Çareyi siz söyleyin

25 Şubat 2023 Cumartesi

Bu kadar yanlışın içinden nasıl çıkacağız ve güzel günlere ulaşacağız, inanın yanıt bulamayanlardan biri de benim.

Tamam, bir büyük felaketin altında kimimiz fiilen, kalanlarımız da manen ezildi. Neredeyse 20. güne geldik hâlâ “deprem”den başka tek bir konu konuşmuyoruz. 

Bülent Arınç anayasaya taban tabana aykırı bir söz söyleyip seçimlerin ertelenmesi gerektiğini ileri sürmese bir ikinci konu olmayacaktı.

Neyse ki tüm hukukçular şarlayınca o da ağzını kapattı.

Yanlışlardan söz edince baştan başlayalım. Şu anda TBMM’nin resmen alınmış bir tatil kararı yok. Ama Meclis fiilen devre dışı. Her çalışma günü başkanvekili Genel Kurul’daki yerini alıp, “Çoğunluğumuz olmadığından” veya “Başkanlık Divanı teşekkül etmediğinden çalışmalarımıza başlayamıyoruz” diyerek toplantıyı erteliyor. 

Neden?

Çünkü iktidar ile muhalefet partileri, milletvekillerinin deprem bölgesinde olmasını gerekçe göstererek kendi aralarında, Meclis’i çalıştırmama konusunda anlaşmışlar.

Oysa biz, düşman orduları Polatlı’ya kadar ilerlediği İstiklal Savaşı döneminde bile bu Meclis’in faaliyetini hiç aksatmaması ile övünmüyor muyduk?

TBMM çalışıyor olsaydı, deprem felaketi nedeniyle alınacak önlemler orada konuşulur, acilen kaynak yaratılır, çıkarılacak yasalarla kurumlar oluşturulur, görevlendirmeler yapılırdı.  

Ayın 28’inde Genel Kurul çalışırsa son 22 gün boşa gitmiş olacak. Hadi deprem nedeniyle yöreye gitme zaruretiyle bir hafta fiilen ara vermeyi makul sayalım. Kalan iki haftaya ne diyeceğiz?

Yanlışlardan söz etmişken... İyilik yapmak için kendiliğinden organize olan STK’lerin önüne taş koyan AFAD’a ve bu kuruma o yönde talimat veren kafalara nasıl saygı duyacağız? 

Depremin ikinci günü Twitter iletişimini kısan Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumunu (BTK) hangi kafalar yönetiyor olmalı ki enkaz altında telefonuyla imdat isteyen canlarımızı ölüme terk ettik.

Peki akıllandık mı?

Ne gezer? Cumhurbaşkanının alelacele ilan ettiği “Olağanüstü Hal” üzerine, devlet kurumları internet sitelerine ve görüntülü sesli medya organlarına saldırılara başladı. RTÜK TELE1’i üç gün süreyle kararttı. Halk TV ve Fox TV’ye para cezası verdi. BTK tarafından da “ekşi sözlük” isimli internet sitesine erişim engellendi.  

İktidarın bu tutumu, sokaktaki yandaşlarına cesaret vermiş olmalı ki Halk TV’nin Malatya’dan canlı yayın yapan ekibine, elinde çekiç bulunan biri tehditler savurdu. İşin ilginç yanı, olaya müdahale etmesi istenen polis, “Size çekiçle vursaydı, bir şey yapabilirdim. Şimdi karışamam” diyerek ilgisiz kaldı. 

Belli ki o da görevini yaparsa iktidarı kızdıracağından korktu. 

Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki mart ayında deprem bölgesinde konut yapımına başlanacağına dair sözlerine ne diyelim? Oysa konunun uzmanları, konut yapılacak yerlerde önce “mikro bölgeleme” çalışması gerektiğini ileri sürüyorlar. Böylece o kentin doğasının özellikleri, jeolojisi, sismolojisi, bütün parametreleri sondajlarla, haritalarla ayrıntılı olarak görüldükten sonra uygun yerlerin yerleşime açılması gerektiğini savunuyorlar.

Biz ise “cumhurbaşkanının talimatlarını” bilimden yukarıda tutuyoruz.

Siz söyleyin: 

Bu kafalar tarafından yönetilirken hangi yanlışı düzeltebiliriz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları