Laiklik Cumhuriyetin temelidir!

19 Eylül 2023 Salı

Cumhuriyetin en veciz tanımlarını Mustafa Kemal Atatürk yapmıştır:

“Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz cumhuriyeti kurduk; o, on yaşını doldururken demokrasinin bütün gereklerini sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır.” 1933 (Afetinan, Atatürk Hakkında H.B., s. 251)”

“Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıki uygulamasını sağlayan hükümet şekli, cumhuriyettir.” 1930 (Afetinan, M.B. ve M.K. Atatürk’ün El Yazıları, s. 410-411)

Peki Atatürk hangi rejime karşıdır?

“Cumhuriyet, ahlaksal erdeme dayanan bir yönetimdir.

Cumhuriyet erdemdir.

Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir yönetimdir.

Cumhuriyet yönetimi, erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir.

Sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bunlardan ibarettir.” 1925 (Atatürk’ün S.D.U, s.231)

Peki Cumhuriyet Rejimi, tahrip edilmesine sessiz mi kalacaktır?

“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir.

Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük.

Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lazım olanı yapmağa hazırız.” 1923 (Atatürk’ün S.D. III, S. 71)

***

Tarihsel süreç içinde, Ortaçağ’daki krallıklar, imparatorluklar, şahlıklar, padişahlıklar, Hıristiyanlıkta da Müslümanlıkta da dine, tarikatlara, kiliseye, papazlara, papaya, imamlara, şeyhülislamlara, özetle dine ve din adına toplumu yöneten din adamlarına dayalıydılar.

Çağımızdaki diktatörlükler de yine bütün dinlerde, çoğunluğun dinsel/ mezhepsel değerlerini ve kimliklerini, din adamlarını, kendi otoriter ve totaliter yönetimlerine destek olarak kullanmışlardır.

Bu nedenlerle, Demokratik Cumhuriyet, her şeyden önce din adamları/toprak ağaları sınıfının egemenliğine karşı durmak, başka bir deyişle, laik olmak zorundadır.

Bu anlamda laiklik de elbette sınıfsaldır.

Nitekim, Batı uygarlığı ancak Rönesans ve Reform ile kilisenin/toprak ağalarının (asillerin) egemenliğinden kurtulduktan, yani devleti laik bir kimliğe kavuşturduktan sonra gelişmiş, dünya egemenliğini Osmanlıların elinden almış ve Demokrasiyi geliştirmiştir.

Oysa ülkemizdeki Cumhuriyet düşmanları, Demokrasiyi saptırarak laikliğin altını oymakta, Demokratik Hak ve Özgürlükleri kötüye kullanarak egemenliği yeniden din adamlarına vermeye, Temel Hak ve Özgürlükleri sınırlamaya ve kısıtlamaya çalışmaktadırlar.

***

Elbette İslam Âlemi’ndeki tek Demokratik Cumhuriyet olan Türkiye’de laiklik, bu rejimin önkoşuludur.

Laiklik olmadan ne Cumhuriyet olur ne Demokrasi ve ne de Demokratik Cumhuriyet.

CHP’nin, laiklik ve laikliğe karşı çıkan tarikatlar karşısındaki utangaç tutumu, ülkenin siyasetinde çok önemli bir boşluk yaratmıştır.

Bu boşluk şimdilik, Türkiye’deki siyasal ve sınıfsal yapıyı doğru değerlendiren Sosyalist/Komünist partiler tarafından doldurulmaktadır



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları