İYİ Parti yerel seçimlere “hür ve müstakil” katılma kararı aldı. 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından Akşener’in yaptığı açıklamalar dikkate alındığında sürpriz değil.

Siyaset yeniden şekillenecek. Son seçimlerdeki dengenin tersi bir durum söz konusu. Millet İttifakı’nın bileşeni olan altı parti, 31 Mart’ın bir yarışanı olacak.

Bu tablodan ne çıkar?

Matematiksel baktığımızda CHP’nin lehine olmayan bir durum çıkar. Görünen oy oranları kılavuz istemez.

“Görünen” tabloyu ne değiştirir?

İyi liderlik, milletle güçlü ittifak, 2028’i de dikkate alan yeni siyasal söylem!

Bunları başarabilen, 2028’in kapısı olan 2024 yerel seçimlerinde başarı elde eder!

***

Bu köşenin ruhu, daha iyi olması için yapılması gerekenleri sıralamak, bunlar yapılmazsa yaşanabilecek tehlikeleri ortaya koymak...

14-28 Mayıs öncesi şu cümleyi sıklıkla yinelemiştik:

“AKP oy kaybediyor. Ancak bu eşittir CHP’nin oyları artıyor diye yorumlanırsa yanıltıcı olur...”

AKP oy kaybetti ama CHP’nin oyu artmadı. Erdoğan, kaybedeceği oyların nereye yönelmesi gerektiğini de adeta planladı! Erdoğan’ın ne pahasına olursa olsun seçimi kazanma hırsını dikkate alarak hareket etmek gerekiyor. Şu anda muhalefetteki dağınıklık tam Erdoğan’a göre!

AKP, 2002’de iktidara geldikten sonra merkez sağın bütün partilerini kendi içinde eritti. Onların yerine kurulan partilerin de büyümesine, baraj seviyesine gelmesine izin vermedi. Sadece İYİ Parti planı bozdu. İYİ Parti AKP’nin planın bozdu ama kendi planını yapamadı. Şimdi bu arayış içinde. Siyasetin merkez sağına güçlü bir partinin gerektiğine inanıyoruz, bu bağlamda İYİ Parti’ye başarılar diliyoruz.

İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) oyçokluğuyla “kurumsal” bir karar verdi ama taban buna uyar mı?

Bize göre uymaz... Tavan kurumsal karar verdiyse taban da “durumsal” karar verir!

Tavandaki hesap çoğunlukla tabana uymaz. Şimdiden pek çok Anadolu ilinde adı konmamış işbirliklerinin olduğunu duyuyoruz. Hedef başarı olduktan sonra oraya ulaşma yolları da mubah olur.

Tavan hedef olarak AKP’yi değil de CHP’yi seçerse?

Yer yer bunun ipuçlarını görüyoruz. O zaman iş, “kaybet kaybet”e döner! İYİ Parti’den ayrılanlar da ağırlıklı olarak bu kaygıyı taşıyordu.

***

Gelelim madalyonun öteki yüzüne...

İYİ Parti kurulduğu günden beri iktidarın şaşı baktığı bir parti oldu. Yok saydılar, olmadı... Yanların çekmeye çalıştılar, olmadı. Terörist ilan etmeye kalktılar, olmadı. FETÖ’ye yamamaya çalıştılar, olmadı.

Şimdi hür ve müstakil İYİ Parti’ye nasıl bakacaklar?

Yukarıda vurguladık; tablo tam Erdoğan’a göre!

Napolyon askerlerine demiş ki:

“Beni sevmeniz gerekmez, benim için ölün yeter!”

Erdoğan da partisinin dışındaki herkese şöyle yaklaşıyor:

“Beni sevmeniz gerekmez, hatta benim yanımda olmanız da gerekmez, CHP’ye kaybettirin yeter!”

İYİ Parti’de bunu yutmayacak güçlü kadrolar var. Ancak Saray’ın kafaya koyduğundan vazgeçmediği de bir gerçek!

Her sorun kendi içinde fırsat da barındırır. CHP’nin önünde bu sorunlardan fırsatlar üretebilecek bir süreç var.

Bakarsınız CHP’yi yalnızlaştırma çabası tersine çevrilir, CHP tek başına toplumun bütün kesimlerini kucaklayan bir parti olur!