Atatürk filmi...

16 Kasım 2023 Perşembe

Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışan bir dünya filmi izledik...

“Atatürk 1881-1919” filminden çıkışta ilk mırıldandığımız cümle bu oldu. 

Sevenlerin, saygı duyanların yere göğe sığdıramadığı bir dünya liderini filme sığdırmak elbette kolay değil. Zaten bir filme sığdıramamışlar! 1919’dan sonrası, 2024 başında gösterime girecek.

Film, ağustos ayı başında uluslararası gösterimiyle ilgili tartışmalarla gündeme gelmişti. Filmin yayından kaldırılması için sürdürülen lobi Mustafa Kemal Atatürk’ün sadece 20. yüzyılda değil, 21. yüzyılda da yaşamaya devam eden, savaşların ve barışların kahramanı bir dünya lideri olduğunu ortaya koyuyordu. 29 Ekim haftasının ardından 10 Kasım’da da bunu bir kez daha gördük.

***

Atatürk’ü hem herkes gibi etten kemikten bir insan olarak anlatabilmek hem de yenilmez bir irade ve kararlılıkla kafasına koyduğunu gerçekleştiren olağanüstü bir karakter olarak gözler önüne serebilmek alkışlanacak bir başarı.

İlk çocukluğundan gençliğine, cephe cephe dolaşmaktan vatanı bir an önce kurtarma özlemine kadar yaşamının her dilimi için, “Burası biraz daha geniş verilemez miydi” diye soruyorsunuz. Verilseydi film kaç saat sürerdi, bilinmez! Her şey olabildiğince tadında, kıvamında işlenmiş.

Mustafa Kemal’i İstanbul’daki şaşaalı yaşamın ortasında, böyle bir yaşamı reddedişini izlerken aklınıza ilk Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı kitabındaki sözü geliyor:

“O günlerde İstanbul’da vatan toprağını feda etmek daha kolaydı!”

Atatürk’ü de kahreden Balkanlar’dan Anadolu’ya göçün acısı beyazperdeden sızıp insanın içine işliyor.

Atatürk’ün entelektüel kimliği, pek çok dili bilgi birikimiyle yüklü olarak konuşabilen sahnelerle aktarılmış. Kritik anlardaki tavırlarıyla, nefret dili dışında bütün dilleri konuşabildiğini hissediyorsunuz.

Sofya’da yaşadığı aşk ne kadar büyük olursa olsun vatan aşkından büyük değil! Bunu da hem beyne hem yüreğe sokacak kadar güzel işlemişler.

Bir kurmay subay olarak hiç hak etmediği halde Selanik’te tren istasyonuna atandığında, memleketin kalbinde olup bitenlerle nefes almak. Bu yalnızlıkta büyük bir kalkışma olasılığını öngörüp nasıl bastırılacağını planlamak. Sofya’daki balo salonlarını bırakıp zorla cephede görev istemek. Çanakkale Cephesi’nin gerisindeki ihtiyat birliğine giderken savaşın en önünde olacağından emin adımlarla yürümek. Ruhen çökmüş bir birliği ayağa kaldırıp vatan için ölmeye hazır hale getirebilmek. Yedi düveli dize getirmek üzere emperyalizmin üzerine yürümek...

***

Atatürk filmi, bütün bunları 132 dakikaya sığdırarak yaşatıyor. 

Emeği geçen herkesi kutluyoruz. Aras Bulut İynemli bakışlarından davranışlarına Atatürk’ü ruhen içselleştirmiş. Atatürk’ün çocukluğunu oynayan Emre Mete Sönmez’i sanırım ileriki yıllarda da göreceğiz. 

Yönetmen Mehmet Ada Öztekin, yapımcı Saner Ayar, senarist Necati Şahin sinema sanatının en iyi örneklerinden birini ortaya koyup 100. yılı taçlandırdılar. 

Atatürk’ün etrafındakileri oynayan Songül Öden, Sarp Akkaya, Esra Bilgiç, Mehmet Günsür, Celile Toyon, Darko Peric bütünün önemli unsurları...

Her yıl ülkemizde ve dünyada 20 yeni Atatürk kitabı yayımlanıyor. Ancak Atatürk’ün sinema sanatıyla anlatılması ayrıca önemli. Dünya liderinin yaşamının bütün aşamalarıyla anlatımından sonra sadece bir olayın ya da zaman diliminin beyazperdeye taşınması da güzel olur.

Nice Atatürk filmlerine...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları