Geçenlerde gazeteci arkadaşımız Emrah Kayalıoğlu yazdı, Türk futbolunun toplam borcunun 1 milyar Avro’yu aştığı gerçeğini. Gazetemiz yazarlarından ekonomist Tuğrul Akşar defalarca dikkat çekmişti borç sarmalına. Şimdi de UEFA’nın finans raporuna göre Avrupa’nın en kötü özsermayesine sahip 7 kulübünden 4’ü Türkiye’den. Listeye bakmanıza gerek yok, 4 büyükler Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor, olmayan paraları fena halde harcamışlar yıllardır. Eksi 814 milyon Avro ile Türkiye burada en berbat ekonomiye sahip ülkeler listesinde en altta. Ticari gelirlerle ayakta kalmaya çalışsa da bu tablonun sürdürülebilirliği yok. Üstelik böyle bir durum söz konusuyken TFF ya da Spor Bakanlığı’ndan kimse, “Durun ne yapıyorsunuz?” demiyor. Gerçi, “Bakanlığa ne futbol özerk” diyenleriniz olabilir. Zaten bu özerklik tramvayı ile spor bu hale geldi. Bağlamdan kopmadan 4 büyüklere bir kez daha çağrıda bulunalım: Mali tablolarınızı düzeltin, yüksek maaşlı yıldızlarınızdan vazgeçin.

HOVARDALIK SÜRER Mİ? 

Bu transfer ve harcama hovardalığı devam ederse ne olur? Şu an kulüplerin gelirlerinin yarısı Bankalar Birliği’ne gidiyor. Galatasaray, Riva, Florya’daki arazilerini değerlendirip bu borcu eritme peşinde. Sportif başarıdan gelecek parayla da futbol organizasyonunu sürdürmek istiyor. Fenerbahçe, Aziz Yıldırım döneminde gayrimenkullerin sahibi oldu; onları değerlendirebilir. Beşiktaş’ın da Fulya ve Akaretler yatırımları var. Trabzon’un elinde doldurma alana yapılan Akyazı kaldı. Ne var ki Türkiye’de artık, metrekaresi 1000 dolar olan yere 10 bin dolar ödeyecek “saf” yatırımcı yok. Çünkü, Nişantaşı veya Bağdat Caddesi’nde yatırımlık konut almak isteyen Kıbrıs, New York, Milano ve Londra’yı tercih ediyor. Çünkü iki semtteki 3 artı 1 evle saydığım coğrafyalarda akıllı ev hatta villa alabiliyorsunuz. Kirası da döviz üzerinden! O zaman geriye “yabancılara satılmak” şıkkı kalıyor.