Emeklilerin maaş farklılıkları kaldırılmalı

07 Haziran 2023 Çarşamba

EMEK VE GÜVENCE 2

Önerilen aylık hesaplama sistemleri:

Sigortalıların tüm çalışmalarına ait prime esas kazançların alınması uygulaması yerine, aylık talep tarihinden önce primi ödenmiş son 5 ya da 10 yıllık süredeki prime esas kazançlarının talep yılına kadarki yılların enflasyon ve büyüme hızının yüzde yüzü oranında güncellenmesi ve bulunan ortalama kazancın aylık bağlama oranı ile çarpılması sonucu aylıkların hesaplanmasına ilişkin bir sistem olabilir. Aylık bağlama oranının belirlenmesinde sigortalıların yaşı ile çalıştıkça artan aylık bağlama oranları kriteri esas alınabilir. Örneğin ilk 10 yıllık çalışmanın her yılı için yüzde 3.5, sonraki 10 yılın her yılı için yüzde 4, sonraki sürelerin  her yılı için yüzde 5 puan olarak uygulanması gibi. Malullük veya ölüm sigortasında statüler arasında aylık bağlama oranları yönünden farklılık olmamalı. Bu oranlar sabit olarak uygulanabilir. Örneğin yüzde 70 gibi.

2000’den önce SSK sigortalıları için uygulanan gösterge sistemi. Gerek SSK gerekse Bağ-Kur’lular yönünden son 5 ila 10 yıl arasında tespit edilecek kazanç ortalaması alınmak suretiyle oluşturulacak tek bir gösterge tablosundan gösterge tespiti yapılabilir. Bulunan gösterge rakamı yine memur maaş katsayısı ve aylık bağlama oranı ile çarpılmak suretiyle aylık miktarı tespit edilebilir. Aylık bağlama oranının tespitinde yine sigortalıların yaşı ve prim ödeme gün sayısı dikkate alınmak suretiyle, çalışma süreleri arttıkça artan aylık bağlama oranları esas alınabilir.

ADALET SAĞLANSA BİLE...

  • Farklı tarihlerde emekli olanların aylıkları arasındaki farklılıkların giderilmesi - intibak işlemleri: Yeni bir aylık hesaplama sisteminin getirilmesi, değişikliğin yapıldığı tarihten sonra bağlanacak emekli aylıkları arasında adalet sağlasa bile bu yeterli olmaz. Aynı prim ödeme gün sayısı ile kazançlara sahip oldukları halde, farklı tarihlerde emekli olmaları nedeniyle aylık miktarları değişen emeklilerin, aylıkları arasındaki farklılıkların ve adaletsizliklerin giderilmesi diğer bir ifadeyle, yeni getirilen aylık hesaplama sisteminin bugüne kadar bağlanmış tüm emekli aylıklarının yeniden hesaplanmasında kullanılması gerekir. Değişiklik öncesi bağlanan tüm aylıkların yeni sisteme intibak ettirilmesi gerekir.
  • Adil olmayan alt sınır aylığı uygulamasının sosyal sigortalar sisteminden çıkarılıp sosyal yardımlar kapsamına alınması: Sosyal güvenlik sistemlerinde  asgari emekli aylığı (alt sınır aylığı) uygulamaları çok tercih edilen uygulamalar değildir. Çünkü bu uygulamalar prim karşılığı olmayan aylık ödemelerini içerdiğinden sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliği ve aktüeryal dengeler için olumsuz etki yapmakta ve daha çok çalışan veya daha yüksek miktarda prim ödeyen emekliler yönünden mağduriyet yaratmakta. Mevcut durumda asgari emekli aylığı, 2023/Nisan ödeme dönemi itibarıyla 5 bin 500 liradan 7 bin 500 liraya çıkartıldı. Özellikle 2008/Ekim sonrası asgari kazançlar üzerinden çalışan sigortalılara 2000-3000 lira civarlarında aylık bağlandığı biliniyor. Yani sigortalıların gün ve kazançlarına göre bağlanan gerçek aylık tutarları bu civarda. 2008’den 2019’a kadar alt sınır aylığı uygulanmazken 2019’da 5510 sayılı kanunun ek 19. maddesi ile alt sınır aylığı uygulamasına başlandı. 3 bin 600 gün prim ödeyenle 9 bin gün prim ödeyen herkes en son açıklanan 7 bin 500 lira alt sınır aylığı torbasına konuldu. Bugün itibariyle yaklaşık 14 milyon emeklinin 9.5 milyonu 7 bin 500 liranın altında emekli aylığı almakta. Sosyal güvenlik sistemi yönünden olumsuz etkileri olduğu gibi, yüksek prim ödeyenler yönünden adil olmayan alt sınır aylığı uygulamasının, sosyal sigortalar sisteminden çıkarılıp sosyal yardımlar kapsamına alınması gerekir. Emekli aylıklarına yapılacak katkının ilave ödeme veya başka bir ad altında sosyal yardım niteliğinde ödenerek sosyal sigorta dengesi bozulmamalıdır.
  • Emeklilere ödenen bayram ikramiye tutarının asgari ücret tutarına yükseltilmesi: Emeklilere ramazan ve kurban bayramlarında 2 bin lira şeklinde ödenen bayram ikramiyelerinin asgari ücret düzeyine çıkarılması, ikramiyeleri daha anlamlı kılacaktır.

