‘Hükümet istifa!’

03 Mart 2023 Cuma

4 Mart Cumartesi Şükrü Saracoğlu tribünleri, o güne dek orada alışılmadık bir tezahüratla çalkalanıyordu:

- Hükümet istifa!... Hükümet istifa!

5 Mart Pazar günü kıvılcım Vodafone tribünlerine sıçramıştı. Bu kez sıra Beşiktaş’taydı:

- Hükümet istifa!...

İktidar her türlü denetimi yitirdiği sırada çok büyük bir deprem ile tümüyle iflas edince iyiden iyiye kontrolü kaybetti. Önce, Bahçeli’nin tehditleri, ardıdan da bu hafta sonu Konya’da oynanacak Konyaspor-Fenerbahçe maçına Fener seyircisi alınmaması yolundaki Kayseri İl Güvenlik Kurulu kararı geldi. Bu arada iktidar, yandaşlarının yönetimlerini elinde tuttuğu Anadolu kulüplerinden de destek istedi ve hemen aldı.

Önce bir noktayı açıklığa kavuşturalım. Futbol artık bir spor değil. Milyarlarca dolara ulaşan bir sanayi, bir gösteri etkinliğidir. Modern yaşamda futbolun o kadar büyük bir yeri var ki ideolojisi, rejimi ne olursa olsun, hiçbir ülke ona bigâne kalamaz.

Türkiye de dünyadaki genel eğilimin dışında kalamamış, futbolu sermayenin ve yerel politikanın işbirliği ile ortak egemenlik alanı haline getirmiştir. AKP’nin son yıllarda futbola nasıl yakından karıştığı, külüpler-AKP-müteahhitler işbirliğinin nasıl kol kola yürütüldüğünün örnekleri sıkça görülmüştür. Önümüzdeki haftalarda iktidarın futbol üzerindeki  baskısını artırarak onu da müdahale ettiği diğer alanlara benzeteceğini tahmin etmek güç olmasa gerek.

Bu arada futbolun etkisinin toplumun afyonu olarak daha çok otoriter rejimlerin yararına kullanıldığı “Ne sağcıyız ne solcu, futbolcuyuz futbolcu” dönemlerinin de artık geçmişte kaldığını unutmamak gerekmektedir. Artık statlarda mazlumlar da seslerini çıkarmaktadırlar. Ama kötü tezahürat veya terörle mücadele bahanesi altında, statları da yakından denetlemenin yöntemlerini araştıran, passolig gibi uygulamalarla bunu yaşama geçiren AKP, bir daha statlarda hükümet istifa benzeri seslerin duyulmasını önlemek için, kulüpler ve kendi içinde garip bir organizasyon modeli olan taraftar grupları üzerindeki baskılarını artıracaktır.

Her adımda, biraz daha akıl ve sağduyudan uzaklaşan ve kendi tepkilerini de denetleyemez hale gelen iktidarın, statların kontrolü güç tepkisini kendi istediği doğrultuya yöneltmeyi gittikçe beceremez hale gelmesiyle, baskısının ve de ona koşut olarak tepkinin artması da olasıdır.

Daha önce AKP ile Beşiktaş’ın kendine özgü grubu “Çarşı” arasında yaşanmış olanların Tayyip Bey’in partisine nasıl zarar verdiği düşünülürse, yeni bir iktidar-tribün çatışmasının AKP’ye nelere mal olacağını tahmin etmek kolaylaşır.

Önümüzdeki haftalar, Türkiye’nin dört bir yanında, sokaklar ve alanlar gibi tribünler de çok ciddi gerginlik alanları olmaya adaydır.

Frenkler, “Ne yaptığınız değil, nasıl yaptığınız önemlidir” derler. Bu gerçek konumuzda da geçerlidir. Nitekim geçen hafta pazar günü Vodafone stadında depremzede çocuklara gönderdikleri oyuncakları sahaya yağdıran seyircilerin bu dayanışmaları göz yaşartıcı bir davranıştı. Son zamanlarda yetkililerin akıl almaz tutumları yüzünden pek rastlayamadığımız böyle bir dayanışma herhalde iktidarın çok hoşuna gitmiş olsa gerek.

Halk, artık parmak sallanarak azarlanmaktan, ayrıştırılmaktan, ötekileştirilmekten, baskı altında tutulmaktan bıkmış, depremzedelerin acılarının bir an önce dindirilmesini, ihtiyaçlarının karşılanmasını istediği için, en ufak bir yakınlaşma, dayanışma girişiminin halktan olumlu karşılık bulması beklenebilir. Tam bu noktaya vardığımız anda gelen haber, Kayseri 2. İdare Mahkemesi’nin Fenerbahçe’ye tribün yasağı kararının yürütmesini durdurduğunu bildiriyordu.

Karar birçok noktadan ama her şeyden önce, tribünlerin yeni gerginlik ve çatışma alanı olmaktan kurtulması açısından umut vericidir.

Yeter ki iktidar aklını başına alsın!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları