Tango: Ciddi bir kültür mirası

08 Kasım 2023 Çarşamba

“Tango” sözcüğü her zaman hülyalı bir geçmişi çağrıştırır. Doğduğu Arjantin topraklarında bir geleneği, bir yaşam biçimini yansıtır. Tutkuları, kavgaları, aşkları dile getirir. Ve içinden çıktığı düzenin kültür birikimini ortaya koyar. Değişik ülkelerde, değişik zamanlarda yeni kimliklere bürünmüştür. Bizler için ilk Batı’ya açılışın, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günlerindeki ilk baloların coşkusunu anımsatır. Dolayısıyla bir nostaljidir ve günümüzün yeni yöntemleriyle zenginleşmiştir.

Avusturya’nın ilk tipik tango orkestrası ve Avrupa’nın tek özgün tango topluluğu olan BAND-O-NEON “Orquesta típica de Tango”, Mayıs 1995’te kurulmuş, adını tangonun karakteristik çalgısı “bandoneondan”dan almıştı. Topluluğun dağarcığında klasik dönem (1880-1917), geçiş dönemi (1917-1925) ve tango nuevo dönemi (1925-1948) ile çağdaş dönemin yapıtları da yer alıyor. Onlarla ilk kez Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall sahnesinde tanışmıştık. Kurucuları Viyana Müzik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Sevsay ile bu kez çok daha geniş bir ekiple Cemal Reşit Rey sahnesinde buluştuk. Aynı zamanda endokrinoloji profesörü olan Sevsay, Cemal Reşit Rey’in kompozisyon öğrencisi olarak yetişmişti.

Sevsay, konser boyunca sahnedeki açıklamalarıyla dinleyiciyi aydınlattı: Arjantin tangosunun yüz yılı aşkın bir süredir tazeliğini korumasını yeni uyarlamalara (aranjmanlara) bağlıyordu. Ona göre Arjantin tangosu 1898’den başlayan klasik döneminden sonra, dört ayrı dönemde hem stil hem de biçim olarak kendini yenilemiş. Özellikle üçüncü dönemde (1935-1948) eski tangolar yeniden düzenlenmiş. 1948’den sonra tango tarihi yeni dönemine (tango nuevo) girmiş. Bu dönemde yazılan yeni tangolar büyük ilgi görürken eskilerin yeni tekniklere göre, özgün tarza ters düşen bir şekilde modernize edilmesi ise hemen hiç kabul görmemiş.

BAND-O-NEON topluluğu klasik tangoların ünlü Arjantin orkestraları tarafından oluşturulan karakteristik yorumlarını korumanın önemini bilmiş ve klasik tangoları modernleştirmek yoluna gitmemiş. Orkestranın son dönem düzenlemeleri ünlü Arjantin tango okullarının etkisini yansıtıyor. Öte yandan, çağdaş tangolar grubun repertuvarında önemli bir yere sahipler. Cemal Reşit Rey salonunda Necip Celal Andel’in bestelediği Türk tangolarını dinledik. Her birisi ailemizin önceki kuşaklarından duyduğumuz değerli ve keyifli yapıtlardı. Orkestra topluluğunun yanı sıra, şarkı söyleyen Beste Alaca Pummer, Seçil İlker, Ali Pınar, Bahar Sarıboğa ve Tanju Yıldırım gibi solistlerden, Marina Navvone ve Annatina Luck gibi dansçılardan oluşuyordu. Düzenlemeleri de Sevsay kendisi yapmıştı. CRR salonunu tepeden tırnağa doldurmuş dinleyicilerin arasında çok yaşlılarla çok gençler de vardı. Hem eğlendiler hem de Sevsay’ın açıklamalarıyla tangonun ciddi bir kültür mirası olduğunu öğrendiler.

NAZ İREM VE CEM MANSUR

İş ve fikir platformu MARKA 2023, bu yıl Cumhuriyetin 100’üncü yılına adadığı buluşmasının kapanışını Cem Mansur yönetiminde “MARKA 2023 Senfoni Orkestrası”nın konseri ile AKM’de gerçekleştirdi. Salonu tıklım tıklım dolduran konserin tüm geliri, okulöncesi yaş aralığındaki depremden etkilenen çocukların travmalarını hafifletmek üzere, Yapı Kredi tarafından hayata geçirilen “Yarınlara Kartopu” eğitim programına aktarılacak.

Konserde genç kemancımız Naz İrem Türkmen gecenin yıldızıydı. Bu harika çocuğumuz gün geçtikçe kendini aşıyor. Sarasate’nin “Zigeunerweisen”ın (Çigan Havaları) müthiş bir ajilite ile uçurdu. Naz, Güher-Süher Pekinel Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler projesinin bir üyesi. Üsküdar Amerikan’ı bitirip bu yıl Salzburg’a taşındı. Münih Konservatuvarı’nda Sonya Korkeala’nın öğrencisi. Salzburg’da da liseye devam ediyor. Yarınlarda onun adını çok duyacağız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları