Miyase İlknur

Esad, Putin, Sisi gel pisi pisi

02 Eylül 2023 Cumartesi

Türk dış politikası hiç bu kadar ayağa düşmemiş, hiç bu kadar aciz bir görüntü çizmemişti. Yörüngesiz, dengesiz, okyanusta bir ceviz kabuğu gibi bir o yana bir bu yana sallanıp duruyor.

 Bir gün Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olacağımızı açıklıyoruz, bir sabah AB’nin üyelik sürecini yeniden başlattığımızı ilan ediyoruz.

Libya’da “Nato’nun ne işi var” dedikten sonra NATO’ya limanlarımızı açıyoruz.

Suriye’de ön almak için iç savaşın fitilini ateşleyerek komşu ülkeyi yangın yerine çevirdikten sonra ABD ve Batı, Esad’ı devirmenin daha maliyetli olacağını görüp balans ayarı yapmasına rağmen biz Esad’ı cihatçı çetelerle birlikte devirme hayalini sürdürdük. Milyonlarca sığınmacıyı başımıza bela ettikten sonra şimdi Esad’la arayı düzeltmek için kırk takla atıyoruz.

Rusya ile uçak krizi yaşadıktan sonra arayı düzeltmek için Putin’in kapısında dakikalarca ayakta bekliyor, gönlünü almak için 2.5 milyar dolar karşılığında S-400 füzeleri alıyoruz. ABD ile arayı düzeltince de S-400’ün paketini bile açmadan hangara kaldırıyoruz.

Mısır’da ihvan rejimini deviren Sisi’yi darbeci ilan edip diplomatik ilişkimizi kesiyoruz. Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımızı tehlikeye atmamız bir yana bu ülke ile ticari ilişkilerimizi de sıfırlıyoruz. Ardından Sisi ile barışmak için Katar’da final maçının oynanacağı stadın tünelinde elini sıkmak için yolunu gözlüyoruz. Diplomatik ilişkilerimizi yeniden tesis ediyor ve darbeci Sisi’yi ülkemize davet ediyoruz. Ha geldi ha gelecek diye her gün açıklama yapıyoruz ama ağır misafirimiz Sisi, kalp pilinin değişeceği gerekçesiyle gelmekten vazgeçiyor.

İsrail Başbakanı Netanyahu’yu Davos Zirvesi’nde “Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” diyerek katil ilan ediyor, elçiliğimizi geri çekiyoruz. Elçiliğimizi geri çeksek de İskenderun Limanı’ndan İsrail’e mal taşıyan gemilerimizi geri çekmiyor, ticareti sürdürüyoruz. Bölgede dengeler değişip de Körfez ülkeleri İsrail’le barışınca hızlı bir dönüş yaparak Netanyahu ile barışıyoruz. Hemen Ankara’ya davet ediyoruz. Netanyahu geleceğini söylüyor ama sonra sağlık sorunları nedeniyle gelemeyeceğini bildiriyor.

Allah Allah, Ortadoğu’nun liderleri aynı anda hastalanıyor.

REİS EVLİYA GİBİ ADAMDIR

Ukrayna-Rusya savaşında iki lideri birden idare etmeye kalkıyoruz. İki ülkenin de çıkarına olan tahıl anlaşmasına arabulucu rolünü üstlenerek havamızı atıyoruz. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girişlerine onay verince tahıl anlaşmasının uzatılması konusunda bu kez havamızı alıyoruz.

Hele de Zelenski ile görüştükten sonra savaşın sonuna kadar Türkiye’de kalacaklarına dair taahhütte bulunduğumuz AZUV taburlarını Ukrayna’ya gönderince Ankara’ya geleceğini davul zurna ile ilan ettiğimiz Putin’in, Ankara’ya gelme projesi rafa kalkıyor.

Bu devlet adamları bizim gazetenin kedisi Gülbahar mı sanki, “Gel pisi pisi” deyince gelsinler.

Senin izlediğin politikanın tutarlılığı var mı ki davetine icabet edilsin.

Halbuki Putin gelince iki dünya liderini de parmağımızda oynatıyoruz diye ne hava basacaktık.

Olsun canım, o gelmezse biz gideriz. Dostlar arasında kimin kimin ayağına gittiğinin ne önemi var?

Bizim reis evliya gibi adamdır, kibir falan hak getire. Aynı baba erenler gibi.

Sofunun biri baba erenlere sorar:

-Evliya nasıl olur?

-Nasıl olacak? Senin benim gibi adam.

-Sen evliya mısın?

-Evliyayım ya.

-Bir keramet göster o zaman.

-Ne istersin?

-Şu karşıki ağacı buraya getir.

-Yürü ya ağaç, yürü ya mübarek!

 Ağaçta yaprak hışırtısından başka bir hareket yoktur. Baba erenler oturduğu yerden kalkarak ağaca doğru gider.

-Evliyada kibir olmaz, o gelmezse biz gideriz!

Ya Putin yine kapıda bizim reisi bekletirse?...

Bu kez milyarlarca dolar verip bir şey satın alacak gücümüz de yok.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aldı sazı Erdoğan 27 Nisan 2024
Kelle İsterük! 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları