Müjdat Gezen

‘Açık taban’

03 Nisan 2023 Pazartesi

Kemal Kılıçdaroğlu “Adalet Yürüyüşü” yapıyordu. Bel fıtığım var. Ama bu yürüyüşe katılmak istiyorum. Uğur’la birlikte, yürüyüşün son yetmiş kilometresindeki bölgeden katıldık. Uğur yürüyüşçüdür. Kilometrelerce yürür. Ben ise yürüyemiyorum. Gittik. Kemal Bey’le yan yana gidiyoruz. Yetişmem olanaksız. Yine de iki kilometre kadar yürümüşüm. Arabama bindim. Mola yerine gidip park ettik. Kemal Bey yürüyüşüne mola verip karavanında duşunu yaptıktan sonra Uğur’la beni bekletmek istemediğini söylemiş Atila’ya. (Sertel, İzmir milletvekili.) Gittik karavanına. Duştan çıkmış. Genç bir sağlıkçı ayaklarına pansuman yapıyor. Ben hiç böyle bir şey görmemiştim. Ayak tabanları açılmıştı, yaraydı, eti görünüyordu. Şaşırdım. “Böyle nasıl yürüyorsunuz?” dedim. “Az kaldı yarın bitiyor” dedi. Yaraydı ayakları. İşte cumhurbaşkanlığına giden yolculuğu bence o gün başlamıştı Kılıçdaroğlu’nun. Eşi yanındaydı. İkisi de alçakgönüllü, orta halli bir aileyi simgeliyorlardı. Çok duygulandım. Ben o gün sevdim O ADAMI. İyi bir insanla karşılaşmıştım. Kendi gibi bir adamdı işte. Gandi gibiydi ve kendi gibiydi. Gıllısı gışlışı yoktu. Ülkemin on üçüncü cumhurbaşkanlığına giden yolda böyle bir insanı tanımaktan mutluluk duymuştum. Sevenlerini yanıltmadı. Artık seçim yaklaşıyor. Yolu açık olsun. Umudum o ki iyi bir cumhurbaşkanımız olacak. 

RTÜK

Dilimizde ilginç sözler vardır, “Kör kütük sarhoş”, “Kütük gibi adam”, “Nüfus kütüğün neresi?” gibi... Ben RTÜK’ü bu sözlerin hiçbirine benzetmiyorum. RTÜK 15 Mayıs’tan sonra gidici olduğu için, düşmüşe vurulmaz. Durmadan demokrat kanallara ceza yağdıran bu acayip yer, artık ipin ucunu tamamen kaçırmış durumda. En son Show TV’ye ceza kesti. Ayıptır. Halk TV, Tele1’e durmadan ceza kes, sonra orada oturmaya devam et. Yok öyle yağma.

İSVİÇRE ÇAKISI

İsviçre çakısını bilir misiniz? Ben en son bir arkadaşıma armağan ettim. Çoklusu çok fonksiyoneldir. Her işe yarar. Kürdanı bile vardır. Bazıları daha basittir. Çakıdır sonuçta. Ama İsviçre çakısı artık bir deyim olmuştur günümüzde. Çok konuda işe yarayan adama “İsviçre çakısı gibi adam” derler. Çakı gibi tabiri de vardır ama konumuz o değil. Konumuz çok fonksiyonlu adamlar. Oraya bağlayacağım izninizle. Benim İsviçre çakım Barış Dinçel. Savaş’ın oğlu olduğu için değil, ülkenin en iyi dekorcularından, bence en başta geleni olduğu için buraya aldım. Ayrıca Savaş’ın oğlu benim de oğlumdur. O nedenle de burada onu ansam kim karışır? Siz onu yakından tanırsanız, iyi ki yazmışsın dersiniz. En çok ödül alan dekorcu olması Barış’a pek bir şey yazmaz. Dekorlarını kaçırdıysanız benim tiyatromun arka kapısındaki sokağa gelin. Duvarı görün. Açıkhava müzesi, çünkü Barış’ın Galata Kulesi orada. Girip içeri 7 Kocalı Hürmüz’ün evini görün. Onu da Barış yaptı. Pera adlı oyunumu görmediyseniz gelin dekorunu görün. Tamamı değil ama bir bölümü yine lokalin duvarlarını süslüyor. 

Telefonlaşırız. Beni sürekli olarak başka bir isimle arar. Yani Barış değildir arayan. Harika taklit yapar, Savaş gelir sanırsınız. Oğlunun birinci yaş gününü bizim evde kutladığımızda ne çok eğlenmiştik. Barış dekor dâhisidir. Yaratıcılığı en yüksek seviyededir. Tek kusuru çok hızlı motosiklet kullanmasıdır. Benden bu konuda epeyce zılgıt yemiştir. Karısı Bihter Dinçel müthiş bir oyun yazarı ve oyuncudur. Savaş’ın yadigârları, Sumru, Barış... Hepsi güzel. Tek eksiğimiz o yok.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kum fırtınası 20 Mayıs 2024
Sofi 13 Mayıs 2024
Darağacında üç fidan 6 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları