Takvime bakınca son yazımın üzerinden bir ayı aşkın zaman geçtiğini fark ettim. Bu süreçte öyle bir acıyla kavrulduk ki hayattaki pek çok etkinlik gibi spor da önceliğini ve anlamını büyük ölçüde yitirdi. Acı, keder, çaresizlik, öfke, endişe, korku... Bütün bunları bir arada yaşadığımız günlerde, insanın eli yazmak için klavyeye uzanmıyor.

Kaybettiğimiz on binlerce canın yası, geride kalanların psikolojik olarak toparlanıp gündelik yaşama dönebilmesi... Bunlar çok uzun zaman alacak. Ancak bir yandan da hayat devam edecek, doğanın kanunu böyle.

Afet bölgesinin ligdeki temsilcilerinden Gaziantep Basketbol, sezona devam etme yönünde karar aldı. Yaşadıkları inanılmaz ağır günlerde son derece zor bir karardı. “Bu koşullarda oyuna odaklanamayız” deyip, takımı dağıtsalar ve sezona burada nokta koysalar kimse onlara bir şey diyemezdi. Zaten kentin benzer şartlardaki futbol takımı öyle yapmıştı. Ancak Gaziantep Basketbol cesur davrandı, tercihini mücadele etmekten yana kullandı. Yörenin her şeyini yitirmiş acılı insanlarına küçük bir umut ışığı olabilmek, onları yeniden yaşama bağlayabilmek için çıkacaklar şimdi sahaya... Çok anlaşılır kaygılardan ötürü, maçlarını İstanbul’da, Ahmet Cömert Salonu’nda oynamaya karar verdiler.

İstanbul’daki basketbolseverlere düşen bir sorumluluk var: Her maçta Ahmet Cömert’in tribünlerini doldurup Gaziantep’i desteklemek. Onlara evlerinden uzak da olsalar yalnız olmadıkları mesajını verebilmek. Bu maçlarda bilet satış gelirleri doğrudan bölgedeki basketbol emekçilerinin yaralarını saracak bir fonda toplanmalı. Hatta bir adım daha atarak, salona gelecek basketbolseverlerin bağışları, mesela kumbaralara atacakları paralar bu fona eklenmeli. İstanbul’daki Anteplilerin hemşehrilerine destek olmak için zaten ellerinden geleni yapacağını biliyorum. Bu aşamada BİDEV’e bu organizasyonun yapılmasında çok iş düşecektir. 

Sancılı bir dönemde hayata tutunan bu güzel takımın sadece adını taşıdığı şehrin değil, hepimizin takımı olduğunu gösterebiliriz. Bugünden sonra hepimiz Gaziantepliyiz.