Erdoğan'ın G-7 oteli…

16 Haziran 2024 Pazar

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İtalya’da G-7 zirvesinde kaldığı otel beklenmedik ilgi ve merak konusu oldu.

İtalyan basını, RTE’nin “15 odalı delegasyonu” için ayrılan oteli-heyhat!- “fazla basit bulduğu” için beğenmediğini ve otelinin değiştirilmesini talep ettiğini yazdı.

“Çok garip!” dedim okurken: “Böyle bir şey nasıl olabilir? Erdoğan’ı acaba diğer G-7 liderlerinin kaldığı otelden farklı bir yere mi yerleştirmeye çalıştılar?”

Puglia kıyılarına demirli ABD gemisinde kalan ABD Başkanı Biden dışında, Erdoğan’ın diğer tüm G-7 liderlerinin kaldığı oteli beğenmemesi çünkü düşük bir ihtimal… 

Akdeniz zeytinlikleri ve uçsuz bucaksız golf sahaları ile G-7’ye göz kamaştırıcı bir fon oluşturan Borgo Egnazio zira, sadece İtalya’nın değil, dünyanın “Best Hotel” ödülleriyle taçlandırılmış bir kurum.

İtalya’nın popüler Başbakanı Meloni’nin ayrıca yıllardır gittiği, favori tatil mekanı.

Tüm bu sebeplerden ötürü, otelin G-7 mekanı olarak özel tercih yapılması üzerindeki vurgu öyle ön planda ki, Ukrayna savaşı ve yapay zeka gibi dünyanın kaderini ilgilendiren konuların konuşulduğu zirve, otelin bulunduğu “Akdeniz cazibesi” ile ünlü Puglia bölgesinin ya da yörenin liman kenti Brindisi’nin adı ile zikredilmiyor da…gecelik ücreti 2000 avro olan 5 yıldızlı müessesinin adı ile anılıyor.. 

Erdoğan’ın kişisel tercihleri ötesinde, öncelikle konuşulan mevzu bu.

“Hilton G-7’si, Sheraton G-7’si diyerek misal, otel adıyla anılan zirve hiç duydunuz mu?” diyor İtalyanlar ve soruyorlar:

“Başbakan, konik çatılı (trulli) beyaz taş yapılarıyla ünlü Puglia yöresinin değil, yaz tatillerini geçirdiği süper lüks bir otelin reklamını yapıyor. Bu şimdi sözde milliyetçilik mi oluyor?”

“PASTA YESİNLER!”

RTE’nin otel değiştirme israrına dün tam iki sayfa ayıran Repubblica gazetesinin, merak edip internetteki okur yorumlarına girdim.

“Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı Von der Leyeni Ankara ziyaretinde, iskemlesiz, ayakta bırakan devlet başkanı değil miydi?” diyor biri:

“Demek (RTE’nin) lüks anlayışı sadece altın varak” diye devam ediyor özetle başkası. 

İlginç olan, tepkilerin RTE dışında tüm liderlere yönelmesi:

“Bir kez koltuğa oturduklarında neden kalkmak istemedikleri buradan belli değil mi?” diyor misal bir okur ve şu yorumları yapıyorlar: 

“Bir Puglia’lı olarak, Borgo Egnazia da neresi… diye sordum kendime- Puglia’yı karış karış tanırım. Meğer bir otel adıymış!”

“Onlar hep daha zengin, ben hep daha fakirim!”

“Yaşadığımız dünyanın dekadansı…”

“Zirve lidelerinin cümlesi asap bozucu. Dünya sorunları yerine kalacakları suit’leri düşünüyorlar.”

“Bu buluşmaların bir işe yaradığı ve, bir işlevi olduğuna emin miyiz?”

“2000’ler demokrasilerine hoşgeldiniz! ‘Benden sonra tufan’ diyen XV. Louis Fransa’sında gibiyiz. Ayrıcalıklılar bir yanda, halk öte yanda…”

“-Majesteleri, halk ekmek bulamadığını söylüyor!

-Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler…”

DEKADANSIN FOTOĞRAFI

Erdoğan’ın otellerden otel beğenmemesi üzerine yapılan yorumlar, RTE özelinin çok ötesinde G-7 liderlerine güven kaybını gösteriyor. 

Nerden nereye?

1970’lerin başında ileriki yıllarda Alman Şansölyesi olacak Helmut Schmidt ile Fransa Cumhurbaşkanı olacak Giscard d’Estaing’in maliye bakanları olduğu dönemde kurulan G7, “dünyanın en sanayileşmiş ülkelerini” temsil ediyordu. Bugün “dünyanın en zengin demokrasileri” olarak adlandırılan bu grubun artık, neyi simgelediği belli değil. 

Geçen hafta geride bıraktığımız Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki zafer örneğin, İtalya’da “Mussolini’den sonra gelmiş geçmiş en sağ hükümete başkanlık eden” Meloni’ye gitti.

AB’nin lokomotif ülkelerinde, Macron ve Scholz aşırı sağ partilerinin zaferi altında ezildiler ve sırayla 2., 3. sıraya gerilediler. 

G-7 sadece büyük AB ülkeleri ile sınırlı değil…

Brexit’le AB dışına çıkan G-7 liderlerinden İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ı, ülkesinde Temmuz başında yapılacak seçimlerde mutlak bir yenilgi bekliyor. 

Sunak’ın, Türkçede ancak “yavşak” olarak adlandırabileceğimiz, zirvenin ev sahibi Meloni’nin neredeyse içine düşen tavırları, “Borgo Egnazio”nun en sürreel görüntüleri arasında yer alıyor. 

“Sürreel” derken Biden’ı unutmamak gerek. 

Öyle ki insan gördüklerine inanamıyor. 

Tam G-7 liderlerinin grup fotoğrafı çekilecek.  

O da ne? 

Biden, liderlerin yanında hizalanmak yerine… o sırada aksi istikamette gösteri yapmakta olan paraşütçülere doğru yöneliyor. 

Maksadı onları selamlamak. 

Ama tümüyle yanlış zamanlama ve yanlış mantık. 

Başkan, ev sahibi Meloni tarafından yarı yolda frenlenip, “onlarla sonra sosyalleşirsiniz; şimdi fotoğraf çektireceğiz!” diye kolundan çekerek uyarılıyor. 

Trump gibi bir iletişim canavarı ile birkaç ay sonra seçim sandığında hesaplaşacak ABD Başkanının ahvali bu. 

Aşırı sağın frenlenemez yükselişi ile sonuçlanan Avrupa Parlamentosu seçimleri ardından, bir de ABD seçimlerini Trump alırsa yandı gülüm keten helva.

Kemerlerinizi bağlayın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları