100. yıl... Ekonomide bağımsızlık!

08 Temmuz 2023 Cumartesi

7 Temmuz’a zamlarla, vergilerle, harçlarla başladık!

Dünkü Resmi Gazete, ekonominin geldiği noktanın anlatımıydı. Bütün yükü vatandaşa yüklemekten başka çareleri kalmadı. Para bulmak için de çare, Erdoğan’ın memleket gezisine çıkması, yani Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) gitmesi!

Ankara’da konuşulan o ki Mehmet Şimşek, Erdoğan’a şunu önermiş:

- 2 yıl kamu- halk her alanda acı reçete uygulayalım, Arap ülkelerinden sıcak para beklemeyelim!

Erdoğan karşı çıkmış, “Her şey yerel seçimleri kazanmaya göre planlanmalı” demiş!

BAE de 22 Haziran’da Cevdet Yılmaz ve Mehmet Şimşek’e sıcak para vermek yerine şunu istemiş:

- Kârlı şirketlerinizi alayım!

Şimdi Erdoğan temmuz ortası gidip “bizzat” pazarlık yapacak! 

Şimşek izlenen politikayı, “Ortaya karışık bir şey” diye özetliyormuş!

Tablo ekonomik bağımsızlığın ortadan kalktığını gösteriyor!

***

Bugünden itibaren her cumartesi, yazımızı iki başlıkla paylaşmayı planladık. Birinci başlık, “100. yıl”, ikincisi o haftanın güncel bir olayının Cumhuriyetin 100. yılı ile bağlantılı anlatımını içerecek.

Cumhuriyetin 75. yılı köşe yazarlığımın ilk yıllarına denk gelmişti. 100. yıl sürecinden çok daha etkili kutlanmıştı. Yıl boyunca her alanda gelinen noktayı irdeleyen sempozyumlar, yarışmalar yapılmıştı. 

100. yılda böyle bir hava görünmüyor. Kutlama sadece 29 Ekim günü ile sınırlı kalamaz, kalmamalı. Bugün içinde bulunduğumuz durum ne olursa olsun, 100. yılı kutlamanın bir başka anlamı olmalı.

Cumhuriyetin ilanı...

Tam bağımsızlığın kilometre taşı demek.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin dünya sahnesine çıkması demek.

Savaş meydanlarında elde edilen zaferin, diplomasi masalarından sonra milletin iradesinde de taçlandırılması demek.

Vatanın sadece toprak parçasından ibaret olmaması, özgür bireylerin üzerinde yükselmesi demek.

600 yıllık imparatorluk ve binlerce yıllık tarihin ardından çağın değerlerini yakalayan bir uygarlık mücadelesine girişmek demek.

Ekonomik bağımsızlığı en az siyasal bağımsızlık kadar önemsemek demek.

Bütün bu “demek”lerin her biri ayrı yazı konusu. Ve hepsi bir bütün. Sadece işinize gelenleri alıp kalanlarını ötelediğinizde Cumhuriyetin ruhuna saygısızlık etmiş olursunuz. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923’e gelinceye dek attığı ve atmak istediği adımları sıraladığınızda Cumhuriyetin ilanının, başarılanların taçlanması kadar, hatta daha çok, yapılacak devrimlerin habercisi olduğunu söyleyebiliriz.

***

Cumhuriyet tarihçileri elbet 100. yılın hakkını veren çalışmalar yapacaktır. Atatürk ileri görüşlülüğünü tarihte de ortaya koydu, büyük eseri Nutuk’la bir bakıma kendi tarihini kendisi yazdı.

Biz her şeyden önce Cumhuriyetin bir yurttaşı olarak, aydın olarak, gazeteci olarak 100. yılı bugünle birleştirerek anlatmaya çalışacağız. İçine eleştiriyi, özeleştiriyi katacağız. 

“Böyle bir iktidarla 100. yıl mı kutlanır” diyen bir dostuma şu yanıtı verdim:

Ben Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni 1981’de birincilikle bitirdim. O yıl Atatürk’ün doğumunun 100. yılıydı. Türkiye’yi Kenan Evren yönetiyordu. Ama biz Atatürk’ün doğumunu daha güzel yarınlar mücadelesine güç katarak kutladık!

İstiklal Marşı’mız diyor ya:

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.”

100. yılı kutlayacak ocaklar sönmedi, sönmez, sönmeyecek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları