AKP milletin IMF’si oldu!

13 Temmuz 2023 Perşembe

Bu zamların hızına radar denetimi gelse iktidar ceza zincirinden kurtulamaz. Bir ürünü almak için kuyruğa girseniz sıra size gelinceye kadar fiyatı yükseliyor.

Hiçbir şeyi üst üste aynı fiyata alamıyorsunuz. Satıcıya soruyorsunuz:

- Deponuzda bekleyen ürünün maliyeti mi arttı?

“Hayır ama” diyor, devam ediyor:

- Abi bu ürünü sana sattım, yerine yenisini bu fiyata bile koyamayacağım!

Kendisini kurtarmaya çalışan bir sonrakinin üstüne maliyeti yüklüyor. En çok ezilen de sabit gelirliler oluyor. Adı üstünde onların geliri sabit, zamlar hareketli.

Yurttaş baş döndüren zamlar karşısında şaşkın, soru şekli bile değişti. Eskiden, “Bunun fiyatı kaç lira” derken şimdi doğaçlama olarak şöyle soruyor:

- Bunun fiyatı ne kadar oldu?

Zam kesin de ne kadar olduğunu kestiremiyor!

---

Türkiye, kriz anlarında hükümetlerin Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) imdat beklemesine bir nebze alışmıştı. Sıcak para bulmakta zorlanınca, borcu borçla kapatmak olanaksız hale gelince, uluslararası finans kuruluşları Türkiye’deki yönetimi “güvenilmez” ilan edince devreye IMF giriyordu.

IMF demek kemer sıkma demektir!

Herkes biliyordu ki IMF bir plan yapacak. Buna göre devlet-millet herkes tasarruf tedbirlerine uyacak.

En son 2001 krizinden sonra sıkı bir IMF programı uygulandı. Ecevit hükümeti döneminde başlayan program AKP iktidarı döneminde de devam etti. Böylece acı reçeteyi uygulamaya koyan AKP öncesi iktidar, bunun nimetlerinden yararlanan ise AKP hükümeti oldu. Bu kez tablo baştan sona AKP’ye ait.

Uygulamaya bakılırsa 14-28 Mayıs’tan önce bir iktidar varmış, 28 Mayıs sonrası oluşan yeni hükümette Mehmet Şimşek adlı bir bakan ekonomiden sorumlu olmuş. Önceki hükümetin akıldışı politikalarını bırakıp “rasyonalizme” dönülmüş!

Oysa gerçek, son 6 yıldır ekonominin istikrarlı bir şekilde kötüye gittiği!

Şimşek’le beraber harçtan vergiye, benzinden motorine her şeye zam yağıyor. Buna karşılık sabit gelirlilerin, bordro mahkûmlarının alacağı zamlar harcamalarının KDV’sini bile karşılamıyor. Üstelik herkesi asgari ücretten sonra asgari maaşta eşitleyip beyin terinin karşılığını sıfırlıyorlar.

***

Türkiye’nin kesinlikle uluslararası finans kuruluşlarının elinde oyuncak olmasını istemiyoruz. Kendi ekonomi programını kendisinin yapmasını istiyoruz ama bugün böyle bir tablo yok.

Ne var?

Millete cefa, devlete sefa!

Millet IMF politikalarından daha beter zamların kıskacında kıvranırken iktidar, “İtibardan tasarruf olmaz” politikasını devam ettiriyor.

Fedakârlık” tam bir eşitlik içinde paylaştırılıyor:

Feda” kısmı millete, “kârlık” kısmı iktidara ve ranta!

Vergi sisteminde de yine aynı uygulama:

Vereni mahvet, vermeyeni affet!

Devlet zaten verginin yüzde 70’ini dolaylı alıyor. Yani her türlü kıpırdamayı vergilendiriyor. Böylece örneğin temizlik malzemesine yüzde 20 KDV’yi asgari ücretli de aynı oranla ödüyor rant zengini de!

Türkiye fakirleşiyor...

Hepimiz soyuluyoruz...

İktidar bunu yaparken halkın cebinden çıkan parayı unutturup cebine giren parayı hesaplatıyor.

Millet soruyor:

Bu iktidarı denetleyecek, “Dur” diyecek, yanlışların hesabını soracak kimse yok mu?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

100. yılı yaşamak! 7 Mayıs 2024
Güven end-eksi! 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları