‘İllet-işim’ başkanlığı!

04 Mayıs 2023 Perşembe

Bugün “şahsımrasi”ye dönüşen sistemi, 2018’de ballandırarak anlatırken şöyle diyordu:

- Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bakanlar Meclis’ten olmayacak, parti dışından olacak. Böylece siyasetle uğraşmayacaklar, sadece kendi işlerine odaklanacaklar.

En büyük yalanlardan biri bu çıktı. Geleneksel olarak içişleri, adalet ve ulaştırma bakanları seçim takvimi ile birlikte istifa eder, yerlerine tarafsızlığı benimsenen kişiler seçim sonuna kadar görev yapardı.

Bugün bakıyoruz, en politik bakanlar onlar. Bakanlığı seçim bürosuna çevirdiler. 

Rekor içişleri bakanında. Türkiye’de bütün yurttaşların güvenliğinden sorumlu bakanlık,  neredeyse bir güvenlik sorunu haline geldi.

Günlerdir tartışılan soru şu:

- İçişleri bakanının 14 Mayıs bir siyasi darbe girişimdir, sözü ne anlama geliyor? 

Yanıtı eğip bükmenin gereği yok. Bunun anlamı şu:

Seçimi kaybedersek sonuçları saymayacağız!

Bunu 7 Haziran 2015’te denemişler ve başarmışlardı!

Ancak bu kez seçimi saymamaktan öte tümüyle yok saymaya yönelik bir tehdit söz konusu.

Bakanın sözel şiddeti devam ederken bir de YSK’ye paralel seçim gecesi planı yaptığı, ilçe seçim kurullarının sonuçları İçişleri’ndeki özel birime de göndermesini istediği ortaya çıktı.

***

Bu tartışmalar sürerken cumhurbaşkanlığının en güçlü adayı Kılıçdaroğlu, sosyal medyadan İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a yönelik bir uyarı mesajı yayımladı. Aslında demokratik bir ülkede böyle bir uyarı karşısında yer yerinde oynar.

Kılıçdaroğlu’nun mesajının içeriği şuydu:

- Altun ve ekibi seçim sürecini kirletecek planlar yapıyor.

- Bunun için dış odaklarla da bağlantı içinde.

- Gerçek olmayan kimi yayınlarla toplumu alabora etmeye, hukuki zeminleri baltalamaya yönelik bu adımlar için düğmeye basmak üzereler.

- Yapacaklarının farkındayız, uyarıyoruz.

Buna ilk tepkiyi Erdoğan’ın vermesi, “Ne demek istiyorsunuz? Bizim böyle karanlık planlarla işimiz olmaz” demesi gerekirdi. Bunun yerine sandığı mezara benzetti ve muhalefeti gömeceklerini söyledi. 

Altun da “Dezenformasyonla mücadelede ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı” demekle yetindi. Oysa içinden geçtiğimiz süreçte dezenformasyonun âlâsını iktidar medyası yapıyor. Dün sabah iktidarın tam resmi yayın organlarında yakın geçmiş “AKP tarihi” olarak yeniden yazılmış, bangır bangır halkın beynine nakşediliyordu.

“Belgesel-haber” karışımı yayınlar tek tek medya kuruluşlarının iradesini aşan bir paralellikteydi. İktidar ele geçirmediği kurumları tümüyle kapattı, tamamen kendi kadrosu ve iradesiyle yeni yapılar kurdu. Bunların başında İletişim Başkanlığı geliyor. Görünen kadrosunun çok ötesinde elemanlarının olduğu, sayının 5 bini bulduğu Ankara’da herkesin konuştuğu sırlar arasında.

***

İletişim Başkanlığı’nın Türkiye’deki bütün gazetecilere kimlik verme kurumu olduğunu, istediğinin basın kartını iptal ettiğini de vurgulayıp soralım:

Seçim günü ve gecesi iktidarı kaybetmek istemeyen yapıya karşı ne yapmalı?

Bize göre sadece sandığa, sandık güvenliğine odaklanmalı. Kılıçdaroğlu’nun önde olma durumunda sevinci ertesi güne bırakmalı. O geceyi tümüyle sonuç güvenliğine ayırmalı.

Zira sadece iktidarı kaybetmek değil söz konusu olan!

Suçişleri Bakanlığı’ndan İllet-işim Başkanlığı’na kadar, bütün bunlara karşı iyi önlem alıp şöyle demek gerekli:

Hadi oradan!

Diktatörlükler için siyaset biliminin kurduğu cümlelerden biri şudur:

Yeryüzünde hiçbir şey çöken diktatörlük kalıntılarından daha pis kokmaz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları