Kötü haberi yurt dışındayken aldım. Gelişim Spor’da tanıştığım Ergun Hiçyılmaz’ın ölüm haberini. Zamanın yeni ve etkili dergisinde kimler yoktu ki. Başta Hıncal Uluç ve Atila Gökçe. Yazıişleri müdürümüz de o zaman çok genç olan Fatih Altaylı’ydı. Ergun Hiçyılmaz okuyucu mektuplarını yanıtlardı. Büyük bir özenle. Derginin 23 Mayıs 1990 tarihli sayısında Fenerbahçeli bir taraftar “Atatürk hangi takımı tutardı Ergun Abi” diye sormuştu. Malum çok tartışılan bir konuydu bu. Ben de iyi bir Fenerbahçeli olan Ergun’un aldığı pası değerlendirip golü atacağını düşünmüştüm. Ama yanıtı görünce çok şaşırmıştım. Hiçyılmaz tarihçi, arşivci ve titiz araştırmacı kişiliği ile uzun bir açıklama yapmıştı. Kısaca, Atatürk’ün 1914’te Akaretler’de Beşiktaş Kulübü’nün yanındaki evde oturduğunu, 56 sahası olarak bilinen sahada takımın idmanlarını izlediğini, Ahmet Fetgeri ve Fuat Balkan gibi Beşiktaşlıları da spora verdikleri önem nedeniyle övdüğünü söylüyordu. Ve Beşiktaş’ın Terbiye-i Bedeniye Mekteb-i adıyla diğer kulüplerden farkını belirterek Atatürk’ün yakın çevresindeki Beşiktaşlılar hakkında bilgi veriyordu Yazısını da, “Beşiktaş’a komşu, Beşiktaşlılarla omuz omuza milli mücadele veren Atatürk’ün siyah-beyazı biraz daha fazla sevdiğine inanıyorum. Sevgili Fenerlilerle Galatasaraylılar darılmasın” diye bitiriyordu.

Yazının tamamını belirttiğim tarihli dergiden okuyabilirsiniz. Ama ben Hiçyılmaz’ın yazısına Atatürk’ün hangi takıma daha yakın olduğunu tartışmak için değinmedim. Buradaki amacım koyu Fenerbahçeli Ergun Hiçyılmaz’ın ona buna yaranmak yerine kendi bildiği doğrulardan şaşmaması, araştırmaya, bilgiye ve olgulara dayanması. Yani her yazısında olduğu gibi sadece gazetecilik yapması… Böyle has gazeteciler teker teker gidiyor ne yazık ki. Beraberlerinde de gerçekleri, sadece gerçekleri yansıtan gazeteciliği, araştırmacılığı, objektifliği ve en önemlisi cesareti de götürüyorlar. Spor medyasındaki fikri sefaletin bir nedeni de bu değil mi? Seni ve temsil ettiğin ilkeleri unutmayacağız sevgili Ergun Hiçyılmaz.