Barış Doster

Yeni CHP, başkalaşan CHP, dönüşen CHP

03 Haziran 2023 Cumartesi

Seçimler sonrasında muhalefetin dilinden düşmeyen bir kelime var: “yeni”. Yenilgiyi, yenilenerek aşacağını düşünen muhalifler, bir yandan yenilginin nedenlerine kafa yoruyor, bir yandan mazeret üretiyor, bir yandan da yenilenmekten bahsediyorlar.

Oysa “yeni” kavramı, sık kullanılmakla birlikte, tehlikelidir. “Yeni” derken dikkatli, tedbirli, temkinli, ihtiyatlı olmak gerekir. Çünkü ipin ucu kaçtı mı, yenilenmenin sonu, başkalaşmaya, dönüşmeye, savrulmaya, köksüzleşmeye kadar gider, reddi mirasa, karşıdevrimciliğe kadar uzanır. Döneklik de buna dahildir.

Anımsayalım, ABD’nin özenle beslediği, büyüttüğü, kullandığı ve iktidara ortak ettiği terör, casusluk, ihanet şebekesi FETÖ; iktidar blokuyla birlikte dilinden düşürmüyordu “Yeni Türkiye”yi. Oysa kavramın müellifi bile yabancıydı: CIA istasyon şefi Graham Fuller. Bu adla bir kitabı bile vardı: “Yeni Türkiye Cumhuriyeti”. Sözde yerli ve milli kadrolarla, FETÖ’cüler, Fuller’in kitabında yazdıklarını anlatıyorlardı Türk milletine. Bu “Yeni Türkiye”; emperyalizmle uyumlu Türkiye’ydi, aynen ılımlı İslamın, emperyalizmle, ABD’yle uyumlu İslam olması, ABD tarafından üretilip dolaşıma sokulması gibi. Bu “Yeni Türkiye”; büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’le, Cumhuriyet Devrimi’yle arasına çok mesafe koymuş bir Türkiye’ydi.

Türkiye, sadece iktidardan ibaret olmadığına göre, muhalefete de “yeni” gerekliydi. Bulundu da. Adı da hazırdı: “Yeni CHP”. Kurucusundan, kurucu değerlerinden, tarihsel özünden, siyasal iddiasından uzaklaştıkça, oy oranından çok daha büyük olan özgül ağırlığından arındıkça, sadık, çilekeş seçmenini hor gördükçe yenilenecekti CHP. Cumhuriyet Devrimi programının özeti ve simgesi olan altı okla arasına mesafe koydukça, partide her zaman bir ölçekte yer bulabilmiş olan liberallerin, numaracı cumhuriyetçilerin, kimlik siyaseti savunucularının, Kemalizme burun kıvıranların sayısını ve ağırlığını artırdıkça, yepyeni olacaktı CHP. Yeni Demokrasi Hareketi’nden gelenler, sol liberaller, siyasal İslamcılar, etnikçiliği sosyalizm, mezhepçiliği komünizm, hemşericiliği Marksizm sananlar, eski Özalcılar, MHP ve BBP’de umduğunu bulamayıp CHP’ye kapılananlar, ömrü CHP’ye hakaret etmekle geçmiş olanlar CHP’de kümelendikçe iktidara yürüyecekti CHP.

Deniz Baykal’ın da çevresinde her zaman yer bulabilmiş olan liberallerden daha fazlası olmalıydı yeni CHP’de. Deniz Baykal’ın, altı ok için, “Babaannemizin duvarda asılı fotoğrafı” mealindeki sözlerinden daha ilerisini söylemeliydi yeni CHP. Deniz Baykal’ın, 1 Mart tezkeresi ve Annan Planı’nda aldığı tavrın tersi yönde tavır almalı, “Kemalizm ırkçılıktır” diyeni, vitrine çıkarmalıydı yeni CHP. Deniz Baykal’ın, örgütleri yok sayan, önseçimden uzak duran anlayışını da geçip, “Örgütler olmasa, iki puan fazla alırız” diyebilmeli, “CHP kapatılıp, müze yapılsın” diyeni de örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı yapmalıydı yeni CHP. Yaptı da. Ama sonuç değişmedi. Çünkü siyaset salt matematik değildir. İlkedir, ideolojidir, programdır, bilinçtir, kadrodur, örgüttür.

CHP’nin sorunu, yeni olmak değildir, kendi olamamaktır. Kendi fikrine, kadrolarına, örgütüne güvenmek yerine, ithal fikirlerin, ithal isimlerin peşinden koşmaktır. Her seçim sonrası aldığı yenilginin sağlıklı bir muhasebesini yapmak yerine, ABD ve Avrupa kaynaklı, Türkiye’ye yabancı akımların ardına düşmektir. Halkçılığı, toplumculuğu, kamuculuğu, ulusalcılığı es geçip temelsiz bir sivil toplumculuk yapmaktır. Kısacası kendi özüne, değerlerine, tarihine, tabanına yabancılaşmaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları