Azarlayan aydın

16 Temmuz 2023 Pazar

Sevgili,

Geçen mektubumda sana Aziz Nesin ile Moskova anılarımı ve bu vesileyle, hep hamervah tayfasının “Komünistler Moskova’ya” diye bağırdıkları bir ülkede, komünistler Moskova’ya gidince ne olduğunu anlatmış, başka anılara da değinmiştim. Tabii geriye bir sürü şey kalmıştı anlatılmadık.

Aziz Bey bu! Anlatmakla biter mi?

Onu ilk görüşüm Şehir Hatları’nın Karaköy-Kadıköy vapurunun ön güvertesinde oldu. Karşısındaki yere iliştiğimde o çoktan oturmuş, kitabını açmış, yolcuların geri kalanlarıyla arasında bir duvar yükseltmişti bile. 

Çok şaşırmıştım. Her gün çevresinde olanları yazıyordu. Bu durumda etrafında ne olup bittiğini dikkatle izlemesi, yani çalışması gerekmez miydi?

Toplu mekânlar oyuncunun sanatçının yazarın laboratuvarları, gözlem alanları değil miydi? Ama belki de toplumun kimi kesimlerinin dangalak tepkisi gibi kimilerinin de yapışkan ilgisi derdi başından aşkın yazarı bıktırmıştı. Oysa öyle bir lüksü yoktu, kendisini her konuda, her şeyden sorumlu hisseden bir aydındı o.

***

12 Eylül’ün diktatörüne boyun eğmeyeceklerini belirten, topa tüfeğe, zulme karşı insanlık onuru ile direneceklerini haykıran “Aydınlar Dilekçesi”nin hazırlayıcısı ve imzacılarından biri olarak bütün bir toplumun namusunu temizlemişti.

Emeğin, özgürlüklerin, adaletin, demokrasinin yılmaz savunucusuydu. Bir haksızlık karşısında oldu mu tavrını koyar, hiç korkmazdı, karşısındaki ister devlet ister dikta ister halk olsun. Bu tavrıyla halkına ve devletine karşı meşru müdafaa halindeydi. 

Nitekim bir ara, bir konuda kızmış ve halkın aptal olduğunu söylemişti. Karşı çıkılması üzerine de “Evet demişti halkın yüzde altmışı aptaldır”. Kıyamet kopmuştu. Önüne gelen ağzına geleni söylüyordu. Büyük çoğunluk çok kızmıştı. Oysa eserleriyle toplumu daha yukarı bir yere taşıyan, kaba kuvvete diktaya karşı kendine benzeyen bir avuç insan ile tek başına karşı durup toplumun namusunu kurtaran Aziz Bey görüşünde haklıydı, toplumu azarlama hakkına da sahipti. Ben yine de Aziz Bey’le ilk karşılaştığımızda da şunları söyledim:

“Aziz Bey onulmaz bir iyimsersiniz. Halkın yüzde altmışının aptal olduğunu söylüyorsunuz, bunun mefhumu muhalifinden yüzde kırkının akıllı olduğu çıkar, hiç yüzde kırkı akıllı bir toplum görüntüsü var mı çevrede??”

“Ben onu düzelttim, yüzde 93.5” dedi. Şaşırmadım öyle bir şeyler söyleyeceğini tahmin etmiştim.

***

1990’lı yıllardaydık. Bir mavi yolculuk çıkışı Muğla’da etkinlik olduğu, katılmamın istendiğini öğrendim. Erim ve Mine de bizimleydi. Yolumuzu hep birlikte Muğla’ya çevirip etkinliğe katıldık. Hava çok sıcaktı ve etkinliğin yapıldığı sinema salonu yarı yarıya boştu. Konuşmacılar arasında bulunan Aziz Bey’in belli ki canı sıkılmıştı. Konuşma sırası kendisine gelince dinleyicileri azarladı. Biz konuşmacıların çağrılınca bunca yoldan gelip üzerimize düşeni yaptığımızı; ama dinleyicilerin tenezzül edip gelmediklerini söyleyerek iyi bir zılgıt çekti.

Etkinlikten sonra akşam yemeğinde bir araya geldiğimizde Aziz Bey’in tepkisi konuşuluyordu. Sıra bana gelince kendisini haklı bulduğumu söyledim. Sonra da ekledim:

“Yalnız bir husus var. Zahmet edip gelmeyenler, Aziz Bey’in zılgıtından da haberdar olmadılar. Oysa o sıcakta oraya gelenler iyi bir azar yemiş oldular. Bu biraz garip oldu galiba...”

Aziz Bey güldü:

“Hakikaten öyle oldu galiba.”

Aziz Bey’in topluma zılgıt çekme hakkı da vardı. Herkes de bunun farkındaydı.

Keşke Aziz Bey’in söylediklerine zamanında daha çok kulak verseymişiz. Belki de o sayede daha az “Aziz Nesinlik toplum” olurduk.

Tatlı bir anıyla bağlayayım Sevgili,

Bir etkinlik dolayısıyla Dikili’deyiz. Aziz Bey’in de bulunduğu topluluğa garson gelip sordu:

“Ne içerseniz beyler, ne getireyim?”

“Hepimize birer cin tonik getir” ve Aziz Bey’i işaret ederek “Beyefendiye yalnız tonik getir” dedim. Garson “O zaten cin gibi adam” çıkışımı beklemeden mesajı almıştı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları