Miyase İlknur

Meral ablanın camdan partisi

25 Kasım 2023 Cumartesi

Camdan bina yaptıysan komşunun camına taş atmayacaksın. Hele de binan siyasal parti binasıysa...

Eski MİT Müsteşarı Teoman Koman’ın talebesi olmakla övünen Meral Akşener, belli ki kötü bir talebeymiş. Zaten “Hocam” dediği Koman da sağlığında Akşener’in Batı Çalışma Grubu’na ilişkin sözlerini “cahilce” bulduğunu söylemiş ve yıllar sonra ortaya çıkan gizli talebesini cahillikle suçlamıştı.

Siyasette psikolojik harp ilan eden kişi hasmının ne tür hamlelerini yapacağını hesaba katmak zorundadır. Eğer rakibinin kullanacağı ciddi yanlışların, açıkların, zaafların varsa bu tür bir harbe girmeyeceksin. Bunları bile bile harbe girdiysen sonucuna da katlanacaksın.

Partisinde sorgulayan, itiraz eden kim varsa “Kahrolsun”la başlayıp “Defolup gitsinler”le süren, ağır ithamlar ve suçlamalarla hedef aldığı isimler partiden gönderdi. Gitmeyenlere ise bel altı vuruşlarla psikolojik harp teknikleri devreye sokuldu.

Yaptıkları suçlamalar doğruysa neden bugün kadar beklendi. Yalansa hasım gördüklerinin bildiği parti içindeki skandallar sayesinde bir bir ortaya saçıldı. Daha da saçılacağa benzer. Oğlu ve özel kalem müdiresi ve avukatıyla başlayan suçlamalar daha da derinleşebilir.

İYİ Parti lideri Akşener’in seçim öncesinden başlayarak kendisinden başka kimsenin anlam veremediği politikalarının sonucu ortada.

Muhalefet bloku 2019 yerel seçimlerinde uyguladığı “kazan-kazan” formülüyle ilk kez umut haline gelmiş, cumhurbaşkanı seçiminde tek adam rejiminin değişebileceğine seçmeni inandırmıştı. Ama Meral ablanın o tarihten sonra “kazan-kazan” yerine “kaybet-kaybettir” politikasına evrileceğini kimse hesap etmemişti. Halen bu politikada ısrarını sürdürüyor.

O masadan neden hışımla kalktığını kendisi ve yakın çevresi dışında bilen yok. Neden geri döndüğünü de...

“Ay şekerim çok ısrar ettiler dayanamadım” demekle de açıklanamaz. Önceki gün tv100’de katıldığı programda masadan kalkışın arka planı eski genel başkan yardımcısı Ümit Dikbayır’a sorulduğunda “Bazı sırlar benimle mezara gider” diyerek yanıt vermek istemedi. Ama gerçekler elbet bir gün açığa çıkar. Kim ya da kimlerle bu oyunu planladı, amaç neydi?

DEVLETE SON GÖREVİ DEĞİLMİŞ

İYİ Parti’den istifa eden genel başkan başdanışmanı Aytun Çıray, masayı devirdikten sonra Meral Akşener’in herkesin içinde “Ben devlete karşı son görevimi yaptım” dediğini geçtiğimiz günlerde açıklamıştı. Anlaşılan Meral ablanın devlete karşı görevleri henüz bitmemiş. Tabii devletten kasıt bildiğimiz devletin kurumsal yapısı mı yoksa Devlet Bahçeli mi yoksa ikisi birden mi bilmiyoruz.

Cumhurbaşkanı seçimlerinin sonucunun alınması üzerine Akşener, “O gece oturup iki rekat şükür namazı kıldım” diyen Akşener, siyaset tarihine geçmiş oldu. Zira kazanan siyasetçinin şükür namazı kılmasına alışkınız. Ama içinde olduğu ittifakın kaybetmesine sevinip şükür namazı kılanına ilk kez rastlıyoruz.

Akşener ve arkadaşları MHP’den hangi gerekçe ile istifa etmişti?

Partinin kurumsal kimliğinin olmadığı, sadece liderin söz ve yetkisinin olduğu, parti içi demokrasinin işlemediği gerekçeleriyle olağanüstü kurultay için imza toplamışlardı. Ancak Bahçeli’nin imdadına yetişen Reis, yargı darbesiyle olağanüstü kurultayın toplanmasını engellemişti.

İYİ Parti’den istifa edenlerin anlattıklarına bakılırsa Akşener’in Bahçeli ile aynı yönetim tarzını benimsemiş. Partiyi ailesi ve özel kalem müdürü ile birlikte yönetmekle suçlanıyor.

Üstelik Bahçeli’nin milletvekili sıralarını satma, poşetlerle para dağıtma gibi suçlamalara maruz kalmışlığı da yok.

Bir haftadan beri kamuoyu, iktidar blokunun içindeki çatlamaları, Almanya gezisinde yaşanan fiyaskoyu konuşması gerekirken İYİ Parti’yi konuşuyor.

Bu saaten sonra Meral Hanım’ın liderliği tartışmalı hale gelmiştir. Kriz çözen değil kriz çıkaran liderin siyasette uzun ömürlü olması pek mümkün değildir.

Camdan binan varken komşunun camını niye taşlarsın ki?...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aldı sazı Erdoğan 27 Nisan 2024
Kelle İsterük! 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları