Aldatma ve Korkutma Partisi!

01 Şubat 2024 Perşembe

Yerel seçimlere iki aydan kısa bir süre kala açılımını Aldatma ve Korkutma Partisi başta olmak üzere pek çok şekilde yapabileceğimiz AKP, o geleneksel politikasını yine devreye soktu. 

Seçim sürecinde ekonomi konuşulmasın da ne konuşulursa konuşulsun!

Yine benzer bir süreçteyiz. 

Can Atalay’ın milletvekilliğinin hukuksuz biçimde düşürülmesi doğal olarak gündemin ilk sırasına oturdu. Atalay’ın avukatları dördüncü kez Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuracaklar. Anayasanın hiçe sayılması anlamına gelen bu Meclis darbesini kabul etmemek, alışmamak gerekiyor. 

Atalay, milletin oylarıyla seçildi, Meclis’in oylarıyla düşürüldü!

Anayasa Mahkemesi, “Atalay milletvekilidir” dedi. Meclis, “Değildir, teröristtir” dedi!

Ortada yargı kurumları arasındaki çatışmadan kaynaklanan bir karmaşa yok, AYM kararlarına uyulmamasından kaynaklanan bir hukuksuzluk var!

***

İktidar ve ortakları Can Atalay kararına gösterilen tepkiye karşılık da tehdit savuruyor:

-Sonuçlarına katlanırsınız!

Anayasayı katlamışlar rafa koymuşlar, buna itiraz edeni de katlayacaklarını söylüyorlar.

Anadolu diliyle söylemek gerekirse, hem dövmek hem ağlamasını yasaklamak gibi bir şey!

Başta vurguladık: Ana stratejileri ekonomiyi unutturacak her şeyi yapmak. Bu bağlamda bir yandan Can Atalay üzerinden dayatılan anayasasızlaştırmaya itiraz ederken bir yandan da ana ekonomiyi gündemde tutmak gerekiyor. 

İşin aldatma ve korkutma boyutuyla devam edelim. Bir süredir, “Şeriat isteriz”, “Yaşasın hilafet” sloganlı gösteriler yapılıyor. Ortak özellikleri özel koruma altında yapılıyor olması! Güvenlik güçleri göstericilerin başına bir şey gelmesin diye özel önlemler alıyor!

Bu toplum o sloganları aştı.

Bu toplum Cumhuriyet Devrimlerinin büyük bölümünü içselleştirdi. Ancak Cumhuriyetin kurum ve kuruluşlarının içi boşaltıldı. Bu boşaltmanın yerine koymak istediklerini topluma kabul ettiremiyorlar. 

Ancak bunlar toplumun önemli bir kesimini korkutuyor, ürkütüyor. Bu da iktidara yetiyor!

3 Mart 2024 hilafetin kaldırılışının yıldönümü. O güne dek bu yöndeki eylemlerin doz ayarını yükseltebilirler! Buna Meclis’ten de sesler eklenmesini sağlayabilirler.

Gerçek gündemin yani ekonominin boyutları artık TÜİK verileriyle bile örtülemiyor. TÜİK’in açıkladığı verilere göre gelir uçurumundaki genel durum şu:

Geliri en yüksek olan ilk yüzde 20, milli gelirin yüzde 50’sini alıyor. Geliri en düşük yüzde 20, milli gelirin 20’de birini, yani yüzde 5’ini alıyor!

Bu büyük uçurum ancak toplumun açlık direnci yükseltilerek ikinci plana itilebilir!

***   

İşte bu tabloda CHP’nin işi bir yanıyla çok kolay, bir yanıyla çok zor!

Memleketin durumuna bakan şunu söyler:

-Böyle bir ülkede muhalefetin seçimi kazanmaması için çok çaba harcaması gerekir!

Ancak öncelik sıralamasını iktidar yapıyorsa toplumun tercihleri de ona göre şekilleniyor. 

Her şey bir yana 14-28 Mayıs’ın öncesiyle sonrası arasında bile uçurum var. Bu uçurumu toplumun anlayacağı dilden gündemde tutmak gerekiyor.

Muhalefetin birbirine düşürülmesi yine aldatma ve kandırma planının bir parçası olarak işliyor.

14 Mayıs öncesi, “Bir oy Meral’e bir oy Kemal’e” diyenler şimdi CHP’ye AKP söylemiyle saldırıyorlar.

Yakın geçmişe kadar Başak Demirtaş’a hakaret edenler şimdi, “Başak Hanım” diyorlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları