Kimler kimler yoktu ki yeni Beşiktaş yönetiminin listesinde. Önce seçim vaadi olarak Flick vardı liste başında. O ameliyatını bahane edip gelmeyince liste uzayıp gitti. Solskjaer, Hassenhüttl, Glassner, Breitenreiter, Setien, Genesio, Favre, Van Nistelrooy, Lucescu, Van Bronckhorst, Ertuğrul Sağlam, Sergen Yalçın ve daha bizim bilmediklerimiz adaylar arasına girdi. En sonunda Santos’un kapısı çalındı. Daha doğrusu Santos adına birileri kulübün kapısını çaldı. Ve çaresi olmayan başkan teklifi kabul edince Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü Santos oldu. 

Burada sorun çok sayıda teknik direktöre gidilmiş olmasında değil. İlk sorun bu isimlerin aralarında neredeyse hiçbir ortak yanın olmaması. Bu da teknik direktör ararken yeni yönetimin Beşiktaş takımının hangi hedefleri olduğu konusunda bir görüşünün olmadığını gösteriyor. 

Daha büyük sorun da sırf “kariyerli” diye ve bir kesim medya ile bir kesim taraftar bu kariyerle tatmin edilecek diye hesapta olmayan bu hocayla alelacele anlaşılmış olmasında. Kimse Santos’un son yıllarını nasıl geçirdiğine, nereden nereye geldiğine, eski başarıları ne zaman ve hangi koşullarda elde ettiğine bakmıyor. Çünkü bizde algı gerçeklerin önünde hep. 

Astronomik rakamlarla “kariyerli” hoca alarak, “yıldız eskisi” futbolcu alarak onların eski başarıları da satın alınacak sanılıyor. Kısacası yine isimler üzerinden başarı kovalama, yine kısa vadeli çözümlerden medet umma alışkanlığımız sürüyor. Vizyon, strateji ve plan yoksunluğunun ilanı bu.

Santos olayındaki bir başka soru işareti de Beşiktaş geçmişte Mendes ve Ahmet Bulut’la sorun yaşanmışken yeniden bu isimlere yaklaşıldığı konusundaki söylentiler. Söylentiler diyorum çünkü yeni yönetim bu konuda bir açıklama yapmadı henüz. Yani transferde kimlerin aracı olduğunu da Santos’la yapılan sözleşmenin koşullarını da bilmiyoruz. Medyaya ayar vererek hava atmak kolaydır ama şeffaf olunmayınca bu tarz söylentilerin ardı arkası kesilmez, haberiniz olsun.