Nasıl olacak?

16 Ocak 2024 Salı

Hani düşünmedim de değil. CHP’nin daha demokratik bir yapıya kavuşturulması, yeniden örgütlenme modelinin geliştirilmesi, adayların önseçimle ve/ veya örgütle daha yakından el elele vererek seçilmeleri, yerel seçimler için sözü edilen bu yeniliklerin hayata geçirilmesinin dönemi olması yolundaki eleştiri ve önerilerimizin dönüp de parti içinde başarıların simgesi olarak görülen kişilerin başına patlaması ile burun buruna gelirsek ne garip olur.

Partide gençleşme hamlesinin başka kimse yokmuş gibi dönüp dolaşıp Yılmaz Büyükerşen’in başına patlaması olur şey değil!... Şaka bir yana, Büyükerşen olayının yarattığı hava CHP’yi bu seçimde zorlar.

Her seçimden önce olduğu gibi “Örgüt bunu kaldırmaz” diye itirazlar başladı bile. Her siyasi mekanizmada oluşan boşluk sonrasındaki gibi bir yarışmacının gücünün diğerlerine oranla daha fazla artması da tehlikelidir. Çünkü iç dengelerin bu durumda sarsılması kaçınılmaz oluyor. Rahmetli Ekmekçi’yi anarak bu durumu biz de “Ekrem başkan çok mu güç kazandı ne?” diyerek dile getirelim.

***

Ekrem Bey’in son dönemlerde orantısız olarak artan popülaritesine paralel olarak adayların belirlenmesinde de ağırlığını ölçüsüz olarak artırdığı yolunda bazı mırıldanmalar çıkmakta. CHP’nin Eskişehir’de efsane haline gelmiş örnek belediye başkanı Büyükerşen’in adaylığının bile son güç dengeleri çerçevesinde engellenmesinin önüne geçilemediyse başka nerelerde neler olmaz!... Her ne kadar olayın Yılmaz Büyükerşen’i etkilemediğini varsaysak da -ki öyle değil- bu durumun CHP’nin tabanını ve potansiyel seçmenini kötü etkilemiş olması kaçınılmaz. Yani bu tehlike bütün büyüklüğüyle ve bütün ciddiyetiyle karşımızdadır.

Dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum, son zamanlarda alanlarda kamu binaları önünde ve resmi dairelerde asılı bayraklarımızın boyu hatırı sayılır derecede büyümeye başladı. Sanki her geçen gün sorunlarımızın büyümesine bağlı olarak bayraklarımız da büyüyor gibi. Kolayca gerginleşebilen bir ruh hali içinde yaşıyoruz. Çabuk sinirlenip çabuk saldırganlaşabiliyoruz. Maşallah ekonomik durum da bu gerginliği çok tehlikeli boyutlara eriştirebiliyor. Geleceğin Türkiye’sinin daha gergin, daha patlamaya hazır bir yapıya bürünmesinde artık varlığını iyice hissettirmiş olan iklim krizinin (buna tarım krizi de eklenmektedir) yarattığı kuraklık ile göç krizinin yarattığı hengame de etken oluyor.

***

AKP’nin 22 yıllık iktidarında uyguladığı baskıcı politikaları bölgedeki gerginliğin de etkisiyle Türkiye’yi patlamaya son derece elverişli bir döneme soktu. AKP’nin toplumsal gerginliği artıran politikalarının yanı sıra baskıyı da artırmasının ülkeyi daha da gergin hale sokması kaçınılmaz gibi görünüyor. Buna bir de ana muhalefetin artık iktidarın demokrasiyi hiçe sayan diktatoryal politikasına karşı sessiz kalmayacağını ve baskıcı yöntemlere karşı sokağa inerek demokratik direniş hakkını kullanacağını, iktidarın ise buna karşı daha da sertleşeceğini gösteren emareler eklenmiştir. Böyle bir gelişme çok tehlikeli bir durum yaratabilirdi. 14 Ocak’ta CHP’nin Tandoğan mitingi merakla bekleniyordu.

Mitingin ertelendiği söyleniyor. Fakat tehlikeler sürüyor. Önümüzdeki dönemin çok daha tehlikeli gelişmelere yol açmaması için muhalefetin sokağı kullanmasının önüne geçmeyi hedefleyen iktidarın baskı yöntemlerine başvurmaması gerekmektedir. Bütün bu tehlikelerin atlatılmasının çaresi demokraside aranmalıdır. Yoksa baskı herkes için daha büyük tehlikelere yol açar. Şimdiden bilinmesinde yarar var...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları