Kararlı umutsuzlar!

15 Ağustos 2023 Salı

Tarih bilimi için yapılan bir tanım vardır: Tarihte aradığınız her şeyi bulursunuz: savaş, barış, düşmanlık, kardeşlik... Bütün mesele ne aradığınıza bağlı!

Benzer durum, bir bütün olarak bakıldığında toplumlar için de geçerli. Umut, çöküntü, karamsarlık, heyecan... Ne ararsanız bulabilirsiniz. Örneğin bugün yüzde 90’lık iktidar, yüzde 10’luk muhalefet medyasına bakıldığında ortaya 180 derece zıt bir tablo çıkıyor. Gerçek o ki her enflasyon döneminde olduğu gibi bugün de gelir uçurumu giderek derinleşiyor. Tüm Türkiye’nin soyulmasından kaynaklanan genel yoksulluğun üstüne bir de eşitsizliğin artması eklendi.

Böylesi dönemler iktidar alternatifinin öne çıktığı, giderek daha fazla prim yaptığı dönemlerdir. Türkiye’de iktidarın en önemli icraatı “seçeneğini zayıflatmak” olduğu için, muhalefet de bunu dikkate alarak siyaset üretmediği için toplumda daha karamsar bir iklim yerleşiyor.

***

Cumartesi akşamı Kuşadası Belediyesi’nin şemsiyesi altında düzenlenen Kuşadası Kitap Fuarı’ndaydık. Sahillerdeki kitap fuarlarında gün, saat 20.00’de başlıyor. Gece yarısına dek devam ediyor.

Ağırlıklı olarak yurttaşta şu duyguyu hâkim gördük:

Kararlı bir umutsuzluk!

İnsanlar, bu aşamadan sonra iktidar değişiminin daha zor olacağını, bu iktidarın da her şeyi daha kötüye götüreceğini söylüyor. Elbette seçim takvimi başladığında bu hava büyük oranda dağılır. Seçmen mutlaka bir tarafa meyleder. Ancak bugünlerden başlayan tortu da gelecekteki kararda iz bırakır. Kimi yurttaşlar parti yöneticilerinin, “Seçimler yaklaşırken seçmen yumuşar” sözüne yanıt verircesine şöyle diyorlar:

“Bu kez kararım kesin...”

Devamında da o kesin kararlılığın ne olduğunu söylüyorlar. Bu, yönetim değişikliğinden zihniyet değişikliğine kadar geniş bir yelpazeyi içeriyor. En çok da umut üretme duygusu zedelenmiş. “Kararlı umutsuzluk” dediğimiz de bu!

Yeri geldikçe vurguluyoruz: en büyük felaket, kayıtsızlık, her şeyi oluruna bırakmak. En azından muhatap olduğumuz insanlarda bu yok. Bunun yerine, “Artık düzelmez” kaygısı ve umutsuzluğu var!

Bizim her şeye karşın yeni bir umut üretmenin kaçınılmazlığını vurgulamamıza neredeyse hayretle bakanlar oldu. O zaman biraz derinden girdik konuya:

“Arkadaş biz yerine göre demirden ve betondan umut ürettik, insandan mı üretemeyeceğiz!”

Kimi okurlar orada tanışıp benim önümde umutsuzluk üzerine beyin fırtınasına tutuştular!

Düşünce yelpazesinin en geniş olduğu konu CHP lideri. Kılıçdaroğlu için yelpazenin iki ucu şöyle:

1- Bu kadar dürüst ve iyi niyetli bir insandan ne istiyorlar!

2- Sonuç ortada... Değişim için daha ne bekliyor!

Başlıca beklenti elbette CHP’den. En başarısız durum bile iyi yönetilerek umut koşusuna çevrilebilir. CHP’de bu yapılmadığı için taban eğik düzlemde dalgalanıyor.

***

Kuşadası, çevresiyle birlikte büyük bir buluşma yeridir. Biz de ortaokul öğretmenimiz Selma Çoban’dan babamın şoförlükten arkadaşı Muzaffer Sargın’a kadar pek çok kişiyle kucaklaştık. Yeni insanlar tanıdık.

Onlardan biri 5 yıl önce ABD’ye göçmüş 40’lı yaşlarda bir çiftti. Gitmişler, yerleşmişler, işlerini oturtmuşlar. Sonra patronlarına dönüp şöyle demişler:

-Biz burada mutluyuz ama ülkemizden kopamıyoruz. İşimizi Türkiye bağlantılı hale getirsek? Söz, senin için kötü bir şey olmayacak... Kabul etmiş! Onlarla paylaştığım düşünce şu:

Hindistan bunu yaptı. Beyin göçünü beyin gücüne çevirdi. Giden yurttaşlarına, “Tamam git ama ülken için de bir şey yap” dedi. Onlar da dünyanın dört bucağında Hindistan merkezli işler yaptı!

Türkiye’de de gelişmelere günübirlik bakmayan, yurtsever bir yönetim bunu gerçekleştirebilir!

Bir başka güzel tanışıklık Muğla’daki Afrika Türklerinden Selahi’ydi.

Onu bir başka yazıda paylaşalım!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları