpürülüp ve fakat böylelikle ümmetleştirilerek oy deposuna dönüştürülmesi. Ana muhalefet ve öbür muhalefet partileri öncelikli hedefler: İçlerinin boşaltılması ile göstermelikleştirilmesi. Ne kalıyor geriye? Namuslu, yurtsever aydınlar ve aynı nitemlere sahip halk kesimleri. Saldırı yordamı (stratejisi) ortada. Eldeki kıt barutu çok akılcı, stratejik akılla kullanmak kaçınılmaz: Halkı örgütlemek. Mahalle, sokak, işyeri birimlerine dek. AKP/RTE eliyle BOP=yıkım=parçalanma karşıtı ne denli ulusal güç varsa seferber ederek hepsini tek bir ortak hedefe kilitlemek. Bu, bir ulusun öz savunmasıdır (nefsi müdafaasıdır), yerden göğe meşru direnme hakkıdır. Koşulları apaçık doğmuştur ve evrensel temel insan hakkıdır. Biline!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları