Türkiye’deki son seçimler Avrupa ve dünyada nasıl algılandı?

Önce seçimleri gözlemek üzere, resmi olarak gelenler, işlerini tarafsızlıkla yerine getirdiler. Seçimlerin, özgür, eşit yapılmadığını açıklıkla rapor ettiler. Bu ülkelerin kamuoyları Türkiye’de seçimlerin demokrasi kurallarına uygun olmamasını hiç de dert edinmediler. Doğaldır, sözü edilen ülkeler Türkiye ile neden ilgilensinler ki uzak, örfü, adeti, dini mezhebi değişik yabancı bir ülke. Son yıllarda turizm alanındaki yatırımları ile dikkati çeken, bu ürettiğinden çok üreyip tüketen ülke, bir de güneşi, kumu, mavi bayraklı plajlarıyla dikkati çekmekteydi.

***

20. yüzyılın Soğuk Savaş döneminde, Sovyetler Birliği’ne karşı, “Hür Dünya”nın ileri karakolu olarak görev yapan Türkiye, 21. yüzyılda Ortadoğu’da su savaşlarının alabildiğine kızıştığı dönemde yeni bir işlev daha yüklenmek durumunda kaldı: Yokluk ve açlık ülkelerinden Avrupa’ya göçenleri kendi içinde tutmak.

Şu anda nüfusuna göre en fazla göçmeni barındıran ülke olarak Türkiye bu işlevi kendi çok farkında olmasa da (bu olguyu her gün daha fazla da hissetmekte) bir göçmen deposu olma konumundadır.

Göçmenlerin son hedefleri gelişmiş ülkelerdir. Ama bu amaca yönelirken yol üstü ülkesi olan Türkiye özellikle Suriye diğer Ortadoğu ülkeleri ve Afganistanlı göçmenlerden etkilenmektedir.

Avrupa göçmen sorununa parlak bir çözüm olarak bunların yol üstünde Türkiye’de tutulmalarını önermektedir.

Türkiye bugün göçmenlerin nihai hedefleri olmamakla birlikte nüfusuna oranla en fazla göçmeni barındıran ülkedir.

***

Sefalet ve felaket ülkelerinden göçenlerden Batı ortaçağda vebadan korktuğu gibi korkmakta ve ondan kaçmaya çalıştığı gibi eve kapanıp, kapıyı pencereyi kapatarak korunmaya çalışmaktadırlar.

Bu arada Türkiye ile de kendi topraklarına gelen göçmen ya da sığınmacıları orada tutmasını sağlayacak anlaşmalar imzalamaktadır.

Şu anda Türkiye’de durumun ne kadar vahim olduğunu anlatmak için, ülkede bulunan göçmen veya sığınmacı sayısının kesin olarak bilinmediğini belirtmek yeterlidir.

Yine aynı şekilde, 2023 seçimlerinde kaç yabancı kökenliye oy kullandırılmış olduğunun bilinmediğini belirtmek gerek.

2023 seçimlerinin gerçek yüzü bir gün göçmen veya sığınmacı kökenlilerin ne kadarının oy kullandığı konusunda kesin rakamlar belli olursa gün yüzüne çıkacaktır.

2023 seçimlerine herkes kendi çıkarları açısından baktı tabii ki. Avrupa’nın da bakışı elbette kendi çıkarları açısından oldu ve yetkili çevreler olaya göçmen sorunu açısından yaklaştıklarını ve bu yüzden de AKP’yi desteklediklerini açıkça söylediler. Onların bu yaklaşımlarında yadırganacak bir yan yok. Asıl yadırganacak olan, iç kamuoyunda AKP’nin milli ve yerli olduğunu bu kadar rahatlıkla ileri sürebilmesi ve bir ölçüde de buna seçmeni inandırabilmiş olmasıdır.

***

Ekonomisi iflas etmiş olan Türkiye Ortadoğu’nun çok yönlü karmaşık bir su savaşı dönemine hazırlandığı sırada sınırları içinde on milyona yakın göçmen ya da sığınmacının bulunduğu bir şekilde Cumhuriyetin 100. yılına girecektir. Bu arada son yıllarda, artan iklim sorununun da etkisiyle kendisi de hızla su yoksulu bir ülke konumuna kaymakta olan (yeterince kaydı bile) Türkiye’nin beka sorununun ne olduğunu yaşayarak anlama durumunda kalmamız da olasıdır.

Türkiye’nin ülkesindeki göçmenleri geri göndermeye karar vermesi, daha doğrusu böyle bir kararı uygulaması mümkün değildir.

Bu arada Suriye ile sorunların bir an önce çözülmesi ve ÖSO belasının ipoteğinden bir an önce kurtulunması Türkiye’nin bekası açısından birinci derecede önemlidir.