Emekli aylıklarından yapılan ilaç, muayene, optik, ortez-protez ve reçete katkı payı kesintilerinin tamamen kaldırılması: Emekli maaşlarından kesilen ilaç, muayene, optik, ortez-protez ve reçete katkı payları bulunuyor. Yaşın ilerlemesi nedeniyle sağlık sorunları artan emeklilerin, zaten çok yetersiz olan aylıklarından bu tür kesintilerin yapılması aylık miktarlarını iyice düşürüyor.  Dolayısıyla emeklilerin aylıklarından anılan katkı paylarının kesilmemesi gerekir. 

Emeklilik sonrası kamuda çalışanların aylıkları kesilmemeli: Emeklilerin, emeklilik sonrası kamuda çalışmaları halinde, aylıkları 5335 sayılı kanun gereği kesilmekte. Emekliler özel sektörde olduğu gibi aylığının  kesilip kesilmemesi tercihinin kendilerine bırakılmasını istiyor. Emekli, aylığı kesilmeden kamuda çalışmak isterse çalışmalarının sosyal güvenlik destek primine tabi tutulması, aylığının kesilmesini tercih etmesi halinde ise hakkında tüm sigorta kollarının uygulanması gerekir.  Yani emekliye tercih hakkı getirilmeli.

Sosyal güvenlik destek primine (SGDP) tabi çalışmalar emekli aylığının yeniden hesaplanmasında dikkate alınmalı: Emekli aylığı alanlar, özel sektörde aylıkları kesilmeksizin sosyal güvenlik destek primine tabi çalışabilmekte. Sosyal güvenlik destek primi, sigortalının iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulması halinde, bu sigorta kollarından gerekli yardımların yapılması için prime esas kazançlardan kesilmekte. Ancak SGDP tabi çalışmaların, emekli aylığının miktarına herhangi bir katkısının bulunmaması ve emekli aylıklarında herhangi bir artış meydana getirmemesi nedeniyle, emekliler SGDP tabi çalışmak yerine kayıt dışı çalışmayı tercih ediyor. Ancak bu çalışmaların belirlenecek kriterler çerçevesinde az da olsa aylık miktarlarını artırması, kayıt dışı çalışmayı büyük ölçüde önler.

Emekli aylıklarının artırılmasında emeklinin geçimini doğrudan etkileyen gerçek enflasyon oranları dikkate alınmalı: Emekli aylıklarının artırılmasında dikkate alınan ve TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranının tespitinde enflasyon sepeti içerisinde yer alan ürünler ve bunların ağırlıkları önem arz etmekte.  Ancak enflasyon sepeti içerisinde yer alan kimi ürünlerin gereksiz olduğu bilindiği gibi, bazı ürünlerin ağırlıklarının daha fazla olması gerekirken daha az oranda dikkate alındığı görülmekte. Dolayısıyla, belirlenen enflasyon oranları halkın alım gücündeki düşüş oranlarını yansıtmamakta ve emekli maaşları olması gerektiği şekilde artırılmamakta. Bu nedenle emekli aylık artışlarında dikkate alınacak enflasyon oranının tespitinde zorunlu temel ihtiyaçları kapsayan (gıda, giyim, yakacak, sağlık, eğitim vb.) mal ve hizmetlerin artış oranlarının esas alınması gerekir.

EN AZ 900 PRİM GÜN SAYISI

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalıların hak sahiplerine, ölüm geliri bağlandığı gibi, ölüm sigortasında kanunda öngörülen diğer koşullar aranmadan ölüm aylığı da bağlanmalı: İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalıların hak sahiplerine, ilişkin hiçbir koşul (gün, yaş, sigortalılık süresi gibi) aranmadan ölüm geliri bağlanıyor ancak, ölüm sigortasından ölüm aylığı bağlanması için kanunda öngörülen 1800 gün veya 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 prim gün sayısının doldurulması gerekiyor. Sosyal güvenlik sistemimizde maden kazalarında ölen sigortalıların hak sahipleri için bu hak yasal düzenlemeyle sağlandı. Bunun tüm iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalıların hak sahipleri için uygulanmasına yönelik yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor.

SİGORTALILARA EN FAZLA HİZMET VERDİĞİ STATÜDE AYLIK BAĞLANIR

Sigortalılara en fazla çalıştıkları statüde aylık bağlanmalı: Birden fazla sosyal güvenlik kanununa tabi çalışması bulunanlara, hangi kapsamda aylık bağlanacağı hususu; 2008/Ekim öncesi sigortalılığı başlayanlar için 2829 sayılı kanunla, sonrasında sigortalı olanlar için 5510 sayılı kanunun 53. maddesinde düzenlenmiş. Buna göre, 5510 sayılı kanunun yürürlük tarihi olan 2008/Ekim; 

  • Öncesi çalışmaya başlayanlardan birden fazla statüde (SSK; Bağ-Kur, Emekli Sandığı) çalışması bulunanlara, hangi statüde emekli aylığı  bağlanacağına 2829 sayılı kanun gereği, sigortalıların son yedi yıllık fiili hizmet süresi (2520 gün) içinde, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu statüde aylık bağlanır.
  • Sonrası çalışmaya başlayanlara hangi statüde yaşlılık yani emekli aylığı bağlanacağı 5510 sayılı kanunun 53. maddesinde düzenlenmiş olup sigortalılara en fazla hizmetinin geçtiği statüde aylık bağlanır. Malullük ve ölüm sigortasında ise 2008/Ekim öncesi ve sonrası sigortalılar için son statüye göre aylık bağlanmakta. Bu durum zaman zaman suistimal edildiği gibi sigortalıların mağduriyetine de neden olmakta. Buna göre, sigortalılara malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı bağlanmasında, toplam hizmet süresi içinde en fazla hizmetinin geçtiği statünün esas alınması gerekir.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları