NATO’cu çizgiye devam

11 Nisan 2023 Salı

Liste şoku da yaşandı. Milletvekili adayları için bir anlamda yarışın en önemli etabı geride kaldı. Evet, bizde seçimlerde en önemli olan, listelerde seçim şansı olan bir yer kapmaktır. Şimdi, o aşama da ardında düş kırıklıkları ve küskünlükler bırakarak aşıldı, seçimlerin nasıl geçeceğini bütün dünyanın merak ettiği bölüme gelindi.

Bütün ölümlerin erken ölüm olması gibi, bütün seçimler de kritik seçimlerdir. Ama Türkiye’deki 2023 seçimlerinin demokrasi için olduğu kadar, ülke için de bir varlık sorunu haline geldiği yadsınamaz. Bütün dünya bu gerçeğin farkında, bütün dünya bunun belki uzun bir süre için son seçimler olabileceğini biliyor. Bütün dünya bu seçimlerin baskıdan, dayatmadan uzak, özgürlük ortamında geçeceği hususunda kaygılı. 6 Şubat depremi ve neredeyse onun kadar yıkıcı ekonomik kriz seçimlerin tam bir karabasan ortamında geçeceğini gösteriyor.

Bu arada son seçimlerde daha önce görülmeyen yeni durumlarla da karşılaşılıyor.

***

AKP-ABD gerginliği bunlardan biridir. Tayyip Erdoğan’ın, ABD büyükelçisinin Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyareti üzerine cumhurbaşkanı mı, yoksa AKP genel başkanı mı olarak söylediği tam belli olmayan sözler, AKP-ABD gerginliğini gün yüzüne çıkardı. Tayyip Erdoğan’ın üslubuyla bağdaşan bu sözlerdeki fevrilik payı yadsınamaz olmakla birlikte aynı zamanda, ince bir hesabı, emperyalizme karşı bayrak açmış reis görüntüsünü destekleme amacını da görmezden gelmek mümkün değildir.

***

Doğrusu, emperyalizme bayrak açmış, antiemperyalist kahraman görüntüsü AKP’ye pek de uymamaktadır. Emperyalist politikaların uzantısı olarak ABD ve yerli güçlerin Siyonizmin de katkısıyla kurguladıkları AKP’nin BOP’un eş başkanlığına talip olması Temel Karamollaoğlu’nun da arkadaşımız İklim Öngel ile yaptığı söyleşide de vurguladığı bir gerçektir. BOP’u yaşama geçirmek amacıyla oluşturulan ılımlı İslam modeli içindeki rolünden AKP vazgeçmiş değildir. Buna karşılık ABD’nin ılımlı İslam modeli ile Arap Baharlarından umduğunu bulamayıp düş kırıklığına uğradığı biliniyor.

Yani ABD AKP’yi dizayn ederken hedeflediği amaçlara ulaşamadığını düşünmektedir. Bunda AKP’nin kendine yüklenen misyonu gerçekleştirirken yaşama geçirmeyi kurduğu gizli gündeminin de payı vardır. AKP’nin kurulup iktidar olduğundan bu yana geçen 20 yıl içinde, ortakların beceriksizliklerinin de neden olduğu başarısızlıklar sonucu model parlaklığını yitirmiştir. Ama Türkiye’deki belli başlı egemen siyasal güçler NATO’cu siyasetlerinden vazgeçmiş değillerdir.

NATO’cu doğrultu, Türkiye içinde iktidar kadar muhalefet cenahında da geçerliliğini sürdürmektedir. Nitekim CHP’nin dış politika konusundaki genel başkan yardımcısı emekli büyükelçi Ünal Çeviköz’ün söylemleri de bu gerçeği doğrulamaktadır.

2023 seçimlerinin Türkiye’de demokrasinin geleceği açısından yaşamsal bir önemi olduğu doğrudur. Ama aynı seçimlerin Türkiye’nin dış politikasında yeni bir yönelişe yol açması söz konusu değildir.

Kısacası yeni seçimlerin Türkiye’de iktidar ve muhalefetin NATO’cu doğrultusunda bir değişiklik getirmesi beklenemez. Bu NATO’cu çizgi değişmeden özlenen yeni Türkiye’nin oluşumunu beklemenin ne derecede gerçekçi bir tutum olduğu da ayrı bir tartışma konusudur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları