Leylâ Pamir: Çok değerli bir müzikolog

25 Ekim 2023 Çarşamba

Geçen hafta yitirdiğimiz Leylâ Pamir, çok değerli bir müzik insanıydı. Yalnız bir müzikolog değil, piyanist, düşünür, yazar ve ayrıcalıkları olan bir öğretmendi. Köklü bir İstanbul ailesinden geliyordu. Üç dört yaşındayken annesi hastalanınca bir Alman dadıyla büyütülür. Böylece Almancayı erken yaşta öğrenir. Ortaöğrenimini Alman Lisesi’nde, liseyi Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okur. Babası Hamit Nafiz Bey, küçük kızının klasik müzikten anlayan, piyano çalmasını bilen biri olarak yetişmesini ister. Bu nedenle onu müziğe teşvik eder ve Rus asıllı bir piyano hocasından dersler aldırır. Leylâ, okulu bitirince gencecik yaşında, Faruk Erdener ile yaşamını birleştirir. Ancak evliliği mutsuzdur. Teselliyi bol kitap okumakta ve Haldun Taner’in düzenlediği edebiyat matinelerini izlemekte bulur. “Haldun’la ilk buluşmamızda ona artık ezberlediğim hikâyesinden pasajlar okudum. Ve o sıralarda eşimden ayrıldım” der. Bir tekne gezisinde Haldun Bey de cesaretini toplayıp Leylâ Pamir’e karşı beslediği duyguları dile getirir. 1955’te Haldun Taner ile evlenir, 1968’e kadar evli kalırlar. Bu tarihten sonra Leylâ Hanım Avrupa’ya bayrak açmıştır: Münih’e ve Viyana’ya gider. Koebel ve Hinterhofer ile çalışır ve Paul Badura-Skoda’nın ustalık sınıflarına katılır. 1969’da Heidelberg Devlet Konservatuvarı’nın yüksek bölümünden piyano ve piyano pedagojisi sınıflarından mezun olur. 1969-72 arasında Heidelberg Konservatuvarı’nda piyano öğretmeni olur. 1979’da İstanbul’a dönerek konser yaşamına veda eder.

Bundan sonra bir müzikolog olarak en önemli işlevine başlayacaktır: 

Dergilerde inceleme yazıları yazar, Liszt, Schönberg ve Skryabin üstüne örnekleriyle konferanslar verir ve analizler yapar. İnci’nin Müzik Kitabı, Çağdaş Piyano Eğitimi, Ayşe’nin Müzik Kitabı, Müzikte Geniş Soluklar, Skryabin, Müzik ve Edebiyat, Romantizmden başlayıp 19. yüzyıl sonuna dek uzanan analizleridir.

MÜZİK VE EDEBİYAT

Müzik ve edebiyat gibi iki değişik sanat dalını karşılaştırarak yazdığı “Müzik ve Edebiyat” (1996) beni en çok ilgilendiren kitabı olmuştu. Müziğin üç yöndeki işlevselliğini ele alıyordu: Birincisi striktür açısından, müzik malzemesini kendi malzemesi haline dönüştüren edebiyat yapıtları ki, “sonat” yapısının uyarlanması, ya da leitmotiflerin kullanımı bunun göstergesidir. İkinci işlevde romanları ele almıştı: Bestecilerin konularını bir esin kaynağı olarak kullanan edebi yapıtlara değinmişti. Örneğin Thomas Mann’ın müzik bilgisi bunun kanıtıdır. Roman sanki Thomas Mann’ın müzik bilgisini bir araç olarak kullanır. Üçüncü işlev ise edebiyat-müzik işbirliğinin doğurduğu ancak müziğin eklenmesiyle süslenip yücelen türlerdir. Örneğin Da Ponte’nin librettosunu Mozart’ın yüceltmesiyle Don Giovanni’nin görkeminde görmemiz gibi.

Aslında Leylâ Pamir’in kitabını okurken bir de bakıyorsunuz ki iş müzik-edebiyat ilişkisini çoktan aşmış; ruhbilim ve toplumbilim gibi dalların da müzikle alışverişi ortaya çıkmış. Örneğin, Mahler’in ürünlerine değinmeden onu Mahler yapan karmaşık karakterinin özelliği de ortaya çıkmış. Onun kültür fetişizmine karşı çıkışını, çağlar boyu alışılagelmiş, tekrarlana tekrarlana yozlaşmış müziğe başkaldırmasını ve böylece bu dünyaya ve sanatına yabancılaşmasını edebiyat dünyasından bir örnekle anlatır Leylâ Pamir: Dostoyevski’nin Budala romanında Nastasya Filippovna’nın şöminenin alevlerine attığı kâğıt paralar gibi, Mahler de bir parçası olduğu geleneğin müziksel anılarını ya da anı parçacıklarını bir anda yok eder!

Leylâ Pamir çok özel bir karakter, çok ayrıcalıklı bir müzikologdu. Herkesin yapmadığını yaptı: Onca yıllık birikimini kitaplarına akıttı. Kitapları da herkesin uğraşmadığı alanlardaki çok özel çalışmalardı.1931’de doğan sanatçı 18 yıldır Alzheimer hastalığından tedavi görüyordu. Geçen hafta Balıklı Rum Hastanesi’nde vefat etti. Umarım Leylâ Hanım’ın bütün kitapları yeniden basılır. Onlar yalnız bize değil dünya müziğine ve edebiyatına da çok şey anlatacaktır. Umarım başka dillere de çevrilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları