Emek Dünyası

İşyerleri kontrolden çıktı

19 Kasım 2020 Perşembe

Metal işkolunda eylülün son haftasına göre salgına yakalanan işçi sayısı 4’e katlandı.

Salgının artık yeni dalga değil, tsunami olduğunu açıklayan hekimlerin nihayet sesi duyuldu. Vaka artışları hükümeti yeni önlemler almaya itti. Ancak alınan önlemler arasında işyerlerinin kapanması ya da mesainin kısıtlanması olmadığı gibi 20 yaş altındakiler arasında çalışanlara sokak yasağı gelmedi! 

Konuya ilişkin bilgi aldığım Birleşik Metal-İş Başkanı ve DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, asıl olarak işyerlerinin kontrolden çıktığının altını çizdi. Sağlık Bakanı Koca’nın verdiği bilgiye göre, asıl olarak Bursa, İstanbul gibi işçi kentlerinde durumun daha kötü olduğunu belirten Serdaroğlu, işyerlerine ilişkin yapılan araştırma sonuçlarını cuma günü bir toplantı ile duyuracaklarını söyledi. 

Ancak sendikanın haftalık verileri açıkladığı sosyal medya hesaplarında zaten durumun hangi boyutlara geldiği görülüyor. Eylülün son haftasına göre hasta sayıları yüzde 400 oranında artmış durumda. 

Örneğin 2-8 Kasım haftasında sendikanın örgütlü olduğu 95 işyerinde aktif hasta sayısı 451, şimdiye kadar hasta olan işçi sayısı da 1681 olarak görünüyor. Geçen haftalara göre artış gözle görünür bir şekilde dikkat çekiyor. Serdaroğlu özetle şu bilgileri veriyor:

- Alınan önlemler kalıcı ve kökten değil. Salgın en çok da işyerlerinde, fabrikalarda kontrolden çıktı. 

- İş Sağlığı Güvenliği Meclisi’nin ekim ayı verilerine göre, işyerinde yaşamını yitiren işçilerin dörtte biri koronavirüs nedeniyle öldü. 

- Aylardır düzenli vaka takibi yapıyoruz ve vakalardaki muazzam yükselişi kamuoyuyla paylaşacağız. Kaldı ki bu fabrikalar işçilerin örgütlü olduğu, önlemler konusunda işverenlerin sendikasız yerlere göre daha özenli davranmak zorunda kaldığı yerler.

Servisleri çözün

- Yapılması gerekenleri şöyle sıralıyoruz. Tüm işçilere ücretsiz test yapılmalı ve belli periyotlarla tekrarlanmalı. 

- İşçiler, ücret kaybı yaşamadan çalışma süreleri kısaltılmalı. Dönüşümlü çalışmaya geçilmeli, üretim planları iş organizasyonları buna göre yapılmalı. Fazla mesailer kaldırılmalıdır. 

- Kronik hastalara, engelli işçilere, gebe ve emziren kadın işçilere salgın riski ortadan kalkıncaya kadar ücretli için verilmeli, karantinada ücret kesintisi yapılmamalı. 

- İşçilerin toplu taşıma kullanmaları engellenmeli, işçi servisleri yüzde 50 azaltılmalı. 

- Evden çalışma yapabilecek olan işlerde işçiler evden çalıştırılmalı, ancak işçilerin çalışma saatleri evde haftalık 45 saati geçmemeli. 

- Evden çalışma nedeniyle artan giderler, elektrik, internet vb. işverenler tarafından karşılanmalı. 

- Covid-19 sağlık emekçileri için meslek hastalığı, diğer işkollarında çalışan işçiler için ise iş kazası olarak tanınmalı.

Sendikal hareketin kilometre taşı olaylar ve grevler de yer alıyor

Küresel dayanışma kitaplaştı

ITUC kurucu delegesi de olan Kıvanç Eliaçık’ın hazırladığı kitap, uluslararası örgütler konusundaki kafa karışıklığını gidermek ve çokuluslu şirketlerde hakkını aramak isteyen işçilere katkı sunmayı amaçlıyor.

“Üretimin, ticaretin ve hizmetlerin küreselleştiği dünyada çokuluslu şirketler, sermaye yanlısı hükümetler ve küresel baskı araçları karşısında uluslararası sendikalara her zamankinden daha çok ihtiyaç” duyulan bu dönemde uluslararası sendikal hareketin tarihi ve küresel sendikalar bir kitapta toplandı. 

DİSK Dış İlişkiler Müdürü ve ITUC kurucu delegesi Kıvanç Eliaçık tarafından hazırlan kitap, konuyla ilgilenen araştırmacılar ve öğrenciler için de temel kaynak niteliği taşıyor. 

Aslında 1800’lü yıllardan beri uluslararası düzeyde bir işçi hareketinden bahsedebileceğini söyleyen Eliaçık, 1. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde kurulan uluslararası meslek sekreterlikleri bugünkü küresel sendika federasyonlarının selefi kabul edilebileceğini anlatıyor. 

Kitapta bu tarihin kilometre taşı olan önemli olaylara ve grevlere yer verildiğini anlatan Eliaçık, “Tarihsel süreçte sendika hareketi her zaman uluslararası bir nitelik taşıyor ama özellikle bugün hem sanayi hem ticaret hem de hizmetler küreselleşti. 

Bir beyaz eşya ya da bir gıda ürünü farklı ülkelerde üretiliyor. Ülke sınırları içindeki sendikal faaliyetlerle çokuluslu şirketlerle baş edebilmek mümkün değil. O yüzden uluslararası işçi hareketi bütün küresel tedarik zincirinde örgütleniyor. Küresel sendikalar küresel şirketlerle çerçeve sözleşmeler imzalıyor. Bunu küresel toplu iş sözleşmesi olarak tarif edebiliriz” dedi.

Dayanışma görüldü

Türkiye’deki sendikalar da bu sürecin parçası. Eliaçık, “Küresel bir organizasyonun bir parçası olmanın yararlarını nasıl gördük” sorusunu, “Küresel federasyonlara üye olan sendikalarımız daha iyi toplusözleşmelere imza atıyorlar. 

Türkiye’deki pek çok işyeri anlaşmazlığını uluslararası sendikaların katkısıyla çözdük. Sadece uluslararası şirketler için değil, TEKEL direnişinde, 1 Mayıslarda veya son olarak torba yasayla ilgili faaliyetlerde uluslararası dayanışmaya şahit olduk. KHK ile ihraç edilen emekçiler için de çok ciddi bir dayanışma sergilendi” sözleriyle yanıtladı.

50 milyonluk sendika

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 163 ülkeden 200 milyon üyesi bulunuyor. Türkiye’de Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve KESK, ITUC’un kurucu üyesidir. Kamu-Sen, 2017 yılında gözlemci üyeliğe kabul edilmişti. Kitapta tek tek hangi işkolunda kaç milyon üye var. Türkiye’den hangi sendikalar hangi küresel sendikaya üyedir, bunların tabloları ve listeleri var. 

Türkiye’deki sendikaların yoğunlukla IndustriALL, PSI, UNI Global ve ITF’e üye olduğunu görüyoruz. 50 milyon üyeli IndustriALL’un, 30 milyon üyeli Kamu Hizmetleri Enternasyonali’nin (PSI) ve 20 milyon üyeli UNI Global’in ve 18 milyon üyeli Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu’nun (ITF) Türkiye’de çok sayıda üyesi var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Metalde acil gelir isyanı 16 Aralık 2021

Günün Köşe Yazıları