Necati Özkan

Artık yönetmiyorlar

09 Şubat 2023 Perşembe

Ülke yönetmeye dair his ve reflekslerini kaybetmiş, acayip bir organizmayla karşı karşıyayız. İktidar ülkeyi yönetmek zorunda olduğunu hissetmiyor artık. Bu çok daha hastalıklı bir hal. 

Ülkeyi iyi yönetmek seçim başarısı için zorunluluk olarak görülmüyorsa, iktidarın yönetmeye dair motivasyonu ortadan kalkar. Artık sadece seçim kazanmaya odaklanır! Ülkeyi yönetmeyi tamamen bir tarafa bırakmış, çürümekte olan bir yapı var karşımızda. 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un depremin ikinci gününde Dezenformasyon Bildirim Servisi’nin kullanıma açıldığını müjdelemesi her şeyi özetliyor. 

Tarihimizin en yıkıcı felaketinin yaşandığı ve on binlerce yurttaşın enkaz altında kaldığı bir krizin başındaydık. Doğru bilginin hayat kurtardığı bir zaman dilimiydi. Peki yalan haberler dolayısıyla yardım faaliyetleri mi aksıyordu, yoksa insanlar mı ölüyordu?

Bunu anlamak için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın söz konusu uygulamasında “Haftanın Yalan Haberleri” başlığıyla verilen bazı örneklere bakmak yeterli:

“Afet bölgesinde arama kurtarma çalışmalarında TSK devreye girmedi” iddiası. “Naci Görürün, ‘Depreme İlişkin Proje Hazırladık. Devlet Planlamaya, TÜBİTAK’a sunduk reddedildi’” iddiası. “Arama kurtarma çalışmaları yapılmıyor” iddiası...

Bu haberlerin -eğer öyleyse- yalan olmalarının afetle mücadeleyi zora sokacak bir tarafı olmadığı ortada. Afetle mücadelenin yalan haberlerden etkilenmeyecek bir disiplin içerisinde yürütülmesi gerekir zaten. Buna rağmen neden ortada bir yalan haber sorunu varmış gibi yapıldı?   

Çünkü insan hayatı söz konusuydu ve herkesin her şeyi açıkça konuştuğu bir haberleşme yaşanıyordu. TV kanallarında vatandaşlar çaresizliklerini anlatırken hiçbir yardım alamadıklarını söylerken sesleri kesiliyordu. Açıkça söylenen her şey, ülkeyi yönetenler adına büyük bir beceriksizliği, ürkütücü bir sorumsuzluğu işaret ediyordu. 

Ortada tam bir yönetim fiyaskosu vardı ve birkaç iyi örneği öne çıkararak durumu kurtarabilmek mümkün değildi. O nedenle iktidar bir kez daha en iyi bildiği şeyi yaptı ve yeni bir düşman kitle icat etti. Erdoğan deprem bölgesinde OHAL ilan ederken bu kitleyi şöyle tarif etti: “İnsanlık dışı yöntemlerle sosyal kaos çıkarmaya tevessül edenler. Yalan haber, çarpıtmalarla insanımızı birbirine düşürmeye niyetlenenler...”  

Artık iktidarın, işlerin kötü gidiyor olmasından dolayı endişe duymasına gerek kalmamıştı. Seçmen, iktidara yönelik bütün eleştirilerin “onların” kötü niyetlerinin ürünü olduğuna inandırılırsa depremde yaşanan olumsuzluklar “seçime yansımazdı”.

İktidar bu inandırma işinde seçmenine çok güveniyor. “Ay’a dört şeritli yol yapacağız desek inanırlar” diyecek kadar güveniyor. Düşman kitleler yaratıp sonra da seçmene “Onlara mı inanacaksınız, devlete mi” diye sormaya dayanan bu güven nedeniyle iktidar seçimi kazanmak için ülkeyi iyi yönetmek zorunda hissetmiyor. Enflasyon azsa da deprem ülkeyi yıkıp geçse de her şey öncelikle bunun için yapılıyor. 

Çünkü bu, iktidar açısından altın yumurtlayan tavuk. Yıllarca her seçimden sonra yumurtayı ellerine alıp “Yönetemediğimizi söyleyenleri düşmanlaştırmak bile seçim kazanmak için yetiyor, ülkeyi yönetmesek de olur” diye gülüştüler kendi aralarında.

2001’den bu yana güvenlerini sarsan tek şey 2019 yerel seçimleri olmuştu. Depremde herkes için çok daha görünür hale gelen, yılların yönetim boşluğu, iktidarı kaçınılmaz sona daha da yakınlaştırdı. 

Enkaz altındaki çaresizliğini “Nerede bu devlet” diye ifade ettiğinde kendi seçmenlerini, kendi partililerini bile düşman ilan etmekten geri durmayacağını kanıtlayan bu iktidar elbette gidecek. İlahi bir adaletin tecellisi gibi söylersek “Depremle geldiler, depremle gidecekler”.

Yeter ki muhalefet şu gerçeği unutmasın: İktidarı, “Asıl düşman sizsiniz” diye bağırarak yenemezsiniz. Kazanmak için seçmeni, sorunları çözme, yönetme yetenek ve kapasitenizin daha yüksek olduğuna ikna etmek zorundasınız. Erdoğan’dan değil, mesela Haluk Levent’ten daha yüksek olduğuna... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öfke ve değişim 12 Haziran 2023
Nasıl oldu? 30 Mayıs 2023
Yakın elmalar 22 Mayıs 2023

Günün Köşe Yazıları