Böyle projeler her yerde lazım

08 Eylül 2023 Cuma

Filenin Sultanları olarak adlandırılan kadın voleybolcularımızın, çıktıkları bütün maçları kazanarak Avrupa şampiyonu olmaları toplumda büyük bir coşku yarattı. 

Av gibi sürülen, öldürülen, baskı uygulanıp dövülen, sürekli sövülen kadınların ülkesi Türkiye’de hünerli, iradeli, kişilikli, kendinin efendisi, düşüncelerinin kişiliğinin ve de vücudunun sahibi, kimseyi efendi görmeye tahammül edemeyecek olan güzel genç kızlarımız korkunç bir karabasanı andıran şu günlerde, yaşamımıza, kısa süreli bir aydınlık getirdiler, içimizi aydınlattılar. 

Sağ olsunlar! 

Özgür ve kendinin efendisi birini gördüğünde kendi ezikliği ve şirretliğinin ayırdına varıp olmadık tepkiler gösteren, bu genç kızlarımıza ve simgeleştirdikleri olguya hiç tahammülü olmayan yaratıklar gerekli cevabı aldılar. Bu kendinden emin, ne istediğini bilen genç kızlarımız aydınlık yarınlarımıza uzanan köprüdür. 

Genç kızlarımızın o, dünyaya meydan okuyan halleri, örümcek kafalıların, onları görünce neden zıvanadan çıktıklarını da gayet güzel açıklamaktadır. 

Kadın voleybol takımımızın, Avrupa şampiyonu olmasının laiklik karşıtlarını çılgına çevirmesi bile ülkenin ne kadar feci bir durumda olduğunu anlatmaya yeter. 

Ama bu gerçeği görerek önümüzdeki dönemde laiklik konusunda her platformda dişe diş mücadele vermenin zorunluluğunu kavramamız gerek. Bu mücadelenin aksatılması halinde laik Cumhuriyete tekrar kavuşma ihtimalimiz yoktur. “Laik Cumhuriyete tekrar kavuşma diyorum”; çünkü AKP Türkiye’si zaten artık laik bir ülke değildir. Onu geri almak zorundayız. 

Laiklik konusuna önümüzdeki günlerde sık sık döneceğiz. Ben kadın voleybolcularımızın başarılarının ardındaki nedene bakmak istiyorum. 

5 Eylül Salı günü Cumhuriyet’in 12. sayfasında çıkan, arkadaşımız Cumhur Önder Arslan’ın yazısı bu başarının ardındaki nedeni açıklıyordu. 

Bravo Cumhur’a! Yoksa Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Başkanı Mehmet Akif Üstündağ’ın yıllardır yürüttüğü başarılı çalışmalar olmasaydı, bu sonuçların olamayacağından da pek söz edilmeyecekti. 

TVF’nin her kademesinde çalışmış olan Mehmet Akif Üstündağ’ın 17 yıllık çalışmalarını şöyle özetleyebiliriz: 

Önce gerekli yerlerle temasa geçerek Voleybol Lisesi’ni kurdu. Kısa sürede voleybol liglerinin oyuncu kaynağı durumuna gelen ve her yıl 90 öğrenci alan bu okulda yetenekli öğrencilerin yatılı okumalarını sağladı, bütün Türkiye’yi tarayarak oyuncular aldı. Gittiği yerlerde öğrencilere yetenek testleri yaptırdı. Bunların içinden yeteneklileri kulüplere transfer ettirdi. Altyapı yatırımlarını yaptı. Voleybola sponsorlar buldu. Türkiye’nin dört bir yanına antrenörler göndererek oyuncu devşirdi. Galatasaray, Eczacıbaşı, Fenerbahçe gibi kulüpler de kadın voleyboluna önem verince ortaya bu alanda tek olan, başka ülkelerde örneği görülmeyen bir proje çıktı. 

Zaman zaman çeşitli toplumlarda çok değişik alanlarda böyle topluca bir milli proje haline getirilerek bir sektörde altyapıdan başlayıp topyekûn bir kalkınma hamlesi başarılabilmiştir. 

Kadın voleybolunda bu alanda başarılanların büyüklüğünü anlatmak için şu kadarını söyleyeyim ki bu alanda şimdilik alınmamış tek şampiyonluk olimpiyatlardır. Onu da gelecek yıl için hedeflemiş bulunuyorlar. 

Yalnız Türkiye’de bugün için egemen olan AKP düzeninde hiçbir başarı cezasız bırakılmamıştır. Daha şimdiden seküler çevrelerin gözbebeği haline gelen “Filenin Sultanları” belirli çevrelerin tepkilerini çekmeye başlamış bile. TRT kutlamalar sırasında sansür uygulamaya hemen başlamıştır. 

Fazla söze hacet yok!... 

Bekleyip, görelim bakalım, bu öykünün sonu nasıl gelecek. 

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları