Mehmet Basutçu

Venedik’te sinema tarihi

30 Ağustos 2023 Çarşamba

Önce, geleneksel ön açılış gecesinde, yoğun sinema tarihinin yerel güncelliği vurgulanıyor. Festivale erken gelenler, öncelikle de İtalyan sinemaseverler için, Lido adası salı akşamı nostalji yüklü, güzel bir saygı gecesine dönüşüyor.

Bunaltıcı sıcakları geride bırakmış, yağmurlu, serin ve hüzünlü Venedik gecesinin yıldızı, sekiz ay önce yitirdiğimiz popüler İtalyan oyuncu; yönetiminde hiç rol almadığı, sadece oynadığı bir filmin senaryosunu kaleme almış olan Federico Fellini’nin (1920-1993) saplantılarını bile tatmin etmeye yakın dolgunluktaki göğüsleri ve cinsel çekiciliğiyle, dünyanın dört köşesindeki maçist izleyicinin düşlerini birkaç kuşak boyunca beslemiş olan Gina Lollobrigida (1927-2022)...

Tam elli yıl önce setlerden ayrılan Lollobrigida’yı 1995, 1997 ve 2011 yıllarında sadece üç kez, genellikle kendisini canlandırdığı filmlerde yeniden görebilmiştik...

Ön açılış gecesinde, önce Orson Welles’in 1958 yılında imzaladığı, 27 dakikalık “Gina’nın Portresi”ni, onarılmış yeni bir kopyadan izliyoruz. 

‘TAŞRALI KADIN’

Ardından, sadece İtalyan değil, Fransız ve Hollywood filmlerinde de sergilediği yorum gücü ve yeteneğiyle küresel bir yıldız olmayı başaran Lollobrigida’nın gençliğini, yazar/yönetmen Mario Soldati (1906-1999) imzalı “Taşralı Kadın”ın (La provinciale / The Wayward Wife, 1953, 113’) restore edilmiş pırıl pırıl kopyası eşliğinde yeniden alkışlıyoruz.

Bu akşam yapılacak resmi açılış gecesinde sinema tarihinden, tarihin sinemasına geçeceğiz. İtalyan yönetmen Edoardo De Angelis, Altın Aslan adayı 23 film arasında yer alan “Comandante” ile 2. Dünya Savaşı’ndan bir sayfa açacak... Aslında, son 10 yıl boyunca, Oscar’ların mostralık ön vitrini olarak nitelenen “Mostra İnternazionale del Cinema” bu güz yine bir Hollywood yapımıyla açılış yapmayı planlarken senaryo yazarları ve oyuncuların Los Angeles’ta süregelen grevi nedeniyle birkaç filmden vazgeçmek durumunda kalıyordu. 

Amerikan sinemasının beklenen kimi yıldız oyuncularının da dayanışma gereği, Venedik’e belki gelemeyecekleri dile getirilen söylentiler arasında... 

Güncel tarih, baskı altında yaşayan, hapislerde çürütülen, seyahat özgürlükleri kısıtlanan İranlı sinemacılara, özellikle de kadın sanatçılara destek toplantıları düzenlenecek Ukrayna da gündemdeki yerini koruyacak... 

‘SANSÜRCÜ ZİHNİYET’

Bağımsız bir sanat etkinliğinin özgür yapısı, devletler ya da güç odakları tarafından her alanda tezgâhlanan algı operasyonlarına kulak asmamayı gerektirdiği gibi, kimi baskı gruplarının, haklı nedenlere dayanarak doğru hedefleri amaçlasa da sansürcü zihniyetle flört edebilecek kadar köktenci tepkilerine de pabuç bırakmıyor. 

Woody Allen ile Roman Polanski’nin filmlerinin Lido’da yarışma dışı programlanıyor olması, bu tavrın bir göstergesi olarak yorumlanabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları