Çocukları açlıkla sınamak...

18 Eylül 2023 Pazartesi

Geleceğimizin, çocukların yoksun bırakıldığını ortaya seren tablo bir kez daha okulların açılmasıyla gündemimizin ilk sırasına oturdu. Aslında veriler yeni değildi ama hepsini alt alta sıralayınca içler acısı durum aklımızı, vicdanımızı yaktı geçti. Ekonomik krizle boğuşan ailelerin eğitim kaleminde devletten özele ciddi harcamalarla karşı karşıya kalmasının yanı sıra çocukların beslenmesi konusunda da alarm zilleri çalıyor. 

Gazetemizin eğitim şefi Figen Atalay’ın geçen hafta kaleme aldığı “Aç karnına ders başı” başlıklı yazıda öğretim yılının özellikle asgari ücretle çalışan ve güvencesi olmayan aileler için bugüne kadarki en kötü dönem olduğuna işaret ediliyordu. Eğitim Sen raporunda “Türkiye’de her 5 çocuktan biri derin yoksulluk sorunları ile yüzleşmekte, yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamamaktadır” deniyordu.

Veliler çocukların çantalarına bu ekonomik koşullarda nasıl yemek koyacaklarını, harçlık vereceklerini kara kara düşünürken Sağlık Bakanlığı sağ olsun önerilerini sıraladı: “Okul çağı çocuklarımızın dengeli ve yeterli beslenmeleri gerekir, 3 ana ve en az 2 ara öğün olacak şekilde uzmanlarca önerilmektedir.” Tabii ki çok doğru bir görüş ama uygulanabilirliği Türkiye’nin günümüz gerçeklerinde ne kadar inandırıcı... Bir de bununla ilgili videoda çocukların tabağında avakado, yumurta. Trajikomik haller... Oysa bakanlık, sadece kendi iktidarları değil muhalefetten yerel yönetimlere, gıda, tarım sektörüne “Hadi gelin birleşelim, çocuklarımızın okul beslenme çantalarını biz dolduralım” deseydi, çözüme yönelik bir adım atsaydı. Ama olmadı... Hatta, muhalefetin okullarda yemek verilsin önerisi bile AKP/MHP tarafından reddedildi. İş öyle bir kutuplaşma halindeki kimi muhalefetten belediyenin okullara gıda desteği girişiminin bile engellendiği belirtiliyor.

UNUTULAN SOSYAL DEVLET...

Geçen hafta gündemde yankı bulan haberlerimizden bir diğeri ise “Sefertası hareketi” başlığı taşıyordu. Gazetemizin ekonomi servisi müdürü Jale Özgentürk, yoksulluğun yurttaşı çaresiz bıraktığına değinerek öğrenciler ve çalışanlar için evden yemek koydukları sefertasların kurtarıcı olduğunu anlatıyordu. Sefertası satışları patlamıştı. 

CHP’nin hazırladığı bir rapora göre, Türkiye’de öğrenme yoksulluğu yani 10 yaşına kadar kısa bir metni okuyamayan ve anlayamayan çocuk oranı yüzde 15’e çıkmış halde. Bunun nedenlerinin başında yetersiz beslenmeye dikkat çekiliyor. 

Tüm bu veriler, yarınlarımızın nasıl bir tehlikede olduğunu, çocuklarımızı gençlerimizi sosyal devlet anlayışıyla sarıp sarmalama konusunda nasıl sınıfta kaldığımızı gözler önüne seriyor. Tek sorun ekonomik değil kuşkusuz. Gericiler, laiklik ilkesini aşındırmak isteyen cepheler boş durmuyor. Karma eğitime karşı çıkan mı dersiniz, imamı okula sokma peşine düşen mi, çocuklara tarikatların yakın markajı mı... Bir de üstüne MEB’in kadın öğretmelerin giyimini hedef alma olarak da yorumlanan öğretmenlere “önlük dayatması” girişimi. 

Geçen hafta sayfalarımıza taşıdığımız dikkat çeken bir diğer haber de Adıyaman’dandı. Haber Merkezi’nden muhabir arkadaşımız Cengiz Karagöz, deprem konutlarına ilişkin bir projede seçim acelesiyle yapılan ölümcül eksiklikleri ortaya çıkardı. Bu çerçevede betonun taşıyıcı kolonlara ulaşmadığı ve demirlerin boşta kaldığı belirtiliyordu. Haberin duyulmasının ardından inşaat yetkilileri “kusurlu imalat nedeniyle iki blokun yıkıldığını” duyurdu.

ACİL EYLEM PLANI ŞART

İçinde bulunduğumuz tablo “Nereden tutsak dökülüyoruz” hali. Yarınından umudu olmayan, kendi ülkesinde değerinin görülmediği hissine kapılan gençlerimizin sayısı her geçen gün artıyor. İktidar ekonomik açıdan orta ve alt gelir grubundaki yurttaştan “fedakârlık” isterken akıllardaki soru ise “kamuda tasarrufun” ne durumda olduğu... Yok zorunlu haller dışında yeni yatırım projelerine başlanmayacakmış, yok kamu kurumlarından taşıtlarını azaltmaları, tören giderlerini kısıtlamaları istenecekmiş... Bugüne kadar benzer söylemleri çok duyduk, sonuç ise ortada... Saraylarda sofralar kurulurken ekonomik krizin faturasını çocuklara, geleceğimize kesmemek için partiler üstü bir anlayışla bir an önce acil eylem planı uygulamak şart. Okullarda yemek verilmesinden başlamak gibi... 

***

Bu arada yargı 35 canın katledildiği Madımak katliamına ilişkin son davayı geçen hafta düşürdü. “Katliamda utanç aşımı” başlığıyla haberi duyurduk ve bir kez daha yinelemekte fayda var: Unutmadık, unutmayacağız...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Egemenlik ulusundur! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları