Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hapishanedeki Ali Sirmen...
Barış Derneği davası 12 Eylül 1980 faşist askeri darbesinin “kendini haklı gösterme” davalarından birisiydi. Bir diğeri de DİSK davasıydı.
Barış Derneği davası “Aydınların yargılanması” olarak tanımlanıyordu.
Bu dava nedeniyle Ali Sirmen ve ben 38 ay 20 gün beraber hapis yattık.
Bu dava “Aydınların yüzakı” olarak tarihe geçmiştir. Birlikte yattığımız herkes hiç çekinmeden “Barışı savunmuştur”.
Yattığımız dönemin öyküsünü “Sözüm Sanadır” adlı kitabımda anlattım. Can Yayınları’ndan çıkan kitapta yazdığım Ali Sirmen’i aynen aktarıyorum:
“Ali Sirmen sürekli okuyor, yabancı gazeteleri izliyor, sürekli yazıyor. Samim Lütfü’nün öyküsü başlıbaşına yazılmaya değer bir konudur. Ali Sirmen uzun bir süre yaratıcılığını ürüne dönüştürememenin huzursuzluğunu yaşamış, sonradan anlıyorum. Bu, çok çabuk düşünen, sinirli yapılı, çok hareketli, hep olayların içinde yaşayan, hayata dünya küresinden bakmaya alışmış gazeteci yazar, yaratmadan duramıyor.
Burada, hapishanede Samim Lütfü doğuyor. Samim Lütfü kim? Bir yanıyla Ali Sirmen, bir yanıyla emekli bir büyükelçi. Olaylara dışarıya pek çıkmadığı anlaşılan evinden bakıyor. Evi de çok sade. Her yana yayılmış kitapları, notları, kâğıtlarıyla yaşlıca bir bekâr evi. Evlenmeye zaman mı bulamamış, evlenip ayrılmış mı, kimse bilmiyor. Bizim Samim Lütfü böyle şeyleri konuşmaz, konuşmayı da sevmez. Sürekli düşünür. Kafasının bir yanının hep düşündüğünü sanıyorum. Sizinle konuşurken, evinde dolaşırken, otururken hep düşünür. Bunu seziyorsunuz.
Çok yer görmüş, çok olay yaşamış, çok insan görmüş biri Samim Lütfü. Olaylara bunca deneyimin içinden, üstünden bakıyor. Bazen çelebi, hoşgörülü, bazen öfkeli, bağışlamaz, bazen sabırlı, bazen aceleci. Ama hep meraklı, hep ilgili, hep dikkatli. Zekâsının meraklı kuşkusuyla, aşırı duyarlılığının uçları arasında geziniyor.
Ali Sirmen’in aslında bir şair olduğunu düşünüyorum. Kendisine de söylüyorum bunu. Öyle dinliyor, bir şey demeden. Belki kendisi de düşünüyor bunu.
(Aslında bir tiyatro sanatçısı olmak istemişti. Onun bariton sesiyle, jestleriyle John Osborn’un Öfke’sini izlemek isterdim. Müşfik Kenter’den izlemiştik. Tek kişilik oyundur.)
Ama Samim Lütfü’nün yazıları çok beğeniliyor. Başka bir tat katılmış yazılar bunlar. Bazen yaşamanın hüzünlü bir anı, bazen fışkırıveren bir coşku, bazen ince bir alayın kırgınlığı Samim Lütfü’nün satırları arasından okuyanın yüreğini yalayıp geçiyor.
Ali Sirmen’in Samim Lütfü’yü hiç unutmayacağını şimdi daha iyi anlıyorum.
Samim Lütfü, dünyanın koğuştan dışarıya çıkmasıdır.”
Ali Sirmen, “Sözüm Sanadır”da böyle yer almış.
SÖZÜM SANADIR
Gün gelir, her şey değişir.
Gün gelir, hapisteki insan çıkar, dışardaki hayata karışır.
Gün gelir, kürsüde oturup kararlar veren yargıç;
Emekli olur, avukatlığa başlar.
Gün gelir, güvenlik komutanı emekli olur.
Gün gelir, gardiyan işinden ayrılır, başka işe girer.
Hapishane zor geçittir.
Kimse hapishaneye girdiği gibi çıkmaz.
Ya büyür, ya küçülür.
Büyüse de insandır, küçülse de insandır.
Bu dünyanın insanıdır.
Bu ülkenin insanıdır.
Gün gelir, suç sayılan erdem, erdem sayılan suç olur.
Gün gelir, içerideki dışarıda, dışardaki içeride olur.
Gün gelir, seni bulur.
Sen ki insansın.
Sözüm sanadır.
Erdal Atabek
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da zincirleme kaza
- En yüksek faizi hangi banka veriyor?
- AKP'de toplu istifa!
- ‘Sinirden kanepe örtülerini dişlemeye başladım’
- Barcelona'dan Arda Güler'e büyük övgü!
- Uçum'dan bu kez '50+1' ayarı
- Yıllar sonra gelen itiraf: 'Onlar varsa oynamam dedim'
- Kuryeden ‘görev tamam’ pozu!
- 'Milliyet farkı' adı altında fazladan ücret alındı
- Vergide 'amansız' sıfırlamalar...