Erdal Sağlam

Kapsamlı teşvikler, faiz indirimi ve sonrası…

17 Mart 2020 Salı

Hükümetin bu hafta koronavirüs salgınının ekonomiye etkilerini azaltmak için açıklayacağı paket için piyasadaki beklenti çok yüksek. Kapsamlı ve geniş kesimleri ilgilendiren bir ekonomik teşvik paketi açıklanması beklenirken, buna ek olarak Merkez Bankası’nın yüksek oranlı faiz indirimine gitmesi de bekleniyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın bu hafta açıklanacağını duyurduğu paketin kapsamı şimdilik bilinmiyor. Ancak paketin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacağının belirtilmesi bile, kapsamlı bir paket olacağı beklentisini artırdı. 

Geçen cuma-cumartesi günleri İstanbul’da turizm sektörü temsilcilerinin Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ile bir araya gelip tedbirleri konuştuğunu öğrendik. Turizmciler paket açıklanmadan bir şey söylemek istemiyorlar ama beklentilerin yüksek olduğu görülüyor. Turizm gibi diğer zor durumdaki sektörler de ilgili bakanlarıyla taleplerini masaya yatırdılar.

Bakan Albayrak’ın olumsuz etkilenecek sektörlerin ele alınacağı ama tüm sektörleri kapsayan önlemler alınacağını söylemesi, gözleri ilk aşamada turizm, THY başta olmak üzere hava ulaşım ve diğer ulaşım sektörlerine çevirdi. Piyasadaki beklentilere göre zor duruma düşmesi muhtemel sektörlere krediler yoluyla imkân sağlanacağı tahmin ediliyor. Bunun kamu bankaları kanalıyla sıfır ya da çok düşük oranlı krediler, KGF gibi Hazine garantisi verilecek krediler biçiminde olabileceği belirtildi. Bu kapsamda mevcut turizm kredilerinin yeniden yapılandırılması için bankalarla konuşulup mevzuat kolaylıkları verilmesi de gündeme gelebilir. Bununla birlikte turizm ve ulaştırma sektörlerine düşük faizli taze kredi verilmesi de beklentiler arasında.

Faiz indirimi 

Bazı sektörlere kredi konusunda kolaylıklar tanınabileceği gibi, genel sektör tedbirlerinin ise çalışanlar üzerinden oluşturulması beklentisi büyük. Geçici bir süre için, örneğin 3 aylık süreyle çalışanların SGK primlerinin Hazine tarafından ödenmesi, kriz uzarsa bu sürenin uzatılması formülü yine gündeme getirilebilir. 

Alınacak önlemler konusunda beklenti çıtası iyice yükselirken, bu haftaki Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin indirim tahminleri de yükseldi. Bankacılarla konuştuğumuzda 1 ile 2 puan arasında bir indirimin gelebileceğini söylüyorlar. Şu anda yüzde 10.75 olan Merkez Bankası faiz oranının, en azından 9.75’e çekilerek faizlerin tek haneye indirildiği propagandasının yapılması mümkün gözüküyor.

Buna karşılık bankacıların çoğu, faizlerin indirilmesinin mali tedbirlerle birlikte gündeme gelmesinin ekonomik dengeleri zorlayacağı konusunda hemfikirler. Bankacılar ve iktisatçılar şu anda sorunun paranın maliyeti yani faiz olmadığı, erişimin önemli olduğu görüşündeler. Yani faizler ne kadar inerse insin, duran çarkların işletilmesi, bunun için yeterli likiditenin sağlanması gereği öne çıkıyor. 

Buna rağmen neden faiz indirimi yapılacağı konusunda ise bir bankacı, “FED iki kez olağanüstü toplantıyla faiz indirmişken hükümet faiz indirimi için yeterli bahaneyi ele geçirmiş oldu, bu fırsatı kaçırmaz” yorumunu yaptı. Bankacıların neredeyse tümü benzer bir beklenti içinde.

Sonrası meçhul

Peki, hem faiz indirimi hem mali tedbirlerle genişleme sonrasında ne olacak?

Türkiye ekonomisinin ABD ya da Almanya ekonomisi olmadığı, zaten bu kriz gelmeden önce de makro dengelerin bozulduğunu herkes biliyor. Kısacası; bizim bütçe imkânlarımız çok sınırlı ve yüksek harcama ve sübvansiyonların olumsuz etkilerinin altından kalkıp kalkamayacağımız şüpheli.

Bir bankacı, bu süreçte ya kaynak bulmak ya da para basmak gerekeceğini söyledi. Türkiye’yi yönetenlerin yaklaşık 2 yıldır, kaynak yaratamadığını, bozulan mali dengelere rağmen büyümeyi artırmak için gerekirse para basmanın yolunu aradığını, Merkez Bankası kaynaklarına başvurduğunu hatırlatan bankacı, “Hükümet şimdi bu krizi kendi açısından fırsata çevirip para basmasının normal görüleceği bir ortamı yakaladığını düşünebilir” şeklinde konuştu.

Özetle: “Sürekli sorunları öteleyen iktidar anlayışı yine büyük bir fırsat elde etti” denilebilir. Peki, ne zamana kadar idare edebilir diye sorulabilir. Bence “Onu da o zaman geldiğinde düşünürüz” diyorlar. Bu anlayış sürdükçe, bir süredir herkesin gördüğü, gelip bize çarpması kaçınılmaz “şey”in boyutu da sürekli büyüyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları