Bugün 1 Mayıs...

01 Mayıs 2023 Pazartesi

Evet, “bugün 1 Mayıs”. İşçinin, emekçinin bayramı.

Dünyanın her yerinde işçilerin, emekçilerin coşkuyla kutladığı “Emek Bayramı”.

1886 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde işçilerin “8 saatlik iş günü” için ayaklandıkları gün.

Bugün kazanılmış olan çalışma saati sınırlandırması için yapılmış büyük başkaldırı.

Emeğin bu evrensel isyanının emek düşmanı iktidarların işbaşından uzaklaştırılması için bir uyarı olmasını diliyorum.

14 Mayıs 1950

“Yeter! Söz milletindir” sloganıyla seçime giren Demokrat Parti’nin seçim zaferini kazandığı tarih.

Özgürlük ve uygarlık vaadiyle işbaşına gelen Demokrat Parti, ilk işleri olarak dinsel çevrelere verdikleri ödünlerle nereye gideceklerini anlatmışlardı. İlk milli eğitim bakanları olan Avni Başman’ın istifası da dikkatlerini çekmedi.

Ama on yıl içinde “demokratlıktan diktatörlüğe” yönelmeleri, yasaları hiçe sayan uygulamaları, muhalefet lideri İsmet İnönü’nün yaşamına yönelen hareketleri bardağı taşırdı.

“Güç zehirlenmesi”, Celal Bayar gibi Atatürk’ün görev verdiği kişilerin, Adnan Menderes gibi toprak ağalarının gözlerini kör ettiği için önlerini göremediler.

İlginçtir, bugün de “güç zehirlenmesi” AKP’nin ve onun başkanı R.T. Erdoğan’ın sürüklendikleri durumu görememeleri ile yinelenmiştir.

Demokrat Parti iktidarı; ülkeyi sürüklediği çıkmazla genç subaylar hareketini adeta zorunlu kılmıştı.

27 Mayıs 1960

Genç subaylar hareketi olarak Milli Birlik Komitesi “Ordu-gençlik el ele” sloganı ile yönetime el koydu.

Aslında “kurucu Meclis” ile pek çok demokratik yapı kurulmuş, çağdaş bir toplumun geleceği güçlendirilmiştir:

Çağdaş, demokratik, emekten yana bir anayasa,

Devlet Planlama Teşkilatı,

İşçilerin sendikal hakları, grev ve toplusözleşme hakkı,

İşverenlerin sendika kurma hakkı,

Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi...

27 Mayıs Devrimi’ni zayıflatan olaylar, Yassıada yargılamalarının uzaması ile ordu içinden gelen baskı ile yapılan siyasal idamlardır.

Milli Birlik Komitesi içlerindeki uzlaşmazlığı da çözerek sivil politikaya dönüşü başaracaktır.

Daha sonra yaşanan askeri darbeler ile 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri ile benzeştirilmesi büyük bir haksızlıktır.

19 Mayıs 1919

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun başlangıcı olarak Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışını kabul etmek doğru olur.

Ordu müfettişi olarak Samsun’a çıkan büyük lider, üstlendiği görevin çok ötesinde planlarla Samsun’a ayak basar.

Daha 4 gün önce 15 Mayıs 1919’da Yunan ordusu İzmir’e ayak basmış ve Anadolu işgali başlamıştır.

İzmir’e çıkan Yunan askerine ilk kurşunu atarak tarihe geçen Hasan Tahsin, ne yapılması gerektiğini gösteren kahramandır.

Mustafa Kemal, Yunan ordusunun arkasında bulunan İngiltere’nin artık ancak Anadolu’da yapılacak silahlı mücadele ile yenileceğine karar vermiştir.

İşte, Türkiye’nin üç yıl sürecek Kurtuluş Savaşı o gün başlamıştır: 19 Mayıs 1919.

Yerel mücadele birimlerini birleştirerek “ulusal birlik” kurmayı hedefleyen Erzurum ve Sivas kongreleri sonrasında 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu.

Savaşın içinde kurulan bu Meclis onun için “Gazi Meclis” diye tarihe geçmiştir.

Bu büyük mucizeyi gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını anmak değil, yaşatmak hepimizin boynunun borcudur.

Ve 14 Mayıs 2023

İşte, 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde gene bir 14 Mayıs seçimine geldik.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini inkâr eden, Atatürk adını olabildiğince görmezden gelen AKP ve yandaşları yeniden iktidar olabilecek mi?

Emeğin düşmanı, işçinin emekçinin haklarının yok edilmesine seyirci kalan Saray hempaları bir kez daha işbaşına gelecek mi?

Sarayların şatafatı ile başları dönmüş, zulümleri ile gerçekleri örtmeye çalışan, yolsuzlukları gizleyen zalimler gene yönetimlerini sürdürecek mi?

Yoksa artık bu millet,

“Yeter! Söz milletindir” diyecek, bu iktidarı sonlandıracak mı?

Bu millet bu seçimde “adaleti, dürüstlüğü, şeffaf yönetimi, liyakat esasını” iktidara getirecek mi?

14 Mayıs 2023 seçiminde bu sonucu göreceğiz.

Biz, 19 Mayıs 1919’da uygarlık yolunu açanların yolunda yürüyoruz.

Biz, Atatürk’ün emanetinin sahipleriyiz. Yerimiz budur, yolumuz budur...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